29 Haziran 1991'de
Portekiz'in Povoa de Varzim kentinde doğan orta saha
oyuncusu, doğduğu kentin takımı olan Varzim'de başladığı kariyerini Rio Ave, Ribeirão, Porto altyapısı ve 2 aylık bir süre için de olsa
Atletico Madrid'de sürdürdü.
Ağustos ayında gerşekleşen 20 yaş altı Dünya Şampiyonası'nda da ülkesi Portekiz adına mücadele veren
Alves,
final maçında
forma giymesine rağmen turnuvada takımının
şampiyon olmasını sağlayamamıştı.
Beşiktaş'a,
Atletico Madrid'e
transferinden kısa bir süre sonra yüzde 50 hakkı 3.1 milyon
Euro karşılığında transfer edilen Alves, kendisi hakkında merak edilenleri DHA verdiği özel röpartaj ile aktardı.
"FORMA ŞANSI BULDUĞUM ZAMAN NELER YAPABİLECEĞİMİ GÖSTERECEĞİM"
Siyah Beyazlı takımın kadrosunda yer almasına rağmen Beşiktaş taraftarının bile neredeyse yüzünü tanımadığı Alves ilk olarak, Beşiktaş'a geldiği için çok mutlu olduğunu ve oynamak için elinden geleni yaptığını vurguladı.
"
İstanbul'a ve Beşiktaş'a geldiğim için çok mutluyum. Geldiğimden bu yana çok güzel bir atmosfer içerisinde olduğumu hissediyorum. Şimdilik ilk amacım en iyi şekilde oynayıp, formayı hak etmek.
Formayı aldıktan sonra da burada hayatıma devam etmek istiyorum. Burada çok mutluyum ve isteyerek Beşiktaş'a geldim. Umarım beş senelik kontratımı tamamlarım. Tabi ki bu karşılıklı bir durum. Yöneticilerimiz de benimle yola devam etmek isterlerse ben elimden gelenin en iyisini yapmaya çalşıcağım. Farklı bir döneme başladım. Hayatımda ilk defa ailemden uzak ve tek başıma yaşayacağım. İstanbul çok güzel ve herşey elinizin altında. Burada iyi bir dönem geçirip, tecrübe kazanmak istiyorum. Beşiktaş'a kendimi göstermeye ve farklı bir takıma trasfer olmaya gelmedim. Burada başarılı olmaya ve şampiyonluklar kazanmaya geldim."
"BEŞİKTAŞ'A 20 YAŞ ALTI DÜNYA ŞAMPİYONASI'NDA GÖSTERDİĞİM İYİ PERFORMANS SONUCU TRANSFER OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM"
Alves, Beşiktaş'a transfer olma sürecinde yaşanan karışıklığa da açıklık getirdi. Kendisinin Temmuz ayında Atletico Madrid A takımına transfer olduğunu, daha sonra 20 yaş altı Portekiz Milli Takımı'nda gösterdiği performans sonrası Beşiktaş'a transfer edildiğini belirtti.
"Ben temmuz ayında Atletico Madrid'in A takımına transfer oldum. Transfer olduktan çok kısa süre sonra da 20 yaş altı Dünya Şampiyonası'nda Portekiz için oynadım.
Şampiyona da iyi performans sergilediğimi düşünüyorum. Güzel bir turnuva yaşadım ve turnuva sonrasında da Beşiktaş'a transfer oldum. Atletico Madrid'e transfer olmadan,
direk Beşiktaş'a transfer olduğum doğru değil. Evet Atletico ile hiç maç oynamadım ama ben yaz döneminde transfer olup milli takıma gittim. Ben Beşiktaş'a 20 yaş altı Dünya Şampiyonası'nda gösterdiğim iyi performans sonucu transfer olduğumu düşünüyorum".
"KANATLARDA OYNAMAK İÇİN HIZLI OLMAK GEREKİR AMA BEN ÇOK HIZLI OYNAYAMAM. FUTBOL STİLİM ORTA SAHADA OYNAMAYA DAHA YATKIN"
Beşiktaş'ta forma şansı bulamadığı için nasıl bir oyuncu olduğu soru işareti olan Alves, orta saha da oynamaktan zevk aldığını söyledi. Genç
futbolcu kanatlarda oynamak için yeterli kadar hızlı olmadığını da
itiraf ederken,"Futbol stilim orta sahada oynamaya daha yatkın" dedi.
