FBTV'de yayınlanan ''1'e 1'' adlı programda çocukluğundan itibaren hayatını ve
futbol kariyerini anlatan
Alex,
Fenerbahçe elde ettiği rekorların sırrının tek kelimeyle ''çalışmak'' olduğunu belirterek, ''Maçlarda kendi kalitemi
takıma yansıtmaya çalışıyorum. Elde ettiğim rekorlar, çalışmamın ne kadar düzgün, güzel gittiğinin kanıtları'' dedi.
''Bireysel olarak kendimi Fenerbahçe'de başarılı buluyorum'' diyen
Brezilyalı
futbolcu, ''Bunun baş sebeplerinden biri Fenerbahçe'yi sevmem, ciddi bir şekilde çalışmam ve işime olan saygım. Fenerbahçe Kulübüne de
büyüme yolunda ufak bir şekilde katkım olabildiyse ne mutlu bana'' diye konuştu.
-''FENERBAHÇE'DE HER ŞEY MÜKEMMELDİ''-
Fenerbahçe'ye 2004-2005
sezonunda geldiğinde Türk futbolunu çok az tanıdığını, sarı-lacivertli takımla
Galatasaray ve
Beşiktaş arasındaki ezeli rekabetin derecesini tahmin etmediğini, bunları gün geçtikçe öğrendiğini anlatan Alex, ''Fenerbahçe'de her şey benim huzurum, kariyerim ve
ailem için mükemmeldi'' dedi.
Brezilyalı futbolcu, ilk yılında deplasmanda kazandıkları
Trabzonspor maçını unutamadığını ifade ederek, ''O maçta Trabzonpor'a attığım penaltıyı unutamıyorum. Normalde penaltıları Pierre van
Hooijdonk kullanıyordu ama sakatlığı vardı. Bu maçla birlikte Fenerbahçe'de penaltıları atmaya başladım. Bu senenin sonunda Nobre'nin Galatasaray attığı kafa golüyle şampiyonluğa ulaştık. Çok güzeldi'' ifadesini kullandı.
Türk halkına, Fenerbahçe'deki arkadaşlarına, sarı-lacivertli camiaya ve dostlarına teşekkür eden Alex, şunları söyledi:
''Burada kendimi aile sıcaklığında, güvende hissetmemi sağladılar. Ben de bunun karşılığını yaptığım çalışmalarımla, herkese aynı derecede dost ve kibar olarak vermeye çalışıyorum. Amacım verebildiğimin yüzde yüzünü saha içinde vermek.''
-ŞAMPİYONLAR LİGİ-
Alex de Souza, 2007-08 sezonunda
teknik direktör Zico döneminde
UEFA Şampiyonlar Ligi'nde güzel bir sezon geçirdiklerini aktardı.
Zico'nun takımda yavaş yavaş parçaları yerine oturtmaya başladığını vurgulayan Alex, o dönemi şöyle anlattı:
''Brezilya'da forvet oynayan Deivid'i Zico daha farklı bir mevkide oynattı ve başarılı oldu. Şampiyonlar Ligi'nde takımın en fazla gol atan
oyuncusu Deivid'di. Grubumuz dengeli ve zor bir grupta.
CSKA Moskova,
PSV Eindhoven ve
Inter vardı. Bize hız veren maç Kadıköy'de Inter'i 1-0 yendiğimiz maçtı. Inter bize yalnız 1-0 yenildiği için şükretmeliydi. O maçın bizim lehimize bol gollü bir şekilde sonuçlanmaması için hiçbir neden yoktu. O gün takımızda herkes mükemmel oynadı. Deivid'in ayağından güzel gol bulduk. O yıl Şampiyonlar Ligi'nde sadece İtalya'da Inter'e karşı oynadığımız son 25 dakika kötüydü. Onun haricinde Şampiyonlar Ligi'nde çok güzel bir yıl geçirdik. Her ne kadar Chelsea'ye çeyrek finalde kaybetsek de çok olumlu bir per
formans ortaya koyduk.''
-''NEDEN 2002 DÜNYA KUPASINA GİDEMEDİĞİMİ ANLAYAMADIM''-
Alex, 49 kez Brezilya (A) Milli Takımı'nda forma giydiğini, Roberto
Carlos,
Ronaldo ve Rivaldo gibi çok kaliteli oyuncularla birlikte oynama şansı bulduğunu ama 2002 Dünya Kupası'na neden gidemediğini hala anlayamadığını kaydetti.
Brezilya Milli Takımı'nda forma giydiği sürede turnuvaların hemen hepsinde oynadığını dile getiren tecrübeli oyuncu, ''Ancak 2002 Dünya Kupası'na neden gidemediğimi hala anlayamadım. 1998 yılından 2002 yılına kadar elemelerin hepsinde oynadım. 3
Amerika Kupası'nda oynadım, bir tanesini kazanma mutluluğuna eriştim. Brezilya (A) Milli Takım kaptanıydım. Ama her şeye rağmen
milli takım dönemimi güzel hatırlıyorum'' şeklinde konuştu.
