Savran, Orta Asya'dan Anadolu'ya getirilen binlerce yıllık Türk geleneği olan Yörük kültürünün son temsilcisi olarak Sarıkeçililer'in kaldığını söyledi.
Türkiye'de
hayvan sıkıntısı yaşanması ve Kurban Bayramının gelmesi nedeniyle gözlerin yeniden hayvancılık sektörüne çevrilmesini sağladığını belirten Savran, ''Bugün yaşanan hayvan sıkıntısının kaynağı geçmişte aranmalı. Fiyatların yüksek olması hayvan sayımızın yanlış politikalarla azalmasından kaynaklanıyor'' dedi.
Türkiye'nin hayvan ihtiyacını karşılamak için
yurt dışından hayvan
ithal etmesinin doğru bir çözüm yolu olmadığını ifade eden Savran, ''Doğayı koruma adına doğada hayvan beslemek varken, bu kadar işsiz varken, hayvan ithal etmek doğru değildir. Türkiye, dağları, ovaları, sahip olduğu tüm kaynaklarıyla kendi hayvan ihtiyacını karşılayabilecek potansiyele sahip. Önemli olan devletin
teşvik etmesi... Türkiye'de tümüyle
doğal şekilde keçiler yetiştiren Sarıkeçililer olarak biz de önümüzdeki engellerin kaldırılmasını ve daha fazla hayvan beslemeyi istiyoruz'' konuştu.
Devletin geçmişte yaptığı uygulamaların yörük yaşamını bitirme noktasına getirdiğini ve baskılar sonucunda hayvan sayılarının azaldığını vurgulayan Savran, şunları ifade etti:
''2006 yılında
Orman Yasağı uygulaması nedeniyle hayvanlara ceza geleceği açıklandı.
Ceza yememek için 2006-2007 yılında 3 binin üzerinde keçiyi kilosu 2 liradan kestirmek zorunda kaldık. Bunu yapmasak yiyeceğimiz ceza çok daha fazlası olacaktı. Ayrıca yerleşiklere göre göçer olduğumuz için bize uygulanan ceza 3 kat daha fazla. Bize en büyük baskıyı Orman Bölge Müdürlükleri yapıyor.
Şiddet derecesine varacak uygulamalar içindeler. 2008 yılında
Karaman'da İl Komisyonu yayınladığı
kararname ile göçerlerin Karaman ilinden geçişini yasakladı, Konya'da çok sert
yaptırımlar var. 2010 yılı içinde toplamda 25 bin lira otlatma cezası yedik. Tüm bu uygulamalar bizim hayvan sayımızı azalttı.''
Savran, Sarıkeçililer'in tüm bu baskılar sonucunda yerleşik hayata geçmek zorunda kaldığını ve hayvancılıktan koparıldığını kaydetti.
Son Yörükler olarak Sarıkeçililer'in bu kültürü yaşatmaya devam ettiğini belirten Savran, ''
Akdeniz kıyılarından Toroslar'ın zirvesine göçer hayatını sürdüren Yörük
aile sayısı 180'e kadar düştü'' dedi.
-''KEÇİYİ İLAÇSIZ, HORMONSUZ ÜRETİYORUZ''-
Sarıkeçililer'in hayvan sayısının da 10 yıl içinde yüzde 90 azaldığını kaydeden Savran, şöyle devam etti:
''Sarıkeçililer'in 10 yıl önce hayvan sayısı 50 binin üzerindeydi. 500'ün üzerinde keçisi olan aileler vardı. Şimdi ise bazı Yörükler'de 50'nin altına kadar düştü. Yaklaşık olarak 6 bin civarında keçimiz kaldı. 10 yılda Sarıkeçililer'in hayvan sayısı yüzde 90 azaldı. Göçlerde kullandığımız
deve sayısı da 50'nin altına düştü. Biz yeniden eski günlerimize dönmek istiyoruz. Çözüm olarak dönüşümlü hayvan otlatacağımız alanlar belirlensin. Devletimize vergimizi ödeyip, katkı yapalım. En doğru, en sağlıklı, en hızlı hayvan yetiştirmeyi bilen sadece Sarıkeçili
çobanlar kaldı. Keçiyi ilaçsız, hormonsuz üretiyoruz. Göç yapan hayvan hastalanmaz, sağlıklı olur, biz de devamlı göç yapmaktayız. Dışardan Sarıkeçili çoban ithal edemeyeceğimize göre, Sarıkeçililer'e sahip çıkılsın.''
Kurban kesimine de değinen Savran, bu yıl Türkiye'de çok sayıda ailenin hayvan fiyatların yüksek olması nedeniyle
kurban kesemeyeceğini öne sürerek, Sarıkeçili geleneğinde ise kurban kesilmeyen yerde doğal felaketlerin artacağı inancının bulunduğunu sözlerine ekledi.
AA