Şampiyonlar Ligi'nde grubunda ilk ikiye kalamayan ve 3. olup UEFA Kupası'na katılmaya hak kazanan G.Saray; Bologna, Borussia Dortmund, Real Mallorca ve Leeds United'ı eleyerek namağlup bir şekilde finale yükselmişti. 17 Mayıs 2000'de Danimarka'nın başkenti Kopenhag, G.Saray ile Arsenal arasındaki finale sahne olacaktı. Türk futbol tarihinin belki de en önemli maçında Cim Bom, penaltı atışları sonrasında Arsenal'i yenerek kupayı müzesine götürmüştü. Tarihî finalden sonra teknik direktör Fatih Terim ve futbolcular Arif Erdem ile Hakan Şükür, Süper Kupa finalini beklemeden Avrupalı takımlarla anlaştı. Bülent Akın'lı, Jardel'li G.Saray, Lucescu yönetiminde Real Madrid'i yenerek Süper Kupa'yı da aldı. Bu müthiş başarıların ardından 8 sezon geçti. İşte, o yıllarda G.Saray'da forma giyen futbolcular çeşitli badireler atlatarak bugünlere geldi. Kimileri futbolu bırakarak teknik direktörlüğe başladı, kimileri sessiz sedasız bir köşeye çekildi, kimileri de yedekliği sorun etmeyip futbolculuk hayatını sürdürdü. Ancak hemen hemen hepsi çok sevdikleri Sarı-Kırmızılı takımdan sorunlu şekilde ayrıldı. Şöyle anlı şanlı bir jübile töreni hiçbirine layık görülmedi. UEFA şampiyonluğunun sonrasında kadroda adı geçen isimlerin yıldızı bir daha o günkü kadar parlamadı. Üstelik çoğu, kariyerlerinin en büyük düşüşlerini yaşadı. Avrupa'ya gidenler bekleneni veremedi. Hatta bir kısmı yuvaları olarak gördükleri G.Saray'a geri döndü. Efsane kadronun önemli temsilcilerinden Hakan Şükür de artık kulüpte kalmayacağını açıkladı. Türk futbolunun yetiştirdiği en büyük futbolculardan olan 'Kral' Hakan, aktif futbol hayatını sürdürüp sürdürmeyeceğine ise henüz karar vermedi. Kariyeri boyunca kırılmadık rekor bırakmayan, tüm dünyada tanınan Türk futbolcuların başında gelen Hakan'a jübile teklif edilse de tecrübeli yıldızın veda biçimi yakışık almadı. AVRUPA FATİHLERİ ŞİMDİ NE YAPIYOR? Claudio Taffarel: 2001'de eski takımı Parma'ya döndü. 42 yaşındaki kaleci, ülkesinde yaşıyor ve emekliliğin tadını çıkarıyor. Capone: Kocaeli'nde idmanlara çıksa da para konusunda anlaşamayınca ipleri kopardı. 2003'te Türkiye'den ayrıldı. Brezilya'da Beitar Jerusalem, Gremio, Corinthians formalarını giydi ve futboldan uzaklaştı. Gheorghe Popescu: 2001-02'de Lecce'ye gitti. Bir yıl Lecce'de, bir yıl da Hannover'da oynayıp emekliye ayrıldı. Bülent Korkmaz: Futbolculuk yaşantısına son noktayı koyması sancılı oldu. Bir süre ortalıklarda gözükmese de teknik direktörlüğe başladı. Fatih Akyel: 2001'de Mallorca'ya gitti. Ardından F.Bahçe'ye geldi. Daha sonra Bochum ve PAOK'ta oynadı. Geçen sezonu Kasımpaşa'da geçirdi. Suat Kaya: 2003'te futbolu bıraktı; ama G.Saray'a hizmet etmeyi sürdürdü. PAF takımını üst üste iki kez şampiyon yaptı. Ardından Orduspor ile Gaziantep Büyükşehir Belediyespor'da teknik direktörlük koltuğuna oturdu. Ahmet Yıldırım: Lucescu, G.Saray'dan ayrılarak Beşiktaş'a gidince onun peşini bırakmadı. Siyah-Beyazlılarla lig şampiyonluğu yaşadı. Ankaraspor'da forma giydi. Geçtiğimiz sezon başında Malatyaspor'da ter döküyordu. Okan Buruk: 2001'de İnter'e transfer oldu. 2004'te geri dönüş sinyali verdiğinde yeniden G.Saray'la sözleşme imzalayacağı düşünülüyordu; ama o Beşiktaş'a gitti. 35 yaşına ulaşan Okan, hâlâ G.Saray'ın başarısı için ter döküyor. Hakan Ünsal: Sorunlar yaşayınca PAF'a gönderilmişti. Şansını Blackburn'de denedi. Terim'in isteğiyle geri döndü. Bir ara ÇaykurRizespor'a gitti; fakat ani bir kararla futbolu bıraktı. Şu an futbol yorumculuğu yapıyor. Arif Erdem: Real Sociedad'a transfer oldu. Yarım sezon kaldı ve geri döndü. Eski form grafiğine ulaşamadı ve futbolu bıraktı. Büyükşehir Belediyespor'da Abdullah Avcı'nın yardımcılığını yapıyor. Ergün Pembe: G.Saray'ın gerçek emektarları arasına girdi. Yedek kalsa da sorun etmeden takımına hizmet etmeyi sürdürdü. Cim Bom'dan sessizce ayrılarak Anadolu yollarına düştü. Gheorghe Hagi: Yaşı 35'e dayanmıştı ve futbolu bırakıp teknik direktörlük yapmaya başladı. Romanya Milli Takımı, Bursaspor ve G.Saray'ı çalıştırdı. Halen ülkesinde çeşitli ticarî işler yaparak para kazanmaya çalışıyor. Hakan Şükür: İnter'e transfer oldu. Bir yıl sonra Parma'ya geçti. Oradan da Blackburn'de forma giydi. 