Hukukun baskı altına alındığına vurgu gercekleşen toplantının tutanağı da kamuoyu ile paylaşıldı. 12 Mayıs günü baroların da desteğiyle gercekleşmekte olan toplantıda, yargının bir savaş alanına dönüştürüldüğü, iktidara karşı çıkma potansiyeli olan tüm muhaliflerin baskılandığı açıklandı . Hukuksuzluklara karşı koymanın, yalnızca hukuku ve bağımsız yargıyı savunmanın tarihi bir sorumluluk olduğu hatırlatıldı. Evrensel hukuk ilkelerinin hayata geçmesi için yürütülecek mücadelenin toplumun tüm kesimleri tarafından desteklenmesi durumunda başarıya ulaşabileceği aktarıldı.
Dün açıklanan toplantı tutanağında, süregelen hukuksuzluklara ve yargının siyasi bir aparat olarak kullanılmasına dur denilmesi istendi.
YARSAV Başkanı Murat Arslan, “Devletin, tüm sistemin çıkmaza girdiği, iflas ettiği bir süreç yaşamakdayız . Özellikle yargı bir savaş alanı haline gelmiş durumda. Hâkim savcılar HSYK eliyle sindirilmiş vaziyette. Hukuksuzluklara direnebilen avukatlar da susturulmaya çalışılıyor. Böyle giderse tüm Türkiye bir hapishaneye dönüşecek.” diye belirtti .
Raporda bunun yanı sıra Bursa Barosu Başkanı Ekrem Demiröz, TBB Genel Sekreteri Güneş Gürseller, YARSAV ve Yargıçlar Sendikası Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve YARSAV Başkan Yardımcısı Bülent Yücetürk’ün görüşlerine yer verildi.
Toplantı tutanağının özeti ise şöyle açıklandı:
YARSAV ve Yargıçlar Sendikası olarak, TBB, barolar, yargı örgütleri ve diğer demokratik kitle örgütlerine “modern demokrasilerde hukuka dayanmayan bir iktidarın hiçbir meşruiyeti olamayacağını hatırlatma ve hukuku üstün kılma” adına birlikte eylem planlaması yapmak üzere çağrıda bulunmuştuk. Çağrımız üzerine 12 Mayıs 2015 tarihinde Ankara Barosu Eğitim Merkezi’nde yapılan toplantıya, Türkiye Barolar Birliği, Ankara, İstanbul, Bursa ve Gaziantep Baroları, Demokrat Yargı, Çağdaş Hukukçular Derneği, Hukukta Sol Tavır Derneği, Adalet İçin Hukukçular Platformu, Hukukçu Dayanışması, Sosyal Demokrat Avukatlar Derneği, Tüketici Hakları Derneği, Ankara Tabip Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Mülkiyeliler Birliği, Halkevleri Hukuk Dairesi, Tüm-Bel-Sen, Büro İş Sendikası ve Üniversite Konseyleri Derneği katılmıştır. Ayrıca toplantıya katılamayan çok sayıda baro başkanı ve demokratik kitle örgütü başkanları toplantıda alınacak kararları destekleyeceklerini ve sonraki süreçte ortak mücadele alanı içerisinde yer alacaklarını iletmişlerdir.
Toplantıda; devletin tüm kurum ve kurallarıyla bir çıkmaza sürüklendiği ve sistemin iflas ettiği, özellikle yargının bir savaş alanına dönüştürüldüğü, karşı çıkma potansiyeli olan tüm muhaliflerin baskılandığı, ama her türlü baskıya, tehdide rağmen, tarafların kimliğinden bağımsız tüm hukuksuzluklara karşı koymanın ve yalnızca hukuku ve bağımsız yargıyı savunmanın tarihi bir sorumluluk olduğu, evrensel hukuk ilkelerinin yaşama geçmesi için yürütülecek mücadelenin ancak toplumun tüm kesimleri tarafından desteklenmesi durumunda başarıya ulaşabileceği vurgulanarak, yargı örgütleri ile diğer demokratik kitle örgütlerine ortak bir mücadele alanı yaratmak için çağrı yapılmıştır.
Demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri de kürsüden destek açıklamaları yaparak, yargı örgütleri ile birlikte yürütülecek mücadele için önerilerde bulunmuşlardır. Toplantı sonunda, süregelen hukuksuzluklara ve yargının siyasi bir aparat olarak kullanılmasına dur demek ve hukuk devleti ile bağımsız yargının inşası için sürekli eylem kararı alınmış ve bu eylemler için örgütlerin hepsinin yer aldığı bir platform oluşturulması kararlaştırılmıştır. Farklı eylem hareketleri konusunda çalışmalar sürdürülmektedir.
Konuşmalarda değinilen temel başlıklar özetle şöyledir:
YARGIÇLAR SENDİKASI BAŞKANI MUSTAFA KARADAĞ: Bursa’dan başlattığımız ‘Türkiye Adaletini Arıyor’ projesinin devamı olmasını istiyoruz bu projenin. Yargı ile rejim şekillendirilmeye çalışıldı. Hükümet cemaat işbirliği vardı, daha sonra taşeronu kovuldu, şimdi gönüllü taşeronlar var; şimdiki taşeronlar tamamen hizmet amaçlı, ücret te almıyorlar. Türkiye’nin çivisi çıktı. Bu ülkenin bütün insanları bir şekilde itibarsızlaştırıldı, Ergenekon, KCK, askeri casusluk, Odatv vb. bunların hepsinde kişiler itibarsızlaştırıldı. Bunlarla birlikte yargının itibarı da sıfırlanıyor. Bir karşı devrim süreci yaşanıyor. Artık adım adım siyasi iktidar tek adam yönetimine kendisini hazırlıyor. Her şey yargı üzerinden yapıldığı için biz ne yapalım diyoruz ve sizlere sormak istiyoruz. Ne yapalım?
YARSAV BAŞKANI MURAT ARSLAN: Artık yargıyı aşan bir boyutta, devletin, tüm sistemin çıkmaza girdiği, iflas ettiği bir süreç yaşıyoruz. Sistem tümden bir sorun yaşıyor ama özellikle yargı bir savaş alanı haline gelmiş durumda. Hâkim savcılar HSYK eliyle sindirilmiş vaziyette. Hukuksuzluklara direnebilen avukatlar da susturulmaya çalışılıyor. Biz bu sürece dur demek zorundayız. Yoksa tarih bizi affetmeyecektir. Böyle giderse tüm Türkiye bir hapishaneye dönüşecek. Bizim bu dönemde karşı duruş iradesi sergilememiz ve mutlaka her türlü baskıya zulme rağmen ortak bir mücadele alanı yaratmamız gerekiyor. Hepimizin farklı düşünceleri olabilir, ama bugün farklılıklarımızı değil ortak yönlerimizi ortaya çıkartmak zorundayız. Bu mücadele hukuku üstün kılma mücadelesidir. Yargının topluma ait olduğu gerçeğiyle tüm toplum olarak mücadele vermek zorundayız, hep birlikte çözüm iradesi ortaya koymak durumundayız. Bütün kişisel, kurumsal farklılıklarımızı bir kenara bırakarak birlikte mücadele etmeliyiz.
TBB GENEL SEKRETERİ GÜNEŞ GÜRSELER: Sonuçta yasama ile yürütmeyi birleştiren iktidar yargıyı da siyasallaşma noktasına getirdi. Siyaset te yargısallaştı. Siyaset siyasetle yapamadığını yargı ile yapıyor. Bu tablo ile mücadele etmemiz lazım. Türkiye’de karşı devrime teslim olmayacak bir süreci başlatmamız lazım. Bu süreçte, yaklaşan seçimler de önemli. Demokratik mücadele yollarıyla birlikte olmaya hazırız.
BURSA BAROSU BAŞKANI EKREM DEMİRÖZ: 5 Nisan’da Bursa’da ‘Türkiye adaletini arıyor’ mitinginde binleri topladık. Bunun için emek gerekiyor. Bu başlattığımız süreçte hatalarımız olabilir, eksiklerimiz olabilir, bakış açımız eksikliklerimizi, yol haritamızı birlikte tartışmak, mevcut süreçte yargıya hukuka baskılara karşı birlikte olmamız gerekir. Yapmak istediğimiz hukukçuların öncülüğünde bir halk hareketi. Yan yana durmanın, birbirimize destek olmanın yollarını arıyoruz.
YARSAV VE YARGIÇLAR SENDİKASI KURUCU BAŞKANI ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU: Bu kadar farklı kitle örgütü bir araya gelmişken öncelikle kendi içimizde bir sorunu aşmamız gerekiyor. Önce biz bütünleşelim ki halkla da bütünleşebilelim. Kendi hakkını arayamayan bir yargıç savcı kitlesi var, bir yerden başlamak gerekiyor. Yargıç savcı ve avukatlar birlikteliği mutlaka tartışmasız bir biçimde yerini bulmalı. Burada bulunan kitle örgütlerinin desteği önemli, somut eylemlerle çıkılmalı, bir komite kurularak somut eylemleri planlamalı. İktidar bir olaya nasıl bakıyorsa HSYK öyle bakıyor. Türkiye böyle bir HSYK istemiyor, HSYK’ya karşı somut bir eylem yapılmalı, açıkça HSYK istifaya davet edilmelidir.
ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ BAŞKANI SELÇUK KOZAĞAÇLI: Yargıç ve savcıları kolaylıkla avlamalarına izin vermeyiz. Direnin, bu haysiyet savaşıdır, direnecek savcı yargıç varsa, bütün örgütümle kapısının önündeyim. Önce bize gaz sıkarlar sonra sizi alırlar. Bir amaç için bir araya geleceksek biz hazırız, geri çekilme noktasını geçtiniz. Bundan sonra geri çekilinemez, bazı barikatların arkası vatandır, haysiyettir, onurdur, bundan sonra geri adım atılamaz. Size taahhütte bulunuyorum hükümetin suçlarını soruşturacak, bunlara karşı çıkacak, yargıçların teminatı biziz. Zaten her namuslu insanın bir süre hapiste yatması gereken sürece geldik.
HUKUKTA SOL TAVIR DERNEĞİ BAŞKANI ALİ RIZA AYDIN: Artık Türkiye’nin ne devlet, ne demokrasi, ne hukuk, ne de yargı konusunda herhangi bir masumiyete ve mazerete tahammülü kaldı. Adalet dağıtmakla görevli olan yargı camiası, düzen tarafından hallaç pamuğu gibi dağıtılıyorsa ve yalnızca kendi çıkarları için karar alınmasına izin veriliyorsa, düzen içi hiç bir eylemle bunu aşamayız. Haziran direnişi gibi bir mirasın devamını sürdürmedikçe Türkiye’de ne yargıçlar yargıç, ne savcılar savcı, ne de avukatlar avukat olarak kalır. Adalet arayışı tüm toplumu ilgilendirir. Yargı, toplumsal ilişkilerden ve kurulu düzenden soyutlanarak düzeltilemez. Eylemsizlik kabul edilemez, seçim bahanesine de sığınılamaz. Vakit geçirmeden eylemlere, ama süreklilik gösteren eylemlere başlamak gerekir. Biz Dernek olarak yanınızdayız ve hazırız.
YARSAV BAŞKAN YARDIMCISI BÜLENT YÜCETÜRK: Mutlaka son olaylara tepki verilmesi lazım. Yargı hükümetin, siyasetin oyuncağı haline geldi. Türkiye’de yargı nasıl olmalı, bunu konuşmalıyız. Bu sistem hukuk devletine hizmet etmiyor, bu HSYK ile yürümüyor. Hâkimler savcılar kendi oylarıyla bir HSYK oluşturdular, oluşturdukları HSYK kendi cellatları oldu, HSYK’nın talebi ile tutuklanıyorlar, Türkiye’de yargıçlar bugün kendi haklarına, kendi özgürlüklerine sahip çıkamıyorlar, direnmek lazım, toplumun önüne doğru modeli koymamız lazım. Topluma anlatmamız gereken nasıl bir yargı modeli çözüm olur, diğer yandan yargı içindeki cemaat sorununu da topluma anlatmamız gerekir.
ANKARA BAROSU BAŞKAN YARDIMCISI SEÇKİN ARIKAN: Gelen her siyasi iktidar yargıyı kendisi için kullanmıştır. Ama son dönemde bu durum ileri aşamaya geçmiştir. Bu oluşuma Ankara Barosu olarak biz elimizden gelen desteği vereceğiz.
İSTANBUL BAROSU BAŞKAN YARDIMCISI MEHMET DURAKOĞLU: Gerçekten Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kritik dönemlerinden birisini yaşıyoruz. Bu kez her şeyin son noktasına geldiğimizi kabul etmek gerekir. Öyle bir noktadan çıkış arıyoruz. Bu süreçte yargıç ve savcıların gerçekten de bir ayağa kalkışı bir biçimde göstermeleri gerektiğini ve örgütlü güçlerimizin bize verdikleri yetkileri kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle ortak bir gazete ilanı verilebilir, ardından HSYK önünde bir eylem planlayabiliriz. Yargı örgütlerinin ortak çalışmasıyla savcı, hakim ve avukatlar duruşma boykotu da yapabilir.
DEMOKRAT YARGI DERNEĞİ EŞ BAŞKANI MUZAFFER ŞAKAR: Direniş yeterli değil, daha ileri bir noktaya götürmemiz gerekir, direnmemiz gereken bir yargı kurumuna sahip değiliz. Yeni bir yargı inşasını, sivil toplum örgütleri olarak halkın duyarlılığı ile yapabiliriz, tek başına yapamayız. Her türlü adalet talebinin ve hareketinin her zaman yanında olduk.
