Akılları Sami Yen’de ya da Sevilla’da idi

Şampiyonlar Ligi’ndeki Sevilla ile yapacağı rövanş maçı yüzünden ligi tamamen ikinci plana iten sarı-lacivertli ekip eksik kadrosuyla geldiği başkentte yine dikiş tutturamadı. Tek bir pozisyon bulamadı, beraberliği bile zor kurtardı.

Akılları Sami Yen’de ya da Sevilla’da idi

Sevilla maçının Fenerbahçe için ne kadar önemli olduğu, Bursa karşısındaki yenilgiye ve Galatasaray maçındaki olaylara rağmen, Zico’nun kadro anlayışı ile derinleşmişti. Fenerbahçe’de herkesin aklı ya geçen Galatasaray ya da gelecek Sevilla maçındaydı. Sahaya sürmek zorunda kaldığı kadronun, Ankaragücü gibi kendisine her zaman sert davranabilmiş bir rakibe karşı verimi, yakın geçmişin izini silebilecek, geleceğe de umut olacaktı. Son aldığı galibiyetle sıralamada zıplayan Ankaragücü, aslında maçtan önce öyle aman aman ihtiyaçlı da değildi. Fenerbahçe’nin ligde kaybetmeye tahammülü olmasa da bu riske girmeliydi; Deivid ve Aurelio gibi en formda iki oyuncunun banka oturması, yaklaşan Sevila maçının amansız baskısındandı. Bu psikoloji ve ortam altında ilk yarıda sadece çok koşan oyuncular karşılıklı birbirlerini kontrol etmekten öteye geçemedi. Pozisyon üretmekte her iki takım da büyük sıkıntı yaşadı. Koskoca ilk yarıda ne kaleye bir şut atıldı, ne organize işler düzenlendi. İki takım da savunmada iyi idi. Fenerbahçe, Kezman’ın kah düşen, kah ayağında topu tutamayan, kah da ıskalayan anlardaki atak başlangıçlarından bu nedenle sonuç alamadı. İbrahim Ege kilidi Göze batan en önemli şey, sağda Colin’in rakiplerini canhıraş eden saldırganlığı ve tekniğiydi. Bir de Uğur’un, Fenerbahçe atakta iken bir ön libero gibi oyun yapması; yukarıdan bakınca Fenerbahçe’nin atak dizilişi, 3-5-2 gibi aksetti ve Uğur alabildiğinde içerilere gelip top yaptı, ya da son adam olarak top kesti, ama sadece iki pozisyonda yerini tutup, soldan bindirmesi dikkat çekti. Bunların hiç biri gole tahvil edilecek sonuçlar üretemediği gibi, oyunun güzelleşmesine de katkı yapmadı. İkinci yarıda Zico oyuna İlhan’ı alarak çift forvete dönüyordu. Alex’in İbrahim Ege ile kilitlenmesi, atak gücünde önemli kayıp yaratırken, Fenerbahçe belki bu yöntemle pozisyona girebilirdi. Kanatların işlemediği, duran top pozisyonlarının yaratılamadığı maçta Fenerbahçe ileride top tutmakta da güçlük çekiyordu. Üstelik 75’ten sonra çok tehlikeli ani ataklar yiyor, kaleci Serdar’ın becerisine sığınıyordu. Oyunun sıkıştığı dönemde, kale önlerinde pozisyon yaşanmayınca insanın aklı ister istemez tribünlerdeki Ankaragücü taraftarlarının şovuna kaydı. Onlar da bu şovdan etkilenmiş olacaklar ki, ani atakları çok iyi biçimlendirdiler ama golleri dört pozisyonda da atamadılar. Sırasıyla Bebbe ve Gökhan’ın karşı karşıya pozisyonlarında iyi hamleler yapan Serdar gollere engel oldu. Ve tabii Fenerbahçe’nin yenilmesine de... MAÇIN ADAMI Serdar Kulbilge Yedi ay sonra mecburiyetten kaleye geçip, güven verdi. Sanki hiç ara vermemiş gibi kaldığı yerden devam eden bir görüntü sergiledi. İkinci yarıda karşı karşıya kaldığı dört net gol pozisyonunda çok iyi çıkış ve kurtarışlar yaparak yenilgiyi önledi. Fenerbahçelilerin kaleci sorunu konusundaki endişelerini boşa çıkardı. Futbola verdiği onca araya rağmen günün en başarılı oyuncusu oldu. MİLLİYET
<< Önceki Haber Akılları Sami Yen’de ya da Sevilla’da idi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER