Ahmet Çakır (Zaman): Cim Bom'un Yıldızları Bursa'da Kararınca Sarı-Kırmızılı takım ligde ilk yenilgi acısıyla karşılaştı. Arada milli maç boşluğu da olması nedeniyle bununla ilgili dünya kadar yayın yapılacaktır. Çünkü böyle fırsat bekleyenler hiç de az değil. Oysa işin gerçeği başka. Madde 1: Cim Bom'un çok önemli ve geçerli bir mazereti var. Tam 12 oyuncusundan yoksun olup da ayakta durabilecek ikinci bir takım sadece Turkcell Süper Ligi'nde değil dünyanın herhangi başka bir liginde de düşünülemez. Madde 2: Bursa zor bir deplasman. Her takım oradan eli boş dönebilir. Bunda yadırganacak hiçbir şey yok. Madde 3: G.Saray, sezon başından bu yana maçlarını takım halinde oynadığı futbolla değil, yıldızlarının becerileriyle kazanıyordu. Dün akşam o nokta da tıkanınca yenilgi kaçınılmaz oldu. Bursaspor bu yönde de dersini iyi çalışmıştı. Çok az pozisyon bulmasına karşın bunları değerlendirip 3 altın puanı cebine koydu. Sahada oynamayınca hiçbir şey ifade etmiyor. Dün akşamki Sarı-Kırmızılı takımın da şaşırtıcı yanı buydu. Bazı oyuncular sanki sezon sonu bezginliği içindeydi. Peki G.Saray çok mu kötüydü? O kadar da uzun boylu değil. Özellikle kaptan Ayhan, Sarı-Kırmızılı forma altındaki en başarılı maçlarından birini oynadı. İlk 45 dakikada Arda'nın adeta Sabri'nin yardımcısı gibi tuhaf bir futbol oynaması ve 10 pozisyondan 5'inde Sabri'nin daha gerisinde olması şaka gibiydi. Turgay Şeren (Akşam): Mağlubiyet Perşembeden Belliydi Maçlar kazanıldığı zaman tabii ki herkes mutlu olur. Zaten futbolda amaç nedir kazanmak. Ama ortaya koyduğun oyun, aklı başında insanlar tarafından tartışılır, nedenleri araştırılır. Bellinzona'yı Ali Sami Yen'de 2-1 yenerken hiç alışılmamış bir şekilde Sarı-Kırmızılı taraftarlar sahadaki futbolcularını protesto ettiler. Daha oyunun ilk yarım saatinde Galatasaray defansında Sabri, Meira, Servet ve Volkan'ın yaptığı hatalar neticesinde Yusuf'un araya attığı paslarla Galatasaray'ın 2-0 mağlup duruma düşmesi işten bile değildi. Söylemek istediğim şu; Galatasaray defansı ve orta sahası hiç ortada yoktu. Dua etsinler ki ilk yarı 1-0'la neticelendi. Hepimiz ne bekliyorduk, ikinci 45 dakikaya Sarı- Kırmızılı takım hırsla çıkacak ve Bursaspor kalesini abluka altına alacaktı. Tam tersi oldu. Sercan, Bursaspor'un ikinci golünü attı. Güler misin, ağlar mısın. Galatasaray'ın iğnelerle sahaya çıkarttığı Arda bir gol attı, gol attı da biraz Galatasaraylılar ümitlendi. Bursaspor'u sene başından beri izliyorum dört dörtlük bir Bursa geliyor diye de yazmıştım. Haksız mıymışım? Aferin Samet hocaya. Levent Tüzemen (Sabah): Haddini Bilerek Oynamak Bursaspor, Galatasaray'ı Samet Aybaba'nın aklı sayesinde yendi. Samet hoca, Galatasaray'ı mükemmel analiz etmişti. Ben Skibbe'nin Bursaspor'u özel olarak incelediğini sanmıyorum. Neden mi? Samet hoca, Lincoln'ün başına Veli'yi dikti. Lincoln adım atamadığı gibi topu kullanacak boş alan bile bulamadı. Skibbe, Bursaspor'un kalbi Yusuf'a önlem almayı düşünmedi. Ve o Yusuf iki golün pasını verirken, takımının tüm gol pozisyonlarının hazırlayıcısı oldu. Eğer Sercan ve Adriano, Yusuf'un attığı paslarda topa vurabilselerdi Galatasaray, Bursa'dan hezimetle dönerdi. Skibbe, Servet'in amaçsızca ileri çıkmasına engel olamadı. Ve Galatasaray'ın yediği iki gol de Servet'in bulunduğu yerden geldi. Skibbe mi yoksa Adnan Sezgin mi söyler bilemem ama birileri Servet'e "Senin tekniğin zayıf, topla ileri çıkma ve savunmadan serbest atışları kullanma" desin. Skibbe'nin Galatasaray'ında bırakın takım halinde savunma yapmayı hücuma çıkanlar geriye bile dönemedi. Dilimizde "Haddini bilmek" diye bir söz vardır. Bursaspor