Ulusal İstihbarat Konseyi 2017 raporunda “Türkiye’de giderek artan şekilde bağımsız ve çok yönlü bir dış politika problemi ve onun demokratik olmayan dürtüleri, en azından orta vadede, Avrupa’da parçalayıcı akımlara eklenecek ve NATO ve NATO-AB işbirliğinin ahengine bir tehdit oluşturacaktır” saptaması yaptı.
UİK, “İran, İsrail, Suudi Arabistan ve olasılıkla Türkiye, bölgedeki; istikrarsızlıkla boğuşan ancak bir dizi sorun nedeniyle birbiriyle çatışan ve birkaçı kendi bölgesel emellerini etkileyebilecek belli belirsiz görünen iç zorluklarla karşılaşan ülkelere göre güçlü ve nüfuzlu kalabilir” görüşünü dile getirdi.
İran, İsrail ve belki de Türkiye’nin güç ve nüfuzlarının, bölgedeki diğer ülkelere göre artabileceğini, ancak birbirleriyle çatışmaya devam edebileceklerini iddia eden UİK, Kürtlerin daha fazla temsil taleplerinin süreceğini öne sürerken “Mısır, Ürdün, Lübnan ve Tunus, Körfez’den daha az yardım, ekonomik koşulların kötüleşmesi ve bu ülkelerdeki istikrarsızlık riskinin artışını görecek. Arap-olmayan, petrol-devleti olmayan İsrail ve Türkiye bu baskılardan kaçabilir ancak ne kafi derecede geniş ekonomiye sahip olacaklar ne de bölgesel büyümenin en büyük kaynağı olmak için yeterli bölgesel bağlara” dedi.
KAPSAMLI RAPOR
ABD’de bir hükümet kuruluşu olan Ulusal İstihbarat Konseyi’nin “Küresel Eğilimler: İlerlemenin Paradoksu” raporunda dünyayı ve Türkiye’yi yakın gelecekte bekleyen güvenlik risklerine değinildi.
Rapor ekleriyle birlikte 235 sayfadan oluştu. Raporda “Yönetmek Giderek Zorlaşıyor” başlıklı bölümde, Türkiye’deki Gezi direnişi ve Brezilya’daki olaylar kastedilerek bu olayların geçen on yıl boyunca genişlemiş bulunan orta sınıfların bulunduğu ülkelerde insanların daha fazla refah istediklerini ortaya koyduğu iddia edildi.