-ALEX-DAİANNE AŞKI-
Alex, programda futbol oynadığı
Coritiba Kulübünün başkanının kızı olan eşi Daianne ile tanışmasını ve evlenmelerinin hikayesini de anlattı.
Daianne'nin ailesinin Coritiba'nın sayılı ailelerinden biri olduğunu, Brezilya'da evlenmek için futbolcunun ideal bir eş olarak görülmediğini kaydeden Alex, şöyle devam etti:
''Daianne'nin ailesine iyi bir eş olabileceğimi kanıtlamam gerekiyordu. Ailesinin kökeni Lübnan'a dayandığı için biraz kapalı bir yapıya sahiplerdi. Benim için biraz sıkıntılı bir dönemdi. Bu Daianne'ye olan aşkımı daha da güçlendirdi. Bugüne kadar sevgimiz artarak geldi. Hayatımın temelini ailem oluşturuyor. Eşim 13 yıldır her zaman benim yanımda. İlk kızımız
Maria doğmadan önce eşim iki düşük yapmıştı. Uzun bir
tedavi sonrası Maria'ya hamile kaldı. Sonra Antonia ve oğlum Felipe dünyaya geldi.''
İtalya'nın Parma takımına
transferini ''hayatındaki en büyük pişmanlık'' olarak gören Alex, en mutlu anları olarak da Daianne ile evliliği ve çocuklarının olmasını gösterdi. Alex, futbol kariyerinde ise oynadığı takımların taraftarlarının kendisine gösterdiği sevgi ve saygıdan mutlu olduğunu anlattı. Alex, hayatında yaşadığı en önemli hüznün hak ettiği 2002 Dünya Kupası'na gidememek olduğunu ifade ederek, ''Teknik direktörümüzün o anki kararıyla Dünya Kupası'na gidemedim. Bazen yanınızda olduğunu sandığınız arkadaşların aslında sahte arkadaşlıklar beslediğini, o insanların ardınızdan iş çevirdiğinizi görüyorsunuz'' dedi.
-PARMA MACERASI-
Alex, 2000 yılında Brezilya'nın
Palmeiras takımından 15 milyon dolara transfer olduğu Parma'nın kendisini önce Flamengo'ya, sonra Palmeiras'a kiraladığını, İtalya'da sıkıntılı bir dönem geçirdiğini söyledi.
Parma parasını ödemeyince
dava açtığını ve kazandığı dile getiren Alex, ''Davanın sonucuna göre Parma ile ilişkim kesilecek, Brezilya'da istediğim kulüpte oynayacaktım. Bu dava bittikten sonra Brezilya'da
Cruzeiro ile anlaştım. Fakat
Kasım 2001'de
FIFA iki sözleşmem olduğunu belirterek futbol oynamamı yasakladı. 2002 Ocakta FIFA'ya
itiraz ettim. Parma'daki kişiler 'Alex'e borçluyuz' dediler. Onların isteğiyle 2002-2003 sezonu öncesi Parma'nın kampına katıldım. Çalışmaların ikinci haftasında Parma kontratımı feshetmek istedi ve Cruzerio'ya gittim. Parma benden hiç yararlanmadı. Parma dönemim ve futbol oynamamın yasaklandığı süreç çok zorlu geçti'' diye konuştu.
-ANNESİ DE FUTBOLCU-
Annesi çalıştığı için kendisini anneannesinin büyüttüğünü anlatan Alex, annesi ve teyzelerinin bayan takımında futbol oynadığını anlattı.
Annesinin çok yetenekli bir golcü olduğunu, kendisine hamileyken bile futbol oynadığını vurgulayan Brezilyalı futbolcu, ''
Golcülüğümü annemden almışım'' dedi.
Küçükken en büyük hayalinin ailesini kiradan kurtarmak olduğunu aktaran Alex, futboldan para kazanmaya başladığında ilk iş olarak ailesine ev aldığını ifade etti.
Futbol hayatına 9 yaşında Coritiba'da başladığını, 3 sene salon futbolu oynadığını kaydeden Alex, Coritiba'da (A) takımda çıktığı ilk maçta iki güzel asist yaptığını ve takımın 2-0 öne geçtiğini anlattı.
Alex, maddi sıkıntılar yaşayan Coritiba'yı birinci lige çıkardıklarını, 19 yaşında 3 milyon dolar bonservisle Palmeiras'a transfer olarak takımına para kazandırdığını dile getirdi.
Palmeiras'ta
teknik direktörü Luis Felipe Scolari ile çalıştığını, takımda 2. senesinde Libertadores Kupası'nı kazandıklarını anlatan Alex, Cruzerio'da da 2003 yılında 3
kupa kazandıklarını, bir sezonda 3 kupa kazanan tek takımın Cruzerio olduğunu ifade etti.