‘Bu hareketi kim anlatabilir?’
“Biz millet olarak onurumuza, ailemize, kültürümüze ve özellikle ahlaka çok önem veririz. Bir sporcu, milyonların gözünün önünde, ahlaksız bir el hareketi yapıyor. Gayet detaylı, ısrarla, defalarca. Çoluk çocuk bunu seyrediyor. Anne ve babasına bu ne demek diye soruyor. Hangisi daha büyük terbiyesizlik? Tükürmek mi, bu hareket mi? Ben çocuğuma, ‘Evladım, sakın tükürme, çok ayıp’ diye rahatça söylerim. Bu el hareketlerini kim, nasıl anlatabilecek?”
‘Bir Türk yapsaydı, asmıştık!’
“Ahlaksızlığın, terbiyesizliğin matematiği olmaz. Bu hareket zaten ikisinin de daniskasıdır. Neye ceza veriyoruz? Sporda en büyük ceza ahlaksızlığa, terbiyesizliğe verilir. Bu A takımı B takımı meselesi değildir, bu terbiye ve prensipler meselesidir. Ben hangi takımın oyuncusu veya idarecisi olursa olsun, topluma kötü örnek olacak her türlü ahlaksızlığa azami cezanın verilmesinden yanayım. Bir yabancı, benim ülkemde, benim çocuklarımın gözünün önünde terbiyesizlik yapacak. Hem de bunu benim hakemime yapacak, ‘Tükürmedim, benim ailem, çocuklarım var’ deyip aklınca kendini savunacak, ben de ahlak matematiği yapıp cezasında bonkörlük yapacağım. Senin ailen var da, hakemin, bizim ailelerimiz yok mu? Bu hareketi bir Türk oyuncu yapsaydı maazallah çocuğu asmıştık.”
‘Destek veren haddini bilmezler’
“Bu kadar mı ucuz oldu benim ülkemde terbiyesizlik yapmak? Ülkesinden de destek veren haddini bilmezler, istiyorlarsa birbirlerine sabahtan akşama kadar bu hareketi yapsınlar. Adam ihtiyaçları olursa eminim buradan da gidenler olur. Bu spor değil ahlak meselesidir. Tükürmüş tükürmemiş, bu hareket yapıldıktan sonra ne önemi var? Tekrar ediyorum, hangi takımın sporcusu olursa olsun, bunu kabul etmem mümkün değildir. Ben başkan olsam, kulübümün bir oyuncusu bunu yapsa, o akşam kendini önce kapıda sonra uçakta bulur. Dikkat edelim lütfen, ilkelerin, prensiplerin, ahlakın yok olduğu yerde çöküş kaçınılmazdır.”
‘Yakında kubbeyi de çalarlar!’
Adnan Öztürk, cezanın indirilmesiyle ilgili verilen kararı da şu sözlerle yorumladı: “Bu karara hiç mi hiç şaşırmadım, gayet normal. Teşbihte hata olmaz, Türk Futbolunu yönetenlere bir bakalım; bir ekip çıkmış toplumun karşısına, ‘Ey ahali, minareyi çalacağım, kılıfa da gerek yok, hemen yaparım, ama yapmazsam minare şadırvana düşecek, suyunuz kesilecek, ona göre’ demiş. Ahalinin çoğu da bu ekibe oy vermiş, seçmiş, minare gitmiş. Şimdi caminin bekçilerinden birisine hakaret edilip 2 çift ayakkabı çalınmış, buna mı şaşıracağım? Bu ekibin karşısına aday çıkartamamışız, seçilmesine göz yummuşuz, kim kabahatli, onlar mı biz mi? Yakında kubbe giderse de şaşırmam.” Fanatik