Destici, “Dertleri millet değil, kendi iktidarlarını ölene kadar devam ettirmek.” derken, Kamalak ise “Başkan, Meclis'i feshedebilecek. Sonra bütün valilileri, hakimleri başkan atayacak. Bunun adı despotizmdir. Bu despotizm değil de nedir.” şeklinde konuştu.
SP-BBP Milli İttifakı'nın Eskişehir milletvekili aday tanıtım toplantısına katılan Kamalak ve Destici, 7 Haziran seçimlerinin startını verdi. Bir otelde düzenlenen toplantıya SP Genel Başkanı Mustafa Kamalak, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici ve partililer katıldı. Kur'an-ı Kerim’in okunmasıyla başlayan programda, SP ve BBP birlikteliğinin önemine vurgu yapıldı. AK Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sistemini istemeleri sert bir dille eleştirildi, ülkede insanların ayrıştırıldığına vurgu yapıldı.
'AYNI KIBLEYE YÖNELEN, AYNI SECDEYE ALIN KOYANLARIN ARASINA NİFAK SOKULUYOR'
"Yeni neslimiz başta olmak üzere toplumumuzun bütün kesimi büyük bir ahlaki yozlaşma" yaşıyor iddiasında bulunan Destici, “İslami debelenmeyle karşı karşıyayız. Bu mazlum, mağdur milletin evlatlarının, aynı kıbleye yönelen, aynı secdeye alın koyan insanların arasına nifak sokuluyor. Çok az bir azınlık şatafatlı, lüks hayat sürerken, bazı insanlar açlık sınırının altında yaşamaya, bir maaşa mahkum edilmiştir." diye konuştu.
'OY KAYGISI İÇİN SİYASETE ATILMADIK'
SP, BBP birlikteliği için asla bir kompleks duymadığını kaydeden Destici, şöyle dedi: "Bizler sadece oy kaygısı için siyasete atılmadık. Allah’ın rızasını her şeyin üstünde tuttuk ve tutacağız. Halkımız bize yetki verirse, üç şey ve çok şey değişecek. İlk olarak bu ittifak Meclis'e girecek. İkincisi; iktidar değişecek. Üçüncüsü; milli iktidar kurulacak. Milli iktidar kurulunca Türkiye'de olumsuzluk adına ne varsa değişecek. Her şey olumlu olacak."
'DERDİNİZ MİLLET DEĞİL, İKTİDARINIZI ÖLENE KADAR SÜRDÜRMEK'
İktidarı ve muhalefeti de eleştiren Mustafa Destici, "Bakın Meclis'tekiler durumlarından memnun. Sistemin aynı devam etmesini istiyorlar. Hepsi mevcut durumlarından memnun. Memnun olmayan, yoksulluğu, ayrımcılığı, kavga ettirilen, çatıştırılmaya çalışılan halk." ifadelerini kullandı.
Başkanlık sisteminin getirilmesi yönünde AK Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın girişimleri ve konuşmalarını da sert bir dille eleştiren Destici, şunları söyledi: "Türkiye'nin en temel problemi olarak 'başkanlık problemi var' diyorlar. Bunu dayatıyorlar. Türkiye, parlamenter sistemle yönetilen ülke. İktidar isteseydi 12 yıldır çok şeyi değiştirebilirdi. Şimdi, ‘bu gömlek bu bedene dar geliyor' diyorlar. Gömlek size dar gelmiyor. Maalesef siz bu millete dar geliyorsunuz. Siz, milleti bu memlekete dar getirdiniz. Çünkü dertleri millet değil, kendi iktidarlarında ölene kadar devam etmek."
"CEVABI PAPA'YI SARAYDA AĞIRLAYANDAN BEKLİYORUZ"
Ermeni soykırımı konusunda cumhurbaşkanına tepki gösteren Mustafa Destici, "Maalesef sarayda ağırlanan Papa, Müslümanları soykırım yapmakla suçluyor. Başbakan ve Dışişleri cevap veriyor. Hayır, kardeşim siz değil, Papa'yı sarayda kim ağırladıysa cevabı o versin. Cevabı biz ondan bekliyoruz. O da, ‘Bir kulağımızdan girer, bir kulağımızdan çıkar’ diyor. Peki adamlar derse, 'Ya kardeşim siz gidin önce başbakanınız başdanışmana söyleyin, onu ikna edin. O da bizim gibi düşünüyor' derseler ne diyeceğiz." ifadesini kullandı.
Kamalak ise AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘başkanlık’ sistemi talebini sert dille eleştirdi ve bununla yapılmak istenin 'despotizm' olduğunu ileri sürdü.
'BU MEMLEKETİN ATEİSTİ DE, SARHOŞU DA BİZİM İNSANIMIZ'
SP Lideri Mustafa Kamalak, iki partinin birlikteliğinin İslam alemine numune olacağını belirtti. “Biz çağırmasını bilirsek insanlar bize gelecektir.” diyen Kamalak, bu ülkenin sarhoşu da, esrarkeşi, eroinmanı da, ateisti de bizim insanımız. ‘Gel kardeşim, burası senin adresin.’ demeliyiz. Ezilen kardeşimize ‘gel kardeşim, gel’ demeliyiz. Bizim dışımızdakiler ne diyor? ‘Bize oy verin, sizi batıya uşak yapalım, köle edelim’ diyorlar.” şeklinde konuştu.
'HADİ CANIM SENDE ORADAN'
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Ermeni soykırımı konusundaki açıklamasını da eleştiren Mustafa Kamalak, “Dün kutsiyetpenahlarından bahsederken, bugün onların açıklamalarına, ‘bir kulağımızdan girer bir kulağımızdan çıkar.’ diyor. Hadi canım sen de oradan... Bir diğer de diyor ki, ‘onların söyledikleri yok hükmündedir.’ Hadi canım sen de oradan.” dedi.
'ERDOĞAN’IN BAŞKANLIK SİSTEMİ DESPOTİZMDİR'
Mustafa Kamalak, AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘başkanlık’ sistemi talebini sert dille eleştirdi ve bununla yapılmak istenin 'despotizm' olduğunu öne sürdü. Kamalak, şöyle dedi: "AKP diyor, ‘bana oy ve yeni anayasa yapacağım, başkanlık sistemi getireceğim. Neymiş o başkanlık sistemi? Başkan, Meclis'i feshedebilecek ama Meclis, Başkanı azledemeyecek. Şartlar Meclis'i feshetmeye yaramıyorsa o zaman sizin kesenizden milletvekillerine rüşvet verecek. ‘Sen orada otur oturduğun yerde.’ diyecek. Sonra bütün valilileri, hakimleri başkan atayacak. Sen, ABD, AB’yi örnek gösteriyorsun. Ama orada başkanın meclisi feshetme görevi, yetkisi yok. Bunun adı despotizmdir. Kısacası, ‘siz bana oy verin, size despot edeyim’ diyor. Bu despotizm değil de nedir?”
'HIRSIZI ARKADAŞINA BIRAKIRSANIZ AKLAR'
“Adil bir anayasa diyoruz ve bunu öneriyoruz.” diyen Kamalak, hırsızlıkla suçlanan dört bakanın aklanmasına da tepki göstererek, “4 bakan en ağır suçlarla suçlandı. Bakın yargılamayı kime bıraktılar? Arkadaşlarına! Hırsızı arkadaşlarına bırakırsanız ne olur? Elbette aklarlar. Bu, hırsızları aklamak için Meclis'te yüksek hakimlerden bir komisyon kurulması lazım. Yargıda onlarca kaliteli hakim var. 8-10 kişilik heyet oluşturun. Hırsızlıkla anılan kim olursa olsun, Meclis'i kirletmeye kimsenin hakkı yoktur.” ifadesini kullandı. SP Lideri Mustafa Kamalak, kendilerinin iktidar olması halinde, milletvekilinin Meclis'e devam etmemesi durumunda onun maaşının kesilerek parasını vatandaşa, hazineye otomatik olarak aktarılacağını kaydetti.
'BULGURU, MERCİMEĞİ DIŞARIDAN ALARAK BÜYÜK DEVLET OLUNMAZ'
Dünyanın teknolojiye ayak uydururken Türkiye’nin emek yoluyla üretim yaptığının altını çizen Kamalak, şöyle konuştu: “İşte madenler bakın. Yüzlerce insanımız kaybettik. İlkel metotlarla üretim yaparak, mercimeği, bulguru, onu-bunu dışarıdan alarak büyük devlet olmaz. Büyük devlet olmak için kendimiz üretmeliyiz, dışarıya satmalıyız. Büyük devlet olmak, iyi ekonomiden geçer. Böyle söz sahibi olunur mu? Onun için üretim seferberliği yapmalıyız. 30 milyon insanımız icralık. Açlık sınırı bin 450 lira, asgari ücret ise 950 lira. Ya bu insanlar nasıl geçinir? Bu insanlar hırsızlık mı yapsın? Ne yapmak istiyorsun? Cezaevleri dolup taşıyor zaten. Cezaevlerinde 160 bin kişi var. Artık bu ülkenin yönü değişmeli."