Artık 'gol olur' demiyor ! Peki neden?

Rıdvan Dilmen'e meşhur soruyu sorduk: Ne olacak bu Fenerbahçe'nin hali? İşte cevabı...

Artık 'gol olur' demiyor ! Peki neden?

NTV Televizyonu'nda maçtan önce Rıdvan Dilmen yorum yapıyor: "Alex, Güiza ve Semih üçlüsü bir arada oynamaz. Aragones bu üçlüyü sahaya sürerse 5 yer." Fenerbahçe için hayatî önem taşıyan maç Kadıköy'de başlıyor. Rıdvan'ın 'bir arada oynamamalı' dediği üçlü sahada. 90 dakikanın sonunda Arsenal, Fenerbahçe'yi 5 golle mağlup ediyor. Maç yorumlarında birçok kez gol olmadan atılacak golü tahmin eden Rıdvan, bir kez daha haklı çıkıyor. Ertesi gün internet forumlarında "Rıdvan kâhin mi?" tartışması yapılıyor. Rıdvan, Türkiye'nin tartışmasız bir numaralı futbol yorumcusu. Hasta Fenerbahçeli. 46 yaşında. Hayatı futbolla geçiyor. Haftanın 3 günü NTV'de Yüzde Yüz Futbol programında Güntekin Onay'la maç yorumluyor. Milliyet Gazetesi'nde maç yazıları kaleme alıyor. Herhangi bir sakatlığı yoksa halı sahada maç yapıyor. NTV'deki odasında görüştüğümüz Rıdvan, "gol olur" meselesini açıklarkan mütevazılığı elden bırakmıyor: "Gol olur dedim, tesadüfen birkaç kez de gol olunca şimdi yorumlara bakıyoruz. Yarı sahayı geçince gol olur diyor yorumcular. Yorumculara kötü örnek oldum. Dikkat ederseniz son şampiyonada gol olur filan demedim. Artık gol olur demiyorum." Fenerbahçe'nin maçlarını amigo gibi izlediğini söyleyen Rıdvan'a göre "Aragones'le bu iş olmaz". Fenerbahçe'yle teknik menajerlik ve antrenörlük için herhangi bir görüşmesinin olmadığını vurgulayan Rıdvan, "Ne zaman olur bilmiyorum ama antrenörlük yapmak istiyorum. Ama bu, mevcut kulüp şartlarıyla zor." diyor. Rıdvan, sıkı bir Kurtlar Vadisi izleyicisi olduğunu söylemekten de çekinmiyor. Rıdvan Dilmen, Türkiye'nin en iyi futbol yorumcusu sıfatını taşıyor. Bu sıfat Fenerbahçe-Arsenal maçından önce yaptığı yorumda "Fener bu kadroyla oynasın, 5 yer" demesiyle bir kez daha tescillendi. Gençlerin yorumcu olarak tanıdıkları Rıdvan, Fenerbahçe'nin ve Milli takımın efsane futbolcularındandı. Onun orta sahadan alıp herkesi çalımlayarak Altay'a attığı jeneriklik gol hala hafızalarda. Tabiî ki Yesiç'in tekmesi de. Dört kez dizinden ameliyat oldu. Eski parlak günlerini yakalamaya çalıştığı günlerde omzundan sakatlandı, ayak bileği kırıldı. Taktik zekası ve oyun kabiliyetiyle göz dolduran Rıdvan, 31 Ocak 1996'da jübilesini yaptı. Rıdvan jübilesinde gol atan ender futbolculardan biri olarak sahadan ayrıldı. Futbol hayatına teknik direktörlükle yeni bir sayfa açan Rıdvan, Vanspor, Konya, Altay, Karşıyaka, Adana ve Fenerbahçe'de teknik direktörlük yaptı. 