Sadece başkanı değil, Senato’nun kaderini de kararsızlar belirleyecek gibi. Seçilecek başkanın planlarını kolayca hayata geçirebilmesi için Senato’da çoğunluğun da kendi partisinden olması gerektiği düşünüldüğünde kararsızların bu seçimlerdeki önemi daha artıyor.

3 Kasım’daki seçimlere sayılı günler kala anketler birbiri ardına geliyor.

Reuters/Ipsos’un hafta içindeki anketine göre Biden Trump’ın 9 puan önünde. Ankete göre Biden yüzde 50, Trump yüzde 41 oy bandında.

Ancak ankette dikkat çeken bir diğer sonuç seçmenlerin yüzde 9’unun henüz karar vermemiş olması.

Seçime kadar iki isim arasında yapılacak tartışma programları,kalan sürede kampanyaların etkileri de düşünüldüğünde bu oran 3 Kasım akşamı Beyaz Saray’da 4 yıl boyunca oturacak ismin belirlenmesinde önemli bir etken olabilir. Üstelik verdiği kararı seçim gününe kadar değiştirebileceğini belirten seçmenler de olduğu hesaba katıldığında seçmenin önemli bir bölümünün sandığa temkinli yaklaştığına dikkat çekiliyor.

Rich Thau, Kararsız Seçmen Projesi’ni yürütüyor ve ona göre seçmenler endişeli, kaygılı ve hayal kırıklığına uğramış durumda.

Ülke; Corona virüsü, ekonomik kaygılar, ırkçılık tartışmaları gölgesinde seçime gidiyor ve kararsız seçmenler de kaygılarına göre oylarını kullancak.

Thau’ya göre Ohio, Pennsylvania ve Wisconsin’de 2012’de Obama’ya destek verenler 2016’a Trump’a döndü ama Corona virüsünün milyonlarca kişinin hayatını etkilemesiyle seçmenlerin ruh hali de değişti.

Seçmen Brandon Crawford, “Siyah hayatlar için yürümek, faşizme karşı yürümek, Donald Trump ve Mike Pence’e ve bütün yönetime karşı yürümek. Bütün bunlardan bıktık ve yorulduk. Değişim istiyoruz” diyor.

Trump’ı 2016’da zafere taşıyan, kararsız olarak nitelenen eyaletleri az bir farkla o dönemki rakibi Hillary Clinton önünde kazanmasıydı.

Peki bu yıl da aynısı olur mu?

Anketler ülke geneli ve kararsız eyaletlerde genelde Biden’ı önde gösterse de zaman zaman aradaki farkın azalması soruya net bir yanıt verilmesini zolaştırıyor.

Cumhuriyetçi kampanya gönüllüs Evan Karabas, “Anketlerin Trump’ı önde göstermesini beklemiyoruz çünkü muhafazakar seçmenlerin çoğu telefona cevap verip gerçekten kime oy vereceğini söylemeye korkuyor” diyor.

Kararsız eyaletler sadece başkanı değil, Kongre’deki dengeleri de belirleyecek. Özellikle Senato oldukça önemli.

Cumhuriyetçilerin 53’e 47’lik üstünlüğü var ve eğer seçilecek kişi politikalarını kolayca hayata geçirmek istiyorsa Temsilciler Meclisi’yle Senato’yu da partisi kazanmak durumunda.

Temsilciler Meclisi’nde ise bu dönemde Demokratlar’ın üstünlüğü var.

Seçimlerde Demokratlar Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğunu korur Senato’da da çoğunluğu elde ederse Biden’ın seçilmesi durumunda işleri oldukça kolaylaşacak.

Benzer durum Trump için de geçerli. Eğer Temsilciler Meclisi’nde Cumhuriyetçiler çoğunluğu elde eder ve Senato’daki sayılarını da koruyabilirlerse Trump yine seçildiği takdirde ikinci dönemi çok daha rahat geçebilir.

Arizona, Colorado, Georgia,Iowa,Maine, Montana, Kuzey Carolina eyaletlerinde Cumhuriyetçiler’in Senato’daki sandaleyeleri tehlikede.

Senato’daki bazı demokrat isimlerin de koltukları garanti değil. Alabama, Michigan eyaletlerindeki Demokrat senatörlerin seçilmeme ihtimali var.

Alınan oydan çok delege sayısının başkanı belirlediği ülkede kararsız eyalet sayısı eski seçimlere göre daha fazla gibi.

Biden’ın seçim ekibi 50 eyaletli ülkede 16 eyaleti bu kategoride belirlemiş durumda.

Wisconsin, Michigan, Pennslyvania, Florida, belki de kararsız eyaletlerin en fazla öne çıkanı.

Florida’yı kazanan aday 29 delege kazanıyor, bu nedenle eyalet, seçim gecesinin hediyesi olarak nitelendiriliyor.Eyaleti kazanamayan adayın başkan olabilmesi için diğer tartışmalı eyaletlerde ipi göğüslemesi gerekecek. İşte bu nedenlede seçimlere sayılı günler kala Trump ve Biden kararsız seçmenleri kendi yanlarına çekebilme yarışında.

Kararsızlar dışında iki isme oy vermeyeceğini söyleyen bir grup da var.

Ohio’dan 41 yaşındaki Heather Maluke de onlardan biri.Trump’ı öfkeli, Biden’ı da “emekler” buluyor. 2016’da sandığa Sanders’ın ismini atmış, bu yıl da aynısını yapmayı planlıyor.

Ancak 4 yıl önceki seçimlerde çoğunlukla sandığa gitmeyen Bernie Sanders destekçilerinin bu sefer oy kullanacağı yorumları yapılıyor. Bu da Biden’ın şansını arttıran faktörlerden.

4 yıl önce zamanın Demokrat Parti adayı Hillary Clinton’ın seçileceğine kesin gözüyle bakıp sandığa gitmeyen Demokratlar’ın da 3 Kasım’da oy kullanacağı belirtiliyor.

Ancak seçimlere kalan süre 1.5 ay olsa da yine de birçok gelişmeye gebe.

Madison Üniversitesi’nden Rianna Mukherjee, “Anketlere bakıp ‘Tamam artık bu iş bitti artık’ demeniz mümkün değil. Aslında her şey arka planda yaşananlara ve ülkede olup bitenlere bağlı” diyor.

2016 seçimlerinden önce de Clinton anketlerde genelde Trump’ın önünde yarışı götürüyordu ama sonuç farklı oldu.

Özellikle 29 Eylül’de Biden-Trump arasında yapılacak ilk tartışma programı ve ardından gelecek 2 programın daha kararsızların oylarını belirlemesinde önemli etken olacak gibi görünüyor. Bir de adaylardan biri seçim gününe kadar herhangi bir büyük skandala imza atmazsa.