ADALET İÇİN HUKUKÇULAR SÖZCÜSÜ Av. ÖZGÜR URFA: Gezi sonrasında ezberler yıkıldı, insanlar söz sahibi olmak istiyor, karar mekanizmalarına dâhil olmak istiyor. Bir hareket başarılı olacaksa kadınlara ve gençlere yaslanmak zorunda, onların katılımını sağlamak zorunda. Bunları yaptığımızda kabımızı kıracağımıza inanıyorum.
HUKUKÇU DAYANIŞMASI SÖZCÜSÜ Av. DOĞAN ERKAN: Sokağı küçümsemeyelim, halkla birlikte yürüyelim. Gezi öncesinde iktidarın onlarca baskısı küçük küçük tepkiler, hiç beklemediğimiz bir anda Gezi’yi doğurdu. Aynı yürüyüşü halkla birlikte meclise yapmak çok iyi olur, kitlesel sokak mücadelesi olmalı. İkinci bir Gezi ruhu yaşanmalı.
ANKARA TABİP ODASI BAŞKANI DR. ÇETİN ATASOY: Türkiye’nin meslek örgütleri halkın sorunlarına sahip çıkıyorlar, Ankara Tabip Odası da bu duyarlılıkta, direnişin yanında yer aldı, meydanlar gazla boğulurken, gözyaşı ve kanla yıkanırken halkın yanındaydı, yargı sürecinde de sizler bizim yanımızda yer aldınız. Ciddi, kararlı bir direniş halkın dikkatini çekebilir, faşizme giden yolun sonuna gelindiğinin göstergesi olabilir. Biz hukukun üstünlüğünü savunma mücadelenizde yanınızdayız.
SOSYAL DEMOKRAT AVUKATLAR DERNEĞİ YK ÜYESİ Av. ONUR TATAR: Yargıçlar, savcılar, avukatları bir araya getiren bu toplantı çok önemlidir. Bu heyetin alacağı karar da çok kıymetli olacaktır, bu kararlara sonuna kadar iştirak ediyoruz.
ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI BAŞKANI MERT GÜVENÇ: Burada örgütlenme olması gerektiği çok açık, ama halktan destek almayan, demokratik kitle örgütünden destek almayan bir girişim başarılı olamaz. Hukukun üstünlüğü mücadelesinde TMMOB yanınızda olacaktır.
TÜKETİCİ HAKLARI DERNEĞİ YK ÜYESİ Av. ELÇİN ÖZGE ŞİMŞEK ÇAĞLAYAN: Burada ne için toplandığımızı bilmemiz gerekiyor. Bizim savaşımız tüm iktidarlarla. Ortak bir değer yargısı belirlemek gerekir. Sokakta olmalıyız, biz her türlü mücadelenin içinde olmaya hazırız.
TÜM BEL SEN GENEL BAŞKANI ÖMER SALİH EROL: Mutlaka bir eylem planı çıkacaktır ama alan faaliyeti olmadan başarılı olacağını düşünmüyorum. Ama buradan alınan karar ne olursa olsun biz sonuna kadar destek vermeye hazırız. Türkiye’nin her yerinde şubelerimizle birlikte destek olmaya hazırız. Önemli olan mücadeleye ilk adımdır, kararlı bir şekilde yürümektir.
HALKEVLERİ HUKUK DAİRESİ ÜYESİ Av. SERCAN ARAN: Başka bir sistem yaratılmış vaziyette. Hukuksuzluk her yerde. Her daim her türlü hukuksuzluk ayırt edilmeksizin sözümüzü söylemek gerekiyor. Bizlerin de avukatlar olarak yargıçların arkalarında duracağımızı bildirmemiz gerekiyor.
ANKARA BAROSU AVUKAT NİHAD KARSLI: Şu anda sulh ceza hâkimlikleri, özel görevlendirilmiş mahkemeler üzerinden yapılmış bir darbe var. Bununla mücadele edilmeli. Bir platform kurulmalı. Sürekli yargı sistemindeki bozukluklar raporlanmalı. Yargıçların bozuk gidişattan ve iktidarın baskısından kendilerini rahatsız hissedip direnmeleri adına onların günahlarının yüzlerine vurulması gerektiğine inanıyorum.
ANKARA BAROSU AVUKAT BAYRAM VURAL: Öncelikle ya cesur olacağız, ya cesur olacağız, hukukçuların korkak olmak gibi bir lüksleri yok. Biz hukukçular olarak öyle bir direniş göstermeliyiz ki karşıdaki bizimle oynama şansı bulamamalı, bunun için gençlere güvenmeliyiz. Eğer bir eylem yapacaksak yaptığımız iş tam olmalıdır.
Grihat