1999'da Fenerbahçe'de, beş hafta teknik direktörlük yapan Rıdvan, takım ligde yenilgisiz oynarken, hakkında çıkan yıpratıcı haberler yüzünden, takımdan ayrıldı. Erdi ve Eda isimli iki çocuk babası Rıdvan Dilmen'le NTV'deki odasında görüştük Haftada kaç maç yorumluyorsunuz? Üç gün maç yorumu yapıyorum. Bazen farklı kanallarda maç yorumladığım da oluyor. Yani haftanın dört-beş günü futbol yorumlamakla geçiyor. Maçlara gidebiliyor musunuz? Deplasmana gidemiyorum. Eğer yayınımız akşam 22.00'deyse maçlara gidiyorum. Eğer yetişemiyorsam birinci yarıyı izleyip çıkıyorum. Bazen de hiç gitmiyorum. Gününüzün çoğu NTV'de mi geçiyor? NTV'de bir odam var. Arkadaşlarla gazetemizi okuyup futboldan konuşuyoruz. Burayı bir işyeri olarak görüyorum. Sabah gelip akşam çıkıyorum. Hele hafta sonları akşama kadar maçla geçiyor günümüz. Yorumcu olarak izlemek daha mı farklı? Seyirci olsanız daha mı rahat izlersiniz? Tabii daha rahat izlenir. Ama ben mesela Beşiktaş-Liverpool maçını izlerken Beşiktaş'ın kazanmasını isterim ama Liverpool ne yapıyor diye onun teknik durumuna dikkat ederim. Fenerbahçe maçlarını nasıl takip ediyorsunuz? Fener'in maçlarını televizyonda amigo gibi izlerim. Fener'in maçlarını benim odamda Fenerliler dışında kimse izleyemiyor. Sinirli oluyorum izlerken. Yayına yansıtmamaya çalışıyorum. Yorum yaparken öyle olmamaya çalışıyorum. Siz fanatik bir Fenerbahçelisiniz, bunu herkes biliyor ama aynı zamanda herkes sizin tarafsız bir yorumcu olduğunuzu da kabul ediyor. Bunu nasıl başardınız? Fenerli olduğumuz zaten belli. Ama maç yorumlarken tarafsız olmaya çalışıyoruz. Zaten NTV de bize bu yüzden görev veriyor. Ben tarafsızlığımda bir tabuyu yıktım. Fenerbahçe kötü oynuyor, kaybediyor. Bazı yorumcular 'Fenerbahçe'ye haksızlık edildi' diye yorum yapıyor. Bunu yapanların Fenerbahçe'ye kötülük yaptığını düşünüyorum. Bu konuda eleştiriler de alıyorum 'Fener'i niye savunmuyorsun?' diye ama Fenerbahçe'nin internet sitesi ödül veriyor. Bu da beni mutlu ediyor. Ben bir Galatasaray maçı yorumladım. O zaman Lig TV'deydim. Çok iyi oynadı Galatasaray, maçı 1-0 kazandı. Şu yorumu yaptım: Galatasaray tarihi farkı kaçırdı. Yöneticilerden bile eleştiri aldım. Çok iyi oynadı şanssızlıkla mı yenildi diyecektim? Milli Takım'da ve Fenerbahçe'de de işler kötüye gitmeye başlayınca isminiz hep gündeme gelir. Teknik menajer olarak niye istifade edilmez denir. Bu yorumlara ne diyorsunuz? Türkiye'de menajerlik sistemi nedir? Öncelikle bunu insanların öğrenmesi lazım. Şimdi İngiltere'de menajerin adı Türkiye'de teknik direktördür. Türkiye'de kimdir teknik direktör: Aykut Kocaman. Orada da Aleks Ferguson'dur ama onun adı menajer diye geçer. Şimdi geriye şu kalıyor. Türkiye'de menajerlik sadece Volkan Ballı'nın yaptığıdır. Türkiye'de menajer oyuncuların ihtiyacıyla, kamp yerlerinin belirlenmesi ile filan ilgilenir. Şimdi Aziz Yıldırım çağırsa beni dese ki menajerliğe gel. Ne yapacağım ben gelip Aragones'in başında? Ahmet'i oynatma Mehmet'i oynat mı diyeceğim. Birincisi ben teknik direktöre saygısızlık yapmam. Diğer taraftan görevde Aragones'in yerinde ben olsam bu durum beni çok rahatsız eder. Dünyada nasıl işliyor bu sistem? Mesela Benfica, Rui Costa'yı genel direktörlüğe getirmiş. Ne yapıyor; kulübün uzun vadeli projeleri ile ilgileniyor. Türkiye'de olması gereken bu ama mevcut yönetimlerle olması mümkün değil. Hiçbir kulüp yapamaz bunu. Türkiye'de niçin olmadı ? Üzerinde durulması gereken konu şu: Türkiye'de para girdi futbola, mertlik bozuldu. Bunu derken başkanlar para alıyor diye söylemiyorum. Eskiden ben oynarken ikinci liglerde yılda üç başkan değişirdi. Çünkü başkan hep cebinden para vermek zorunda kalırdı. Para yok, kulüplerin gelirleri çok azdı. Şimdi dikkat et Türkiye'de on yıldır kulüplerin başında aynı isimler var. Cemal Aydın, İlhan Cavcav, Aziz Yıldırım, Adnan Polat... Ne var bu koltukta bu kadar? Bu yöneticiler para olmasa sabah akşam cebinden para verse o koltukta durmaya devam ederler mi? Etmezler. Şimdi liderlik var, ciddi bir koltuk sevdası var. Haluk Ulusoy on yıl başkanlık yaptı, hâlâ yapmak istiyorum diyor. Ya arkadaş başkası yok mu Türkiye'de? Burada cazip bir şey var. Hükmeden sensin, emreden sensin, müthiş bir ego var. Her gün gazetelerde görünüyorlar. Bunu parayla yapamazsın. Bana göre Yıldırım Demirören en iyi Beşiktaşlılardan bir tanesidir. Aziz Yıldırım da en iyi Fenerbahçelilerden bir tanesidir. Ama iyi yönetmek başka şeydir. Yıldırım Demirören iyi mi yönetiyor kulübü, hayır. Ama kötü niyetle yapmıyor bunu. Gazetelerde her gün hakaretler ediyorlar neden bırakmıyorsun bu işi. Bırakıyor mu bu işi? Bırakmazlar. İddia kalksın ortadan ikinci ligde başkanlık yapacak adam bulamazsın. Şimdi hep aynı adam başkanlık yapıyor. Bir buçuk iki trilyon para geliyor. Eskiden bu gelirler yoktu. Digitürk gelirleri şu bu. Bunlar hayatta bırakmadılar. Kovsan gitmezler. Ama yetkili kişiye de vermezler. Sportif direktörler olmadığı süre içinde bu hatalar devam edecektir. Sizin döneminizle bugün futbolcuların aldığı parayı kıyaslıyor musunuz? Ben yılda 1 milyon mark kazanıyordum. Şu ölçülere vurduğun zaman başkalarına göre komik. Ben Güiza'dan çok daha iyi futbolcuyum. Yılda Güiza'nın aldığı paranın üçte biri kadar para alıyordum. Ama o dönemde 200 bin dolar Etiler'de bir daire ediyordu. Bugün 2 milyon dolara alamazsın. Fenerbahçe'den teklif aldınız mı? Bülent Uygun ve sizin isminiz öne çıkıyor? Yok. Ben kimse ile görüşmedim, görüşmek de istemiyorum. Şu anda iç öyle bir tasarrufum yok. Sizi eşofmanlarla ne zaman göreceğiz? Şu anda öyle bir planım yok. Ama bir gün döneceğim. Ne zaman olur bilmiyorum ama antrenörlük yapmak istiyorum. Ama bu mevcut kulüp şartlarıyla zor. Antrenörlük tecrübeniz var. Uzun yıllardır da yorumculuk yapıyorsunuz. Futbola bakışınızda neler değişti? Tecrübenin adı sadece yaş değil. 46 yaşındayım 56 yaşına gelsem de eksiğim olacak ama kendimi yenileyeceğim. Fenerbahçe'nin başındayken bana çok sallıyorlardı, ben hemen havlu attım. Medya baskısından dolayı bıraktım. Şimdi o olsa bırakmam. Doğru bildiğim yolda devam ederim. Teknik direktörlük benim yapabileceğim en uygun iş, ben bu işi çok iyi yapacağımı da biliyorum. Ama şu anda yapamazsınız. Sezgileri güçlü bir yorumcusunuz. Gelelim gol olur meselesine... Ben gol olur diyerek kötülük yapmışım. Gol olur dedim, tesadüfen birkaç kez de gol olunca şimdi yorumlara bakıyoruz. Yarı sahayı geçince gol olur diyor yorumcular. Yorumculara kötü örnek oldum. Dikkat ederseniz son şampiyonada gol olur filan demedim. Sadece Çek maçında son üç dakikaya girdik kazanabiliriz dedim. Ömer Üründül'le görüşmemizde Türkiye'de iki spor yorumcusu var: Biri benim, biri Rıdvan dedi. Sizin beğendiğiniz yorumcu var mı? Ömer Üründül. Ömer abiyi beğenirim. İzlediğiniz spor programı var mı? Yok. Ama Kurtlar Vadisi'ni kaçırmıyorum. Peki hocam, meşhur soruyu soralım: Ne olacak Fenerbahçe'nin hali? Fenerbahçe'nin Aragones'le uzun süreli çalışacağını düşünmüyorum. Aragones'i beğenmiyorum. Saha içindeki performansına bakıyorum. Bir şey yapmıyor. Ben antrenörün bir şeyler yapmasını bekliyorum. Yaş yetmiş oldu, bu çok önemli bence. Yılda 60 maçın antrenörlüğünü yapıyorsunuz. Milli takımda altı maçın. İnsanlar alınmasınlar 60 maç trafiğini hem psikolojik hem fizik olarak yönetmek kolay değil. Aragones maç sıfır sıfırken de bir sıfırken de aynı götürüyor. Gerideyken de öndeyken de aynı antrenörlük yapılmaz. Ben bu yüzden olmaz diye düşünüyorum. Ayrıca Aragones'le ve Güiza'yla şampiyonadan önce anlaşılmıştı. Oyuncu seçimi için vakti vardı. Benim elimde Güiza, Semih ve Alex varsa onların arkasını nasıl doldururum diye transfer yaparım. Öyle yapılması gerekiyordu. Ertuğrul hoca nerede hata yaptı sizce? Ertuğrul, hiçbir yerde hata yapmadı. Metalist o gün kimi yakalasa parçalardı. Rakip o gün garip bir şey oynadı. Futbolcular inanılmaz konsantre olmuşlardı. Kimi yakalasalar yenerlerdi. Fenerbahçe çıkış yakalayamaz mı? Fenerbahçe'deki mevcut durum bir maç iyi bir maç kötü gidecek gibi gözüküyor. Futbol dışında neler var hayatınızda? Ayağım sağlıklıysa futbol oynarım. Seyahati severim. Ama çoğunluk buradayım. Düz yaşarım. Oğlum Erdi ve kızım Eda'yla gezerim. Kitap okur musunuz? Çok okumuyorum. Ama okuyacağım. Bazı spor yazarı arkadaşların yazılarını okuduğum zaman bu kelimeleri nereden buluyorlar diyorum. O yüzden çok okumaya karar verdim. Futbolculuğunuzda at yarışı oynuyor diye eleştirilirdiniz. Bugün de at yarışı oynuyor musunuz? Benim atlarım vardı. İki yıl önce sattım. Ama at yarışı oynamayı da izlemeyi de severim. Genç hocaları nasıl buluyorsunuz? Aykut'un uzun vadede Türkiye'nin en iyi hocalarından biri olacağına inanıyorum. Fenerbahçe'nin başına geçeceğini düşünüyorum. Futbolculuğunuzda medya korkusu yaşar mıydınız? Antrenörler özellikle futbolcular iyi oynadığı maçtan sonra erkenden gazete alırlar. Veya televizyonu açarlar. Kötü oynadıkları zaman gazete filan okumazlar. Sadece duyarlar. Ben Bolu'da futbola başladığımda 6'da kalkıyordum sabah gazeteleri okumak için. Futbol hayatım biterken de öyleydi. Her oyuncu için öyledir. Türkiye'de ne kadar gazete varsa hepsini alır. Özellikle kaybettikleri, kötü oynadıkları zaman hiç bakmazlar. ZAMAN - GENÇLİK
<< Önceki Haber Artık 'gol olur' demiyor ! Peki neden? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER