Dünya Futbol Federasyonları Birliği
FIFA'nın resmi internet sitesine konuk olan
Fenerbahçe'nin
Brezilyalı yıldızı
Alex de Souza çarpıcı açıklamalarda bulundu. FIFA.com'da yayınlanan haberin Ajansspor tarafından derlenen hali şu şekilde :
"Brezilya her yıl kalabalığın içinden görülmeyecek bir çok kaliteli
futbolcu üretiyor. Ancak herşeye rağmen bunu başarabilen bir
oyuncu var: Alexsandro de Souza. Çok nadir bulunan, güçe nazaran zekasını, kurnazlığını ve tekniğini arkadaşlarını oyuna sokmak için kullanan oyun kuruculardan bir tanesi."
"Brezilya
takımları
Coritiba,
Palmeiras ve
Cruzeiro için tartışmasız bir idol olan Alex şimdi Türk takımı Fenerbahçe ile sarı lacivertlilerin tutkulu taraftarlarının kalbini kazanarak 5. sezonuna giriyor. FIFA da Brezilyalı'yı yakalayıp kendisiyle takımı, uluslararası kariyeri ve futbola kendine has görüşü ve analizi hakkında hakkında sohbet etti."
FIFA.com: Alex seninle birlikte Juan Roman Riquelme hakkında günümüzde klasik 10 numaralar kalmadığına dair bir görüş hakim. Bu görüşe katılıyor musun?
Alex: Bu tür kaliteli oyuncuları bulmak gün geçtikçe zor olmakla beraber ben ve Riquelme'den başka bir kaç isim daha sayabiliriz. Ancak buna rağmen bu rolü üstlenen oyuncuların sayısı
modern futbolun aldığı rota yüzünden bir hayli azaldı ve bugün futbolda bu yetenekler için çok az yer kaldı. Stili, taktiği ve futbolun gelişimini bir kenara koyarsak, kaliteli oyuncular modern futbola ayak uydurabilirlerse yine de başarılı olabilirler. Bu durum ben, Riquelme ve bu yetenekteki oyuncular için de geçerli.
Hangi taktiksel değişikler senin gibi oyun kurucuların yok olmasına neden oldu?
Benim görüşüme göre daha iyi kondüsyon ve daha az alan gibi bir çok faktör var. Ayrıca yakın geçmişte beklerin kanat oyuncuları olan
takımlarda dahi ileri çıktığını görüyorduk. Bugünlerde defansı 4 oyuncuyla kurulu ve tek işi
savunma yapmak olan takımlar görüyoruz. Bu da 2. dörtlü grubun işini daha da zorlaştırmakta. Bu durumda
teknik direktörlerin de etkisi çok fazla.
Oyunu nasıl gördükleri ve neler istedikleri de önemli. Ama en çok değişen şey görevdeki kişilerin, teknik adamlar ve görüş.
Oyunun taktiksel kısmının seni çok ilgilendirdiği çok açık. Seni bir gün teknik adam görevinde görmemiz mümkün mü?
Teknik direktörlük konusunu hiç düşünmedim, en azından şimdiye kadar. Belki futbolu bıraktıktan sonra bu işe girebilirim ama bu şu anda planlarım arasında yer alan bir şey değil. Taktiksel kısmı her zaman sevmişimdir çünkü insanlar her zaman ne yaptığımı soruyor. Her zaman "Alex'in oyun tarzı takıma yardımcı olmuyor, diğer takıma avantaj sağlıyor" şeklinde eleştiriler duydum. Bu yüzden oyuna daha geniş bir açıyla bakmayabaşladım. Kendi spesifik rolümün dışında takıma yardımcı olabilmek için yapabileceğim şeyler hakkında düşünmeye başladım. Yaptığım şey cevapları aramak ve bir futbol maçında yer alan genel konseptleri anlamaya çalışmaktı.
Vanderlei Luxemburgo takım ve rakipler hakkında açıklamalar istediğin için seni istekte bulunan bir oyuncu olarak gösterdi. Onunla oturup bu konular hakkında konuştuğunuz ve daha sonra bu bilgileri takımın geri kalanına aktardığın doğru mu?
Evet, bilgi almayı seviyorum. Ne kadar bilgim olursa o kadar daha iyi olurum. Teknik direktörün takıma elinden geldiğince fazla bilgi aktarması gerektiğini biliyorum ancak ben de yardımcı olabilecek yeni konularla katkıda bulunmayı seviyorum. Önemli olan takımın bunu kullanabilmesi. Tabii ki bunlar oyuncuların bireysel yetenekleri ve kalitelerine bağlı olarak değişebilir ancak genellikle rakip hakkında bilgi sahibi olmanın şüphesiz işinizi kolaylaştıracağı şüphesizdir.
Geçmişte 2 önde gelen Brezilyalı teknik direktör ile çalıştın. Vanderlei Luxemburgo ve Luiz Felipe Scolari. Onların oyuna bakışlarındaki farklılıklar neler?
