TR724'te yer alan habere göre tutuklu avukat Serdar Öktem’in de Sinan Ateş cinayetinde kritik önemde olduğu ortaya çıktı. Serdar Öktem’im, cinayet öncesinde itibarsızlaştırılması çalışmasında da etkin rol aldığı belirlendi. Gazeteci Cevheri Güven’in son videosunda yayınladığı WhatsApp mesajları, MHP’li yöneticilerin Sinan Ateş cinayetinin üzerini neden örtmek istediğini de açıklığa kavuşturuyor.

Cevheri Güven’in anlattıklarına göre Sinan Ateş’in ‘indirilmesi’ kararı MHP genel merkezinde alınarak Olcak Kılavuz’a iletiliyor. Klavuz da ‘torbacıların avukatı’ olarak bilinen Serdar Öktem’le konuyu görüşüyor. Serdar Öktem’in görevi Ankara ve cinayeti işleyecek olan İstanbul ekibi arasındaki bağlantıyı sağlamak. Öktem’in seçilmesinin sebebi de ‘torbacılar’ arasında çok fazla tanıdığı olması; zira MHP’nin amacı kirli cinayeti ‘torbacıların’ üzerine yıkmak.

MHP’li İzzet Ulvi Yönter’in, Sinan Ateş cinayetinde bazı isimlerin dosyadan çıkarılması ve bazı delillerin yok edilmesi için soruşturmanın ‘koordinatör’ savcısı Ahmet Altun’la görüştüğü ortaya çıkmıştı. İddiaya göre Yönter, MHP Genel Merkezi’nde gerçekleştirilen görüşmede Atun’a, ‘bunları yapması’ karşılığında ‘Yargıtay üyeliği’ vaat etmişti.

Gazeteci Cevheri Güven, Sinan Ateş cinayetiyle ilgili önemli iddialarda bulundu. Sinan Ateş cinayetinde herşeyin sacılığın elinde olmasına rağmen iddianamenin 10aydır hazırlanmadığını söyleyen Güven, bunun sebebini ise AKP ve MHP arasında süren ‘pazarlıklar’ olarak yorumladı.

Yerel seçim öncesinde Sinan Ateş cinayeti dosyasının raftan indirildiğini hatırlatan Cevheri Güven, Erdoğan’ın bu cinayeti kullanarak MHP’yi pazarlığa ikna etmek istediğini anlattı. Cevheri Güven’in açıklamalarından bazı bölümler şöyle:

    Tayyip Erdoğan bu yerel seçimlerden Devlet Bahçeli’den aday çıkarmamasını istiyor. MHP’nin bir bütün olarak AKP’nin adaylarını desteklemesini istiyor. Bazı illerde pazarlık söz konusu olabilir ama Erdoğan’ın şu anda masaya koyduğu mesele bu…
    Bütün MHP’nin üst yönetiminden aşağıya doğru Bahçeli’nin yaydığı hikaye şöyle: İki genel başkan yardımcısı İzzet Ulvi Yönter ve Semih Yalçın; Devlet Bahçeli’yi Sinan Ateş’e karşı dolduruyorlar. Nihayetinde Devlet Bahçeli de bunlara inanıyor ve Sinan Ateş’in uyarılması talimatını veriyor. ‘Ayağından vurulacak’…
    Sözde Devlet Bahçeli sadece ‘ayağından vurmaya’ izin vermiş. Sonra bu izni alınca Olcay Kılavuz’u çağırmışlar ve ‘Bu adamı indir’ demişler. Sonra biz ‘ayağından vurmaya gitmişler fakat ayağından vurayım derken kurşun başka yere sekmiş’ deriz şeklinde bir kurgu yapmşlar.
    Olcay Kılavuz da Serdar Ökten denilen avukatı çağırmış. Emir ‘öldürme’ şeklinde gidiyor. Sonra da öldürüyorlar. Devlet Bahçeli’nin anlattığı hikaye bu! ‘Ben sadece ayağından vurmaya izin verdim fakat onlar gitmiş öldürmüş’ diyor.
    Devlet Bahçeli çok adam harcamıştır. Bu Olcay Kılavuz meselesinde de oldu. Seçilemeyecek bir noktadan aday yaptı ve üzerindeki dokunulmazlık zırhı kalktı. Şimdi Erdoğan, Olcay Kılavuz’u istediği gibi yargılayabilir.
    Semih Yalçın ve İzzet Ulvi Yönter de şimdilik koruma altındalar ama Bahçeli tarafından her an satışa getirilebilirler. Parti teşkilatlarına yönlik anlatılan hikaye bu. Fakat şimdi topun ağzında Olcay Kılavvuz var. Ve burada yine İzzet Ulvi Yönter’lerin devreye girdiği hadise başlıyor. İddianameyi bir taraftan geciktirirken diğer tarafdan bütün işleri ayarlamaya çalışıyor.
    Ankara’da Cumhuriyet Başsavcı Vekili Ahmet Altun, Sinan Ateş soruşturmasında koordinatör başsacı vekili. Bu Ahmet Altun’la İzzet Ulvi Yönter’in MHP Genel Merkezi’nde başbaşa görüştüklerine ilişkin haber yayınlandı. Yönter