Arda kendini gösteremiyor!

Güzel sözler ve övgüler, Arda'nın başarıyla yoğrulmuş kariyeri için değil. O, henüz yolun başında genç bir futbol emekçisi.

Arda kendini gösteremiyor!

Topla kurduğu ilişki, soyu tükenmekte olan yıldızları hatırlatıyor. Ama şimdiden korku rüzgârları sarmış bu genç oyuncunun dört bir yanını. Yeni bir Rıdvan Dilmen vakasının kokusunu alıyor futbol otoriteleri. Hocası Feldkamp, "Arda'yı satın alacak para henüz icat edilmedi." diyor. Arthur Zico, "Yıldız bir Brezilyalıda olan tüm özelliklere sahip. Teknik, kabiliyetli ve zeki oynuyor." sözleriyle onu tarif ediyor. Alex de Souza da ona olan hayranlığını "Arda, G.Saray'ın en iyisi." sözleriyle dile getiriyor. Bu güzel sözler ve övgüler, Arda'nın başarıyla yoğrulmuş kariyeri için değil. O, henüz yolun başında genç bir futbol emekçisi. Topla kurduğu ilişki, soyu tükenmekte olan yıldızları hatırlatıyor. Böyleleri nadir geldiği için onu uzun yıllar izleyebilmenin hayalini kuruyor hayranları. O sadece G.Saraylıların değil, bütün futbolseverlerin Arda'sı. Ama şimdiden korku rüzgârları sarmış bu genç oyuncunun dört bir yanını. Yeni bir Rıdvan Dilmen vakasının kokusunu alıyor futbol otoriteleri. 'Sakatlık, formsuzluk, henüz hazır değil' gibi kavramlar şimdiden Arda'nın futboluyla iç içe girmiş durumda. Böyle olunca hemen şu soru geliyor akıllara: "Acaba Arda dar zaman aralığına sığdırdığı hünerli futboluyla erken şöhret olmanın ağırlığını ve ezikliğini mi kaldıramıyor? Yoksa geçtiğimiz sezon yaşadığı talihsiz sakatlığın bedelini mi ödüyor hâlâ?" Bu soruların cevabını aramadan önce küçük bir nostalji yapalım minik Arda'dan milli Arda'ya doğru. 5 yaşında topla tanıştı. Böbrek hastası amcası, "Bu çocuk büyük futbolcu olacak; ama benim ömrüm görmeye vefa etmeyecek." derken geleceği görmüş gibiydi. Çünkü gerçekten amcanın ömrü vefa etmedi. 10 yaşında Bayrampaşa'nın Altıntepsi takımında başlayan umut serüveni iki yıl sonra G.Saray altyapısıyla taçlandı. Nasıl mı? Arda'yı seçmelere katılması için elinden tutarak Florya'ya götürür büyükleri. Ama son gün olduğu için alınmak istenmez. Neyse ki, takımlar kurulduğunda bir kişinin eksik kaldığı anlaşılınca talih kuşu başına konar. Arda, Bayrampaşa sokaklarında kazandığı teknik ve mücadele azmini Florya çimenine taşıyarak büyüdü. Ve bir gün ona 'Vestel Manisa'ya kiralık gidiyorsun' denildi. Aslında Eric Gerets'in düşüncesi satılması yönündeydi. Ancak Adnan Polat karşı çıktı, dönmek üzere gitmesini sağladı. İki sezon öncesiydi ve Vestel'in başında Ersun Yanal vardı. Arda'yı sağ bek ve orta sahanın sağında oynattı. Futbolu dikkat çekmeye başlayan genç oyuncu, F.Bahçe maçında parladı. Takımı 5-3 galip gelmişti; Arda, üç golün asistini yapmıştı. Geçen sezon G.Saray'a döndü. O artık herkesin konuştuğu, seyredenlerin seyredemeyenlere anlattığı bir yıldızdı. İlk haftalar muhteşemdi. Artık mücadelesi sadece rakipleriyle değil, aynı zamanda kendisiyleydi. Havada uçuşan övgülere, gazete manşetlerine ve yorumcuların güzel sözlerine kapılmadan yürümesi gerekiyordu. Zamanla duruldu ve ikinci yarının başında oynanan Konya maçında dizine aldığı darbe sezon sonuna kadar onu sahalardan uzaklaştırdı. Yaz tatilinde kız arkadaşıyla teknede çekilen fotoğrafı ise nice yıldızları erkenden söndüren özel hayatları akıllara getirdi. Arda şimdi Feldkamp gibi disiplin, mücadele ve zekâ fışkıran tecrübeli bir teknik adamın elinde. Ancak bu bile F.Bahçe'nin 103 golle şampiyon olduğu 1989-89 sezonundaki enfes futbolu dışında hep bir var, bir yokları oynayan, sakatlıklardan başını kaldıramayan Rıdvan Dilmen'in yolunda olduğu kuşkularını gideremiyor. Rıdvan, geniş alanları seven, rüzgârı arkasına takıp giden çok özel bir yetenekti. Yetersiz altyapısı ve zayıf bünyesi yüzünden sakatlıklardan yakasını kurtaramamıştı. Arda ise topu ayağına zamklayarak dar alanda, etrafını rüzgâr gibi savuran gösterişli bir oyuncu. Topa ne kadar yakınsa, rakip tekmelere de o kadar yakın. Ama sakatlıklardan korunması için rakip tekmeler kadar, özel hayatına dikkat etmesi ve çok çalışması gerekiyor. Stilim gereği çok tekme yiyorum Arda Turan, futbol dünyasının kendisiyle ilgili övgü dolu sözlerinden büyük mutluluk duyduğunu söylüyor. Sakatlık günlerinde bu açıklamaların kendine ilaç gibi geldiğini belirten Arda, "Benim hakkımda Feldkamp'ın, Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico ve yine Fenerbahçe'nin kaptanı Alex'in övücü sözleri bana moral verdi. Uzun bir sakatlık dönemi geçirdiğim ve haksız eleştirilere uğradım bir dönemde futbolumuzun bu önemli isimlerinin hakkımdaki yaptığı açıklamalar benim için çok önemli. Maalesef Türkiye'de en ufak olaylar karşısında ağır eleştirilere uğruyorsunuz. Geçen sezon Konyaspor maçında çok ağır sakatlık geçirdim. Buna rağmen çok çalışıp tam zamanında sahalara döndüm. Yeniden oynamaya başladım, bu kez Malta maçında sakatlandım. Maalesef futbolda sakatlık var. Futbol stilim gereği de devamlı tekmelerle karşı karşıya kalıyorum. Sakatlıktan kaçamıyorsunuz. Şimdi iyileştim. Takımla birlikte çalışmalara başladım. Hocamız görev verirse Beşiktaş maçında oynamak istiyorum." diyor. Arda'yı övenlerden biri de Beşiktaşlı Serdar Özkan. Serdar ile Arda'nın bağları çok eskilere dayanıyor. Zira Arda, "Çalım atmayı Serdar'dan öğrendim." demişti. Beşiktaşlı Serdar, "Arda çalımı benden öğrendiğini söylüyor; ama kendini çok geliştirdi. 7 yıl önce, birbirimize karşı ne zaman birlikte oynayacağız, diye konuşurduk. Dün telefonda, hafta sonundaki derbide oynayacağını söyledi. Arda, kıvrak bir stile sahip, o yüzden çok tekme yiyor." diye konuşuyor. HAYRİ BEŞER
<< Önceki Haber Arda kendini gösteremiyor! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER