Aktın Öztürk'ün avukatı Özlem Barıner, sosyal medya hesabından konuyla ilgili yaptığı paylaşımda, “Müvekkilimiz Akın Öztürk’e yapılan İşkence ve Kötü Muamele ile ilgili suç duyurumuz sayfalarca belgeye rağmen, takipsizlik almış ve ardından da Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği tarafından kesin şekilde reddedilmiştir. Kamu oyunun vicdanına sunarız.” ifadelerini kullandı.
Tanık beyanları, görüntüler ve fotoğraflara rağmen Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliği’nin nasıl böyle bir karar verdiği merak konusu oldu. Zira işkence ‘insanlık suçu’ ve bu suçun zaman aşımı yok!
TR724'te yer alan habere göre TCK 94’üncü madde de işkence suçunu düzenliyor. Şöyle diyor orada: “Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
“Yeter artık Elif!”
15 Temmuz’un ‘1 Numarası’ olmakla suçlanan dönemin YAŞ Üyesi Orgeneral Akın Öztürk, gözaltına alındıktan sonra en ağır işkence gören isimlerden biriydi. Askerlerinin önünde çırılçıplak soyulan Akın Öztürk, saatlerce darp edilmiş hatta kulağı kesilmişti! Akın Öztürk’ün ağır işkence gördüğü görgü şahitlerinin ifadeleri, dosyaya giren video ve fotoğraflarla da sabitti.
Tanık beyanlarına göre gözaltındakiler çırılçıplak soyulmuş ve saatlerce ayakta dövülmüştü. Ankara TEM Şube Amir Yardımcısı Elif Sümercan, işkenceyi o kadar abartmıştı ki, diğer işkenceci polisler bile dayanamayıp, “Yeter artık Elif!” diye uyarma ihtiyacı hissediyordu.
Akın Öztürk’e işkence yaptığı belirlenen bir diğer isim de kendisini Hakan Öztunç olarak tanıtan polis memuru. Yüzbaşı Hakan Güler, mahkemede verdiği ifadesinde, Hakan Öztunç’un Orgeneral Akın Öztürk’e işkence yaptığını söyledi. Öztürk’ün kulağını kesen de oydu.
Akın Öztürk’ün ‘darbeci’ olduğu iddiasının en önemli delili Mehmet Şanver’in kızının düğününe katılmamış olmasıydı. Rejime göre sadece 1 yıl önce emrinde 500’den fazla uçak ve binlerce asker varken darbe yapmayı düşünmeyen Öztürk, emeklilik işlemlerini başlattıktan 6 ay sonra ‘darbe’ yapmaya karar vermişti. Akın Öztürk’ün ‘darbe girişiminden’ 22.35’te haberi oluyor… Yani olaylar başladıktan iki saat sonra!
Tanıkların tamamının ifadesine göre Akın Öztürk, 15 Temmuz gecesi dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar tarafından Akıncı Üssü’ne çağırılıyor. Bir süre televizyondan gelişmelerini takip ediyorlar. Ardından Hulusi Akar, Akın Öztürk’e dönerek, “Ya Akın git şunlarla bir konuş ya! Şu işi bitirsinler.” diyor: “Ben de dışarı çıktım. 143. Filoda olduklarını öğrendim. Genelkurmay Başkanı’nın emirlerini hiç değiştirmeden aynen ilettim kendilerine. Yapılan işin yanlış olduğunu, bu zamanda böyle şeylerin kabul görmeyeceğini söyledim. Müspet veya menfi bir tepki almadım.”
Genelkurmay Karargah’ın da rehin alınan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Yaşar Güler’i kurtaran kişi de Akın Öztürk, Abidin Ünal’a makam otomobilini tahsis eden kişi de…