Karşılaşma sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Fatih
Terim, ''Aklımızda olmayan 2 puan kaybettik. Bahaneler bulacak değilim. Artık
Macaristan maçının mutlaka kazanmamız gereken bir duruma geldik. Kredilerimizi yiyoruz'' dedi.
Malta takımı karşısında iyi bir oyun sergileyemediklerini söyleyen Terim, ''Pozisyon bulduk ama yeterli değildi. Dolayısıyla çarşamba gününe hazırlanacağız. Evimize güzel galibiyetle ve moralle dönüp
İnönü Stadı'nda seyircimizin önüne öyle çıkmak istiyorduk ama olmadı. Bu çocuklar, çok güzel maçlar oynadılar. Olmasa tabii ki iyiydi ama şimdi seyircimize her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var'' ifadesini kullandı.
Terim, hayatı boyunca, ''Rakibiniz kadar mücadele etmezseniz, Yüreğinizi onun kadar koymazsanız, oyununuz bozulur'' dediğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Biz o coşkudan yoksunduk.
Oyuna daldık ve aklımızda gol yemek yoktu. Gol yeyince şok yaşadık. Öne geçsek durum değişik olabilirdi ama hep geriden geldik. Oyun içinde değişiklikler yaptık. Maalesef pozisyonu yakaladık ama golü yakalayamadık ve kendi kalemizde kontra ataktan gol gördük. Sanırım bir şey olmaz düşüncesi vardı. Başka türlü olamaz çünkü. Demek ki, bazı noktalarda fiziğimiz de yeterli değil.''
Fatih Terim, oyuncuları içinde hayal kırıklığı yaşadığı kimsenin olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine, ''Ben, hiçbir oyuncumu hayatım boyunca suçlamadım. Kabahat varsa ben üstlenirim. Onlar bizim için önemlidir'' derken, değişikliğe gidebileceği imasında da bulunarak, ''Bu 90 dakika içinde eforunu net görmediğimiz arkadaşlarımızın değişikliği söz konusudur. Daha taze arkadaşlar sahada olabilir'' şeklinde konuştu.
Takımın sahadaki dağınık görünümü toparlayabilecek oyuncular olarak Emre,
Hakan Şükür ve İbrahim Üzülmez'i gösteren Terim,
Arda ve Sabri'nin sakatlıklarının planlarını bozduğunu söyledi.
Terim'in ne hissettiğini biliyorum
Malta Milli Takımı Teknik Direktörü Disan Fitzel ise basın toplantısında, Fatih Terim'in ne hissettiğini bildiğini ileri sürerek, şunları söyledi:
''O çok
baskı altına. Bizim avantajımız, kazanmak zorunda olmamızdı.
Türkiye'nin böyle oynamasını bekliyordum. Benim için onlar Avrupa'nın Brezilyası. Topu çok seviyorlar ama topla her zaman bir fazla hareket yapıyorlar. Takım savunmasında da sorunları vardı. Son 4 maçlarını seyrettim. O maçları değerlendirdim. Defanslarında sorun vardı biz de kontra atak oynadık. Oyuncularıma, 'İlk golü atarsak, kaybetmeyiz' demiştim. Büyük
takımların böyle bir psikolojileri olur. Gol yiyeceklerini düşünmezler. Gol attıktan sonra hemen gol yemek beni üzüyor. Oyuncularım bir gün bana
kalp krizi geçirtecekler. Oyuncularımı kalpleri ve ruhlarıyla oynadıkları için kutluyorum.''