2003'te döndü. 37 yaşındaki Hakan Şükür'e, görüşleri alınmadan jübile teklif edildi. Hasan Şaş: Efsane kadroda da bazen yedek kalıyordu. 2002 Dünya Kupası'ndaki müthiş performansıyla sivrildi. Halen G.Saray'da oynuyor. Emre Belözoğlu: UEFA finalinde sahada değildi. 2001'de Okan Buruk ile İnter'e gitti ve 4 sezon bu kulüpte kaldı. Daha sonra Newcastle ile anlaştı. Şu an İngiliz ekipteki geleceği tartışılıyor. Bülent Akın: UEFA Kupası'nın kazanılmasından sonra yüksek bir bonservis ücretiyle transfer edildi. G.Saray'dan ayrıldıktan sonra Bolton, G.Birliği, Malatyaspor ve İstanbulspor formalarını giydi. Mario Jardel: Süper Kupa'da golü atmıştı. G.Saray'dan ayrıldıktan sonra S. Lizbon, Ancona, Bolton, Newells Old Boys ve Alaves gibi kulüplerde boy gösterdi. Şimdi Brezilya'da bir takımın kendisini davet etmesini bekliyor. Fatih Terim: Süper Kupa'yı beklemeden Fiorentina'ya gitti. Ardından Milan'la anlaştı. Yeniden G.Saray'ın başına geçse de işler sarpa sardı. Milli Takım'dan teklif alınca görevi kabul etti. Mircea Lucescu: Süper Kupa'yı havaya kaldırdı. 2001-02'de gelen şampiyonluğa rağmen gönderildi. O da Beşiktaş'ı şampiyonluğa ulaştırdı. Türkiye'den ayrılınca Shakhtar Donetsk'in başına geçti. / Zaman gazetesi Ergün Pembe ise yaptığı açıklamada Galatasaray'ın vefasızlığını, ''keşke İngiltere'ye gitseydim'' diyerek dile gitirdi. G.Saray ve Türk futbolunun emektar isimlerinden Ergün Penbe, Sarı-Kırmızılı takımda oynarken kendisine İngiliz ekibi Newcastle'dan teklif geldiğini, kabul etmediği için şu an pişman olduğunu söyledi. O dönemde amatörce davrandığını söyleyen Penbe, "Yaşadıklarıma bakınca keşke o teklifi kabul etseydim diyorum. Bu büyük bir fırsattı. Eğer gitseydim futbol kariyerim daha değişik olurdu. Nitekim Tugay, Ada'ya giderek en doğru kararı verdi. Çünkü Türkiye'de kalsa çoktan futbolu bırakırdı. UNUTULMAZ FİNALDEN UNUTULMAZ KARELER GELİN O MUHTEŞEM GECEYİ BİR KEZ DAHA HATIRLAYALIM Ancak şu bir gerçek ki Tüm Türkiye yıllar boyu CİMBOM'un efsane kadrosunu gururla anacak. Spor müdürümüz Sayın Mehmet Şeyho ise kaleme aldığı yazısında spor camiasından bugüne kadar hiç kimsenin bakmadığı bir perspektiften bakmış ,enfes tesbitleriyle Galatasaray'ın efsane kadrosuna yaptığı vefazlığı işte böyle dile getirmişti Kim yalan söylüyor? Hakan Şükür bugün Türk futbolunda bir semboldür... Bugünden sonra da tez konusudur.Hakan'la ilgili tez yapacaklar,UEFA şampiyonluğunu da incelemelidirler.Tutan Kamon'un lanetli lahdinin kaşiflerine ölüm getirdiği gibi UEFA kupası da Galatasaray'a futbolcular adına mutsuzluğu getirmiştir. Son olarak Hakan Şükür örneğinde olduğu gibi hiçbiri Galatasaray'da futbolu noktalayamamıştır. NEDEN? Adnan Polat Feldkamp'ı, Feldkamp,Adnan Polat'ı suçluyor. Konu:Hakan Şükür'ün gönderilmesi. Hakan Şükür gitti mi? Cevap Evet.Sonuç: Biri doğru söylemiyor.İşin en dramatik yanı bu iki isminde zaman zaman medyayı aynı şekilde suçlamasıdır.Yani doğru yazmamakla, konuşmamakla!... Bugün görüldü ki onlar doğru söylemiyorlar. Hakan Şükür,hocası Feldkamp tarafından kadro dışı bırakıldı.Kadroya alındığı ilk maçta attığı golden sonra Feldkamp'a sarıldı.Bunu değerlendirirken de kendisiyle ilgili kararı bildiğini söylüyor.Hakan'ın söylemesi ve eylemi kimin doğru söylediğini ortaya koyuyor. Hakan bir defa daha büyümüştür.Bu duruma düşeceğini bile bile çok sevdiği Galatasaray'ı terk etmemiştir.Hocasız Galatasay'ı Cevat,Nezihi,Burak hocalarla birlikte şampiyon yapmıştır.Gençleri yalnız bırakmamıştır.Onlara takım ve forma sevgisini aşılamış,ihanete uğramasına rağmendoğru bildiğini yapmıştır.Genç futbolculara bu yönüyle güzel örnek olmuştur. Şimdi sıra Galatasaray taraftarındadır.Gün hakan Şükür şahsında ,Galatasaray değerlerine sahip çıkma günüdür.Vefa günüdür.Gerçek Galatasaraylıları şimdi görmek istiyoruz... Doğukan Nafis YÜCEL / spordabugun.com