Kekemeliğin genellikle çocuklarda 2-6 yaşları arasında ortaya çıktığını belirten
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak-Burun-Boğaz
Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Fatih Öğüt, hastalığın toplumda yüzde 3 oranında görüldüğünü ve her 100 kişiden 3'ünde görüldüğünü söyledi.
Kekemeliğin konuşmanın akıcılığı ile ilgili bir
iletişim bozukluğu olduğunu ifade eden Prof. Dr. Öğüt, "Akıcılıkta ortaya çıkan bozukluklar, uygun olmayan duraklamalar, tekrarlamalar ve benzer problemler konuşmanın
doğal akışını etkiler. Kekemelik, çocuklarda genellikle okul öncesi yaşlarda konuşmaya başladıktan sonra ortaya çıkan bir uyum ve davranış bozukluğudur.
Çocuk ilk aylarda çok güzel konuşurken, yaşadığı bir olaydan sonra takılarak konuşmaya, kekelemeye başlar. Kekemelik genellikle
psikolojik kökenlidir." dedi.
Kekemeliğin okul çağında, nadiren yetişkinlikte de ortaya çıktığını açıklayan Prof.Dr.Öğüt, "Yarıya yakını kendiliğinden geçer, diğer yarısı kalır. Genellikle ailedeki daha
küçük çocuklarda görülmektedir. Erkeklerde kadınlara göre 3-4 kat daha fazla görülmektedir. Kentsel kesimde kırsala göre daha çok gözlenmektedir. Bazı vakalarda erişkinliğe geçiş döneminde kaybolmakta, bunun dışında
tedavi edilmeyen vakalar ömür boyu sürmektedir" diye konuştu.
Şarkı söyleme,
küfür etme, dua
okuma, fısıltıyla konuşma gibi durumlarda en ağır kekemelerin bile oldukça akıcı konuşabildiklerini vurgulayan Prof.Dr.Öğüt, "Günümüzde çok farklı tedavi yöntemleri ile hastalık düzeltilmektedir. Özellikle okul öncesi dönemde tedavi edilen çocuklar ileriki dönemlerde hiç kekelememektedir. Ancak yetişkinlik dönemine kadar hiçbir tedavi görmeyen kişilerde kesin sonuç alınması güç olmaktadır. Bu nedenle ebeveynlerin çocuklarının kekelediğini düşündükleri durumlarda hiç
vakit kaybetmeden bir dil ve konuşma terapistinden
yardım almaları gerekmektedir" şeklinde konuştu.