Söz konusu dava ticaret mahkemesinde görülürken, sulh ceza hakimliğinden arama kararı çıkartılması ise bir diğer skandal uygulama olarak kayıtlara girdi. Çukurova Burç Koleji’ne yapılan ‘skandal’ baskına yönelik ‘hukuksuzluklar’ yargıya taşındı. Arama kararını talep eden savcı, kararı veren Adana 1. Sulh Ceza hakimi ve 37 polis hakkında ‘Eğitim ve öğretimin engellenmesi, konut dokunulmazlığının ihlali, haksız arama, özel hayatın gizliliğini ihlal, görevi kötüye kullanma ve suç uydurma’ gerekçesiyle Adana Cumhuriyet Başsavcılığı ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na suç duyurusunda bulunuldu.
'ZAMAN AŞIMINA UĞRAMIŞ DOSYA ÜZERİNDEN BASKIN'
Baskının, 2004-2008 arasında hizmet veren servis şirketi yöneticilerinin şikayeti üzerine yapıldığı ortaya çıkmıştı. Burç Okulları’nın avukatı Ruhi Hallaçoğlu, bu konuda 29 Haziran 2010 tarihinde haklarında dava açıldığını ve Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen dosyanın 15 Aralık 2010’da kendi lehlerine sonuçlandığını aktardı. Hallaçoğlu şunları söyledi: “Vergi Usul Kanunu’na göre vergi mükelleflerinin defter ve her türlü belge saklama yükümlülüğü 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. 5 yıldan daha eski bir konu ile ilgili olarak bırakın arama kararı verilmesini soruşturma yapılması dahi mümkün değil. Ancak müştekilerin ifadelerinde anlattığı olaylar 5 yıllık zamanaşımı süresinden daha önceki bir tarihe ait. Buna rağmen kanuna muhalefetten arama kararı talebinde bulunulmuştur. Aramanın yapılabilmesi için öncelikle, vergi incelemesi yapmaya yetkili olanların buna lüzum göstermesi ve gerekçeli bir yazı ile arama kararı vermeye yetkili sulh yargıcından bunu istemesi gerekir.”
'CMK, ANAYASA VE AİHM'E KARŞI GELDİLER'
Ruhi Hallaçoğlu suç duyurusu dilekçesinde özetle şu hususlara yer verdi: “Müştekilerin iddia ettikleri hususlar ile ilgili Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/31490 soruşturma, 2011/18372 sayılı kararı ile takipsizlik kararı verilmiştir. Aynı iddialar hakkında Adana 3. Ticaret Mahkemesi’nin 2012/270 E. sayılı dosyası üzerinden bir ticari dava halen devam etmektedir. Tüm bu bilgi ve belgeler ortada iken şüpheliler, CMK, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak arama ve el koyma talebinde bulunmuştur.”
ZAMAN