'Siz bize demiştiniz...'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Aralık 27 2016
Bir önceki yazımda Pakistan’daki Pak-Türk Okullarında, yüz akımız adanmış ruhlardan hizmet veren öğretmenlerimizden birisinin gönderdiği mektuptan bazı bölümleri aktarmıştım. Şimdi de aynı mektubun, Pakistan halkının hissiyatını anlatan kısmını neşretmek istiyorum:

“Bu güzel hizmetlerde akıl almaz baskıların uygulanması neticesinde  biz öğretmenlerin vizesinin uzatılmayıp iptal edildiği resmî olarak açıklandıktan sonra, velilerimiz öğrencilerimiz, komşularımız, dostlarımız, hatta tanımadığımız insanlar arayıp gelip çok üzüldüklerini, bu olaya inanamadıklarını, bizleri çok sevdiklerini ve bir yanlış yapmadığımızı bilakis Pakistan’ın geleceği öğrenciler için yıllarımızı verdiğimizi belirterek, vizeyi vermeyenler adına özür dilediklerini, bundan dolayı utandıklarını, yapılan bu ayıptan çok üzüntü duyduklarını göz yaşlarıyla ve içlerinden gele gele ifade ediyorlardı.

“Ayrılık programı düzenleyen öğrencilerimizle beraber ağlayıp  birbirimize iyice sarıldık… Bizler öğrencileri, Pakistan asıllı öğretmenleri ve bu halkı  çok sevmiştik… Onlar da bizleri. Onun için böyle bir ayrılık bizlere çok ağır geldi ve çok dokundu. Ama Rabbimizin  hikmetsiz bir iş yapmayacağını düşünüp müteselli olmaya çalıştık. Son günlerimizde bir çok insan  yemeğe davet edip veya evlerimize gelerek son defa görüşmek istediler…  Pakistan halkının vefasını hiçbir zaman unutamayacağız… Ölene kadar da elimizden geldiği kadar dile getirmeye çalışacağız.

“Bir burslu öğrencimiz, durumları çok iyi olmamasına rağmen, hediye getirip, ağladı ve dualarının bizimle olduğunu dile getirdi. Komşumuz kısa sürede çıkmamız gerektiği işin eşyaları ucuza satmamamı, kalırsa, parasını vereceğini hatta evdeki yiyeceklere kadar ne kadarlarsa parasını vermek istediğini ve bir haftalık süreçte, almak istediği yiyecekleri de yiyebileceğimiz kadar yememizi istedi… Pak-Türk Okulumuzdan ayrılan öğrencilerimiz bile arayıp çok üzüldüklerini ve ellerinden geleni yapmaya hazır olduklarını, sadece söylememizi istediler. Başka bir velimiz arayarak ‘Elbiselerimi, eşyalarımı ve paramı, neyim varsa, paylaşmaya hazırım’ diyerek, âdeta ‘sahabe kardeşliği’  ortaya koydu. Evden çıkıp sokağımızda giderk

Bu haberler de ilginizi çekebilir