Tamamen farklılar. Her ikisiyle de 4 yıl çalıştım ve ikisi de kazanmayı bilen teknik adamlar. Ben kendimi Luxemburgo'nun yaklaşımına daha yakın buluyorum. Bence Vanderlei'nin oyun görüşü Brezilya'da yaygın olarak gördüğümüz tarza daha yakın. Scolari'nin vizyonu ise daha
Avrupai.
2003 yılında Cruzeiro ile Mineiro State Şampiyonluğu'nu, Brezilya Kupası ve Brezilya Şampiyonluğu'nu kazanınca Brezilya'da yılın oyuncusu seçildin. Bunlar Kore ve Japonya'nın organize ettiği 2002 Dünya Kupası'nı kaçırmandan sadece 1 yıl sonra gerçekleşti. Milli Takım kadrosuna giremediğin için hayal kırıklığı yaşadın mı?
Şu anda değil ama zamanında bu konu hakkında çok durmuştum tabii ki. Elemelerin hepsinde oynamıştım ve Scolari beni çok iyi tanıyordu çünkü onun oyuncusu olarak uzun süre
forma giydim. Ancak yine de bu geçmişte kaldı. Başka seçenekleri vardı ve doğru olduğuna inandığı şeyi yaptı. Olay bundan ibaret.
Hala Brezilya Milli Takımı ile kanıtlayacak bir şeylerin olduğuna inanıyor musun?
Hayır, kesinlikle. Bence hala Milli Takım'a seçilebilecek kadar iyi oynuyorum ve eğer bir gün bu gerçekleşirse seve seve geri dönerim. Brezilya Milli Takımı'na oyuncu seçerken göze alınması gereken bir çok seçenek var ve bazen kararlar istediğiniz gibi çıkar, bazen çıkmaz. Bu karara saygı duymak zorundasınız çünkü bu kararlar muhteşem kaliteye sahip olan oyuncukları etkilemekte. Ben bu durumu kanıtlamam gereken bir şey olarak görmüyorum. Milli Takım konusu söz konusu olduğunda tamamen göreve hazırım.
Bazı insanlar senin Avrupa'da profili daha yüksek bir ligde oynasaydın, Milli Takım'a daha rahat seçilebileceğine inanıyorlar. Bu konudaki görüşün nedir?
Hiç şüphesiz Avrupa'nın önde gelen ligleri daha popüler ve
Türkiye Ligi'ne göre daha yüksek bir profile sahipler. Aynı sıkıntıları 2003 yılında Cruzeiro'da da yaşadığımı pek az kişi bilir. Bu durumun fazla farketmeyeceğini size söyleyemem. Çünkü Cruzeiro'da çok uzun süre iyi oynamama rağmen çok fazla şans bulamıyordum.
Carlos Alberto Parreira'nın o yıllarda başka seçenekleri vardı.
Futbolu seven bir ülkeden geldin. Şu anda da herşey aynı. Türk taraftarların tutkusu seni biraz süprize uğratmış olmalı?
Bir hayli. Tüm beklentilerimi aştı. Brezilyalı insanlar futbollarını gerçekten sever ancak Türkler için futbol diğer herşeyden çok daha önemli, Brezilya'ya ya da futbol oynadığımı başka bir yere göre çok çok daha fazla. Türk insanının futbol hakkında neler hissettiğini
tarif bile edemiyorsunuz. Bunu anlamak için Türk olmanız gerekli.
İnsanların çoğunun Türk futbolu ile tek kontağı Avrupa Kupaları ancak futbolun teknik seviyesini Brezilya'daki futbolla kıyaslarsan neler söyleyebilirsin?
Tamamen farklı.
Temel fark Brezilya'da teknik ve bireysel kalite daha fazla takdir görürken burada oynamak oldukça zor ve başlangıç aşaması için zorlu bir geçiş dönemi oluyor. Brezilya Ligi izlemesi daha güzel, daha artistik ama Türkiye'de oynamak daha zor.
Burdaki 4 sezonunda neler öğrendin?
Lig oldukça iyi organize edilmiş ve iyi işliyor ancak burada futbolu nasıl gördüklerini anlamak zorundasın. Eğer buna Brezilyalı gözleriyle bakarsan sana yüksek standartlar olarak görünmeyebilir. Benzer şekilde eğer bir Türk de bir Brezilya Ligi maçını izlerse, muhtemelen bir şeylerin doğru gitmediğini ve bunu sevmediğini söyleyecektir. Benim buradaki 4 sezonumda öğrendiğim şey bu. Biz Brezilyalılar Avrupa'nın geri kalanına göre futbolu daha farklı görüyoruz.
Son olarak, hala kariyerini Coritiba'da bitirmeyi planlıyor musun?
Herşey kontratımın sona ermesinin ardından benim durumuma bağlı. O zaman neler olacağına bağlı olarak Brezilya'ya ne zaman ve nasıl geri döneceğimi düşünmeye başlayacağım. Ancak yine de şüphesiz hala kariyerimi Coritiba ile sonlandırmayı düşünüyorum.
CİHAN