Yılmaz
Vural, yaptığı açıklamada, Türkiye'de milli
takım için Fatih
Terim ve Mustafa Denizli'nin dışında bir başka ismin gündeme gelmediğini dile getirdi. Bunun da federasyonda
yabancı ismin gündeme gelmesinde etkili olduğunu savunan Vural, ''
Federasyon ne yapsın. İki isim veriliyor, üçüncüsü düşünülmüyor. Dünya üçüncüsü olmasına rağmen Şenol (
Güneş) hocayla sudan bahanelerle devam edilmedi. Ersun'a yapılmadık kalmadı. Bu kadar başarılara rağmen onları antrenör yerine bile koymamaya çalıştılar'' dedi.
(A) Milli Futbol Takımı'nın
yerli bir antrenöre verilmesi gerektiğini kaydeden Vural, şöyle konuştu:
''Şimdi 3. isim akla gelmediği için eyvah diyorlar. Üçüncüyü Yılmaz'ı (Vural) getirsek
takla atıyor. Samet'i (Aybaba) getirsek, Güvenç'i (Kurtar) getirsek bilmem ne diyecekler. Çünkü bu
ülkede 25 yıl çalışırsanız yıpranıyorsunuz. Siz de hatalar yapıyorsunuz. Dolayısıyla sizi hep bu boyutuyla eleştirecekler. Yıpratmaya çalışacaklar, federasyon bunu bildiği için bu konuda bir dakika diyor. Getireyim yabancı, bunlar sussun.
Başarısız olursak da götürmesi kolay olur. Çok düz mantık bu. Bana göre federasyon daha cesaretli, yürekli, kendine özel davranıp bu konuda inandığı bir Türk'ü göreve getirirse bana göre daha akıllı olur.''
Milli takımın yarışmanın üst boyutu olduğunu belirten
Yılmaz Vural, deneyimli isimlerin göreve gelmesi gerektiğini kaydetti. Yeni isimlerin eskitilmemesini ve bu kişilerin gelecekte
milli takımı çalıştırabileceğini anlatan Vural, açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Burada her türlü sorunları çözen insanların yarışması lazım. Zaman, süreç, deneyim,
yaşam parayla alınmıyor. Onun bizi benimsemesi, Türkiye'nin benimsemesi uluslararası görüş, bakış, tanıma, yabancı dil... Çok büyük meziyetler istiyor burada olmak. Yoksa bir kaç senedir başarılı giden adamı oraya getirseniz ona da Türk
futboluna da zarar verirsiniz. Türk antrenörü bu işi yapamıyor denilir. Mesleğinizde öyle bir yere geleceksiniz ki deneyimi burnundan taşan, bütün ülkeyi bilen, dışarısını bilen böyle bir
Türkü bulacaksınız. Onu getireceksiniz. Yoksa dünkü
arkadaşımız deneyimsizliği ile sırf işini yaptığı, puan cetvelinde yukarıda olduğu mantığı içinde getirirseniz... Bülent (Uygun) iki yıldır Türkiye'yi bir birine kattı. Bu sene 8 maç kaybetti yollandı. Başarı izafi bir kavramdır. İleride bu takımın başına
aday arkadaşlarımızı da işin başında çok zor durumda bırakırsınız.''
-''BİRİSİ GİDİYORSA YERİNE BİRİSİ HEMEN BULUNMALI''-
Milli takımın boş kalmaması gerektiğini anlatan Vural, ''Birisi gidiyorsa, arkadan hemen birisi bulunmalı. Şimdi bir ara var yine. Hazırlık maçı yapabiliriz. Gelen adam hemen başlayabilir.
Avrupa Kupası var. Teknik direktörlük için zaman kaybetmemek lazım. Çünkü çok iddialı gelip, bir vizyonla yeniden ülke futbolunu organize etmeye çalışacak'' diye konuştu.
Antrenörlük için fikirlerin ortaya atıldığını ve henüz kimsenin seçilmediğini dile getiren tecrübeli
teknik adam, yabancı veya Türk ismin tartışıldığını kaydetti. Farklı isimlerin topluma sunulduğunu dile getiren Vural, açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Hakan gelsin, idareci olarak yanına başka bir arkadaş gelsin. Bunlar topluma sunuluyor. Kamuoyu hangi yöne kanalize oluyorsa o seçilecek. Ben kamuoyuna yardımcı olmak adına bunun Türk olmasından yanayım. Bu konuda ben ismimi ifade ederken baktım Türk antrenöründen bir ses çıkmıyor. Türk antrenörünün yetersizliği onaylanmış gibi durum çıktı ortaya. Benim içim acıdı, ben kendimi bu konuda yeterli görüyorum. Benim gibi kendini yeterli gören bir sürü arkadaş olduğunu da biliyorum. Dolayısıyla bu konuda tepkim bu yüzdendir. Kamuoyunu farklı bir mecraya çekmek ve düşündürmek, Türk antrenörlüğünün varlığından bahsettirmek.
İstatistiklere bakın. Türk antrenörlerinin katkısı oldu. Yabancıların bir katkısı yok. Yabancılar çalışmadı mı? Burada kepaze olup döndüler. Kendi ülkelerinde Dünya Şampiyonası'na
takımlarını götürüyorlar. Demek ki bu adamların antrenörlükleri çok iyi. Türkiye'de maalesef o ülkede öğrendiklerini yaptıracak ortam bulamadılar. Türkiye'nin insanı, işi, bakışı farklı. Bu ülkede tarihi geçmişi, komşu ülkeleriyle rekabeti, bayrağıyla bizim yapımız çok farklı.
Atatürk ilk hedefiniz Akdenizdir ileri demiş, arkasından insanlar silahsız, topsuz, tüfeksiz gitmiş
Çanakkale Savaşı'nı hangi imkanlarla kazanmış. Mantıkla değil ki, Avrupa mantığıyla değil, Türk mantığıyla, duygusuyla yüreğiyle kazanmış. Bizde yürek var. Sonra iş geliyor. Yabancı bunu anlayamaz.''
-''YABANCILAR EĞİTİM VERSİN''-
Türkiye'nin şartlara değil, şartların Türkiye'ye uymak zorunda kaldığını savunan Vural, ''
Rijkaard,
Daum hepsi meslektaşımız iyi insanlar. Birşeyler yaparak, gayret gösteriyorlar. Saygı duyuyoruz ama olmaz. Gelsin biz beceremiyorsak bizi eğitsin,
ders versin, kurs versin. Öğretsin ama bırak pratiği biz yapalım. Çünkü yabancının ülke, insan pratiği ile girmesinden sonuç alan ülke olduğunu sanmıyorum'' dedi.
Futbolun artık sadece bir
spor olmadığını ve önemli bir sosyal olay olduğunu anlatan Vural, ''Toplumun
psikolojik dengesini sağlayan çok önemli bir olay. Eskiden bunu gladyatörler yaparmış
arenada. Toplumun şiddet duygusunu toprağa gömmek anlamında. O toplumu dengelemek anlamında. Bugün de arena yine statların ismi. Ve artık obje top, kılıç, mızrak değil'' diye konuştu.