"Ben orta saha oyuncusuyum. Hem defansa
yardım etmeyi, hem de hücuma katkı sağlamayı seviyorum. Aslında forma şansı bulduğum zaman neler yapabileceği göstereceğimi inanıyorum. Defansa katkı sağlarken, ataklara da katılıp iyi bir orta saha oyuncusu olmaya çalışıyorum.
Futbol stilim orta sahada oynamaya daha yatkın. Çünkü kanatlarda oynamak için hızlı olmak gerekir ama ben çok hızlı oynayamam. Bugünü kadar orta sahada oynadım ve hep zevk aldım. Bundan sonra da orta sahada görev yapmak için çalışacağım".
"ZIDANE VE RONALDINHO KENDİME ÖRNEK ALDIĞIM İKİ FUTBOLCUDUR VE BİR GÜN ONLAR KADAR BAŞARILI OLMAK İSTİYORUM"
Alves,
Zidane ve
Ronaldinho'yu örnek aldığını söylerken, bir gün onlar kadar başarılı olmak istediğini vurguladı.
"Örnek aldığı ve takip ettiğim bir çok oyuncu var. Ancak bu isimlerin ilki Zidane'dı. Kendisi tam anlamıyla benim idolümdür. Ronaldinho da beğenerek izlediğim diğer bir
futbolcu. İkisini de çok severim ve bir gün onlar kadar başarılı olmak isterim".
"ERNST, GUTI, AURELIO VE FERNANDES ÇOK İYİ OYUNCULAR. FORMAYI ALMAK İÇİN ONLARDAN DAHA FAZLA KOŞUP, DAHA FAZLA ÇALIŞMALIYIM"
Genç oyuncu Beşiktaş'ta önemli ve çok kaliteli orta saha oyuncuları olduğunu söylerken, formayı kazanmak için çok çalışması gerektiğinin farkında olduğunu söyledi..
"Takımda çok kaliteli ve tecrübeli orta saha oyuncuları olduğunu biliyorum. Formayı giymek için yapmam gereken şey öncelikle çok çalışmak. Onlardan daha fazla koşup, daha fazla çalışmalıyım. Çünkü
Ernst,
Guti,
Aurelio ve
Fernandes çok iyi oyuncular. Ben kendi oyunumu ortaya koyup, antrenörümüzün gözünü girmeye çalışacağım".
"BİR AİLEYE İKİ STOPER YETER SANIRIM. BENİM ORTA SAHA OYNAMAMDAN AİLEM DE ÇOK MUTLU OLDU"
Futbolcu bir aileden gelen Julio Alves'in, iki futbolcu ağabeyi var. Ağabeylerinden biri defans oyuncu olan ve Zenit Saint
Petersburg forması giyen
Bruno Alves.
Diğer ağabeyi ise Steaua Bükreş'de forma giyen ve yine stoper olan Geraldo Alves. Genç Alves'e neden ağabeyleri gibi defans oyuncusu olmak istemediğini ve ailesi ile ilişkilerini sorduk.
"Babam ve abilerim benim gibi futbolun içindeler. Onlarla sık sık konuşarak sürekli fikirlerini alıyorum. Onların tecrübelerinden yararlanmaya çalışıyorum.
Onlar da bana çok
destek oluyorlar. Aslında Zidane ve Ronaldinho'dan daha çok abilerimi örnek alıyorum diyebilirim. Türkiye'ye gelmeden ağabeylerimden de bir çok bilgi aldım. Onlar da Beşiktaş'a gelmemi desteklediler. İki ağabeyimde defans oyuncusudur. Ancak ben orta saha oynuyorum. Bir aileye iki stoper yeter sanırım. Benim orta saha oynamamdan ailem de çok mutlu oldu".
"KARİYERİMİN İLK GOLÜNÜ ALTYAPISINDAN YETİŞTİĞİM TAKIMA ATIP, GOLDEN SONRA KIRMIZI KART GÖRMÜŞTÜM. O MAÇ BENİM İÇİN GERÇEKTEN ZOR OLMUŞTU"
Julio Alves kariyerinin ilk golünü alt yapısında yetiştiği takıma karşı attıktan sonra kırmızı
kart görmesini ise şu şekilde değerlendirdi.
"Ben futbola Varzim'de başladım. Ancak oradan ayrılırken iyi bir şekilde ayrılmamıştım. Orada bana hak ettiklerim verilmemişti. Daha sonra Ribeirao forması giyerken Portekiz Kupasın'da Varzim'e karşı forma giydim. Oyuna sonradan girdim ve golümü attım. Bu gol kariyerimin ilk golüydü. Golden sonrada doğru olmayan bazı hareketlerim olmuştu ve
kırmızı kart görmüştüm. O maç benim için sıkıntılıydı".