haddini bilerek akıllı oynadı ve Galatasaray'a haddini bildirdi. Güçlü olan zayıf yanını herkesten iyi bilendir. Daha güçlü olan ise zayıf yanına hükmedebilendir. Samet hocanın Bursaspor'u zayıf yönüne hükmetti. Skibbe, Galatasaray'ın zayıf yönüne hükmedemedi. Özellikle Arda'yı ilk yarı ısrarla sağda oynatması hataydı. Ebru Kılıçoğlu (Sabah): Cim Bom'u Şimşek Çarptı 14 oyuncusu sakat, UEFA yorgunu Galatasaray, ligde ilk kez yenildi. İki golün de hazırlayıcısı olan Yusuf Şimşek'in taşıdığı Bursa'ya kaybeden Cimbom, 6. haftada 7. puanını yitirdi. Maçın genelinde atakları hep Bursa imzalıyor haliyle. Sercan-Yusuf-Mustafa imzalı sayısız tehlike ve ısrar iki gol getiriyor: 38'de bağıra bağıra gelen kontratakla Mustafa Sarp, 48'de Servet'in hatasıyla Sercan atıyorlar golü. G.Saray'da ikinci golden sonra biraz başa gelen akıllar, 56'da umut bile edilmeyen golü getiriyor Arda'nın ayağından. Bursa yorulup 'uyumaya'; G.Saray kenar yönetimi de 'uyanıp' değişikliklere başlayınca ancak dengeliyorlar oyunu. Ama yetmiyor. Bursa bileğinin hakkıyla alıyor galibiyetini. G.Saray'a gelince... Zirve tırmanışında çat diye kayıyor ayağı. Giden 3 puan 'hayati' mi? Takım için değil belki ama ya hoca açısından? Hakan Ünsal (Star): Yusuf Şov Yaptı Skibbe Seyretti Bu sene Anadolu takımları ile şampiyonluğa oynayan 4 büyükler arasındaki oyun kalitesindeki fark, Anadolu takımları lehine kapandı. Makas daraldı. Ben uzun yıllardır büyük takımlarla, Anadolu takımlarının bu kadar eşit olduğu bir lig görmedim. Galatasaray'da dört gollü galibiyetler gelince her şey düzelmiş gibi gözüktü. Ama bu maçların Baros, Kewell ve Lincoln'ün bireysel yetenekleriyle kazanıldığını söylemiştik. Tehlike, takım oyununun olmamasıydı. Bursaspor'un attığı golde 7 Galatasaraylı oyuncu rakip yarı alanda kalıyor, Bursa çabuk atak yapıyor ve enteresandır, bu Galatasaraylı 7 oyuncudan birisi dönene kadar bu oyuncuların arkasından 60 metre depar atıp gelen Mustafa Sarp golü atıyor. Biri oynuyor, oynatıyor ve attırıyor, diğeri seyrediyor. Seyreden sadece Lincoln de değil. Kenarda Skibbe de seyrediyor. Yusuf sahada şov yapıyor. Skibbe de bizim gibi hayran hayran seyredip, önlem almıyor! Galatasaray'ın geçtiğimiz sezonlardaki en önemli ve etkili yerleri kenarlarıyken, şimdi kenardan ne bir bindirme, ne bir orta, ne de bir organizasyon var. Yine sakat ve iğneyle oynayan Arda iş yapan ve sorumluluk alan adam oldu. Bursa iyi oynayarak, haklı bir galibiyet alarak rakibe ilk yenilgisini tattırdı. Cüneyt Tanman (Takvim): Beklenen Oldu Sonunda beklenen oldu. Galatasaray'ın ilk ciddi sınavinda bombası patladı. Ligdeki ilk 5 maçta Sarı-Kırmızılılar'ı çok zorlayacak rakip çıkmamıştı. Bu nedenle fazla puan kaybetmedi. Aslında dün Bursa da yenilmeyecek bir takım değildi. Ama Galatasaray'ın yıldızları da kaybolunca kaybetmesi kaçınılmaz oldu. Oynanan kötü futbol ve alınan mağlubiyetin mazereti eksikler olamaz. Dün akşam maç 2-0 olana kadar Galatarasay'da kimse sahada yoktu. Hatta bu dakikaya kadar maç 2-0 değil 4-0 da olabilirdi. Maç 2-0 olduktan sonra Galatasaray'ın biraz kıpırdadığını gördük. Takım olarak o kadar kopuklar ki! Oyun başladığında Meira ve Servet kendi 18'lerine, Baros, Nonda ve Lincoln diğer 18'e yakın. Orta alanda 50-60 metrelik boşluk. Nonda geldiği günden beri herhalde bu kadar kötü oynamamıştır. Baros biraz bir şeyler yapmak istiyordu ama dün akşamki Galatasaray'a ona yardımcı olabilecek çok fazla isim yoktu. Aslında tek tek değil bir bütün olarak Galatasaray sahada yoktu demek daha doğru. Bursaspor'u,özellikle de bu galibiyetin baş mimarı Yusuf'u kutlamak herhalde en doğru yorum olur.