Sinan Ateş cinayeti davasında ikinci gün: Doğukan Çep, gazetecileri tehdit etti!

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetinin 2. duruşmasına Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü’ndeki 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediliyor. Duruşma salonuna getirilen sanıklardan Doğukan Çep, basın bölümüne dönerek, kafasını sallayıp “görüşeceğiz seninle” diye tehditte bulundu.

SHABER3.COM

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, Ankara’nın Çukurambar semtinde, 30 Aralık 2022’de, bir aracın arkasına saklanan tetikçi Eray Özyağcı tarafından silahla öldürülmüştü.

Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin açılan davanın 2. gününde sanıkların savunmalarıyla devam ediyor. Dün yapılan ilk duruşmada 8 sanığın dinlenmesinin ardından bugün kalan 14 sanığın savunmalarına devam edilecek. Duruşmaların hafta boyunca sürmesi bekleniyor.

9.00: AYŞE ATEŞ'İN YANINA OTURDULAR

Duruşmayı ikinci gününde takip eden siyasetçiler CHP İçişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan ve DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu oldu. Ayşe Ateş, Bakan ve Yeneroğlu'nun yanında oturdu.

9.10: ÇEP, GAZETECİLERİ TEHDİT ETTİ

22 sanık jandarma eşliğinde duruşma salonuna getirildi. Sanıklardan Doğukan Çep, basın bölümüne dönerek, kafasını sallayıp “görüşeceğiz seninle” diye tehditte bulundu.

10.00 "YAKALAMASI OLDUĞUNU BİLMİYORDUM"

Duruşma, tetikçi Eray Özyağcı’yı İstanbul’dan Ankara’ya götüren çevik kuvvet polislerinden Murat Can Çolak’ın savunmasıyla başladı.

Çolak, "Aşkın Mert Gelenbey (diğer çevik kuvvet polisi) abisinin sıkıntıları olduğunu Ankara’ya gideceğini söyledi. Bana da kendisine eşlik etmemiz istedi. Daha sonra otoparka gittik. O sırada tanımadığım bir şahıs, Eray geldi. Aşkın Mert bir arkadaşı olduğunu, bizimle Ankara’ya geleceğini söyledi. Otoparktan çıktık tekel bayinden tekel aldık ben alkolün etkisiyle arka koltuğa geçip uyudum. Uyurken Aşkın Mert Gelenbey’in ağabeyinin arabaya bindiğini duydum. Bir süre sonra Eray Özyağcı indi. Eray Özyağcı’yı hayatımda hiç görmüşlüğüm olmadı. Onu daha sonra Ahiboz gişelerinin orada ıraktık. Daha sonra arabayı ben kullandım. 40 km ilerde dinlenme istasyonuna girdik ve orada aracın içerisinde uyuduk. Daha sonra saat 6 gibi İstanbul’a vardık. Ben 9.30 gibi arabayı otoparka bıraktım" dedi.

Çolak, avukatların sorusu üzerine Ankara’ya getirdikleri Eray Özyağcı’nın yakalaması olduğunu bilmediğini öne sürdü. Tahliyesini ve beraatini istedi.

10.20 "MHP FOTOĞRAFIM YÜZÜNDEN YARGILANIYORUM"

MHP eski İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk ise savunmasında şunları söyledi:

"Doğukan Çep ile 2013 yılından cezaevi arkadaşıyız. O zamandan beri yakın arkadaşız. Olaydan birkaç gün önce beni arayıp borç istedi. Benim üzerimde para yoktu. Bir arkadaşıma sorayım dedim. Bir arkadaşıma sordum IBAN at dedi. Ben de Doğukan’dan IBAN istedim o da bana Caner Günay adlı kişinin ibanını yolladı. Caner'e bin lira gitmiş o da Zekeriya Asarkaya'ya atmış sanırım. Yine Doğukan beni aradı 'çok zor durumdayım' diyerek para istedi. Hiç de param yoktu ama Doğukan sevdiğim, kıramayacağım bir arkadaşım. Yanımda da Mehmet Ali diye bir arkadaşım vardı. O da hesabımda 4 bin lira var dedi. Arkadaşım Allah'tan gönderemedi gönderseydi o da bugün burada olacaktı. Parayı nakit çekip bana verdi. Benim icra borcum olduğu için kendi hesabımdan para yollayamıyorum. Eşimden rica etim o gönderdi."

"YAŞANANLAR KOMEDİ(!)"

Köktürk, tutuklanmasının temel sebebinin MHP binası önünde çektirdiği fotoğrafı olduğunu savunarak, "Benim tutuklanmamdaki temel motivasyon para atmam değil. Ben cinayetten hapis yattım. Az çok bir şeyleri bilen bir adamım. Böyle bir durumda ben nasıl bir cinayet için eşimin hesabından para yollatırım? Ben Doğukan Çep’le yüz yüze görüşen bir insanım bu parayı elden de verebilirdim. Savcı bana tutuklanırken dedi ki senin tek sorunun yanlış bir arkadaşının olması. Tahliye olacağımı düşünmüyorum çünkü görülmemiş mahkemenin verilmiş kararlarıyla geliyor polisler. Neymiş MHP İstanbul il başkanlığı önünde fotoğraf çekilmişim. Polis bana bu fotoğrafı soruyor. Bu işi MHP mi yaptırdı diye. 55 yıllık kurumsal bir parti, böyle bir şey olabilir mi? Yaşananlar tam bir komedi böyle bir cinayet davası olamaz. Sırf MHP’de çekilmiş bir fotoğraf yüzünden bu davada yargılanıyorum" iddiasında bulundu.

SERDAR ÖKTEM'LE YAPILAN GÖRÜŞME

31 Mart’ta MHP’li avukat Serdar Öktem’le facetime uygulaması üzerinden yaptıkları görüşmenin sorulması üzerine, "Bu adam benim avukatım. Bana karakolda ya da savcılıkta bu soru hiç sorulmadı. Ben avukatıma hukuki soru soramaz mıyım? Bana Serdar Öktem’le niye görüştün diye sorulsaydı cevap verirdim. Serdar Öktem’le ben 31 Mart’ta görüşmüşüm. Olaydan bir gün önce görüşmemişim. Böyle bir ilişkilendirme olabilir mi?” ifadelerine yer verdi.

10.40 "DOĞUKAN ÇEP’TEN ŞİKAYETÇİYİM"

Tetikçi Özyağcı’yı taşıyan aracı kiralayan otoparkın işletmecisi Mustafa Uzunlar da savunmasını yaptı.

Doğukan Çep’in aracını "Ankara’da bir düğüne gitmek için" istediğini savunan Uzunlar, savunmasında şunları söyledi:

"Doğukan Ankara’ya polis arkadaşlarla düğün tebriğine gideceğiz dedi. Ben de polislerle gideceği ve aracımı erken teslim edeceğini söylemesi üzerine aracımı kiralayacağımı söyledim. Kendisi bana 2 bin TL’yi elden verdi, arkadaşım olduğu için 500 TL’sini indirim amaçlı geri verdim. Ben aracı yıkamaya verirken bu iki polisin aralarında ‘pavyona uğrarız’ diye konuşmalarını duydum. O gün spor salonuna gittim. Geri geldiğimde Doğukan yoktu. Daha sonra Papi lakaplı Eray geldi ve polislerle beraber aracı binerek geldiler. Doğukan’a ‘sen neden gitmiyorsun’ dedim. Ben gitmeyeceğim şeklinde yanıt verdi. Saat 16.00-17.00 aralığında otoparktan ayrıldılar. Olaydan sonra ben otoparkımın kamera görüntülerini kendi isteğimle polislere teslim ettim" dedi.

Hakim, Uzunlar’a, "Madem parayla kiraladın neden daha önceki ifadelerinde ödünç vermiş gibi bahsettin, kiraladığını söylemedin?" sorusunu yöneltti.

Uzunlar ise, "Polislerden gördüğüm muamele karşısında şoke girdim. Korktuğumdan söylemedim böyle bir şey. Doğukan’ı tanıdığım halde adını Sedat olarak söyledim bunu da korktuğumdan dolayı yaptım" yanıtını verdi.

Enes Sayın isimli akrabasına cinayetten önce gönderdiği “icraata gittiler” şeklinde bir mesajının sorulması üzerine de Uzunlar, “Pavyon konuşmaları nedeniyle çapkınlık anlamında kullandığım bir ifadedir. Beni kandırarak kullandığı için Doğukan Çep’ten de şikayetçiyim” dedi.

Uzunlar, kamera kayıtlarına bakarak Özyağcı ve polislerin saat 09.30’da otoparkına geri geldiklerini öğrendiğini söyledi.

DURUŞMAYA ARA VERİLDİ

Duruşmaya 11.20'ye kadar ara verildi.
<< Önceki Haber Sinan Ateş cinayeti davasında ikinci gün: Doğukan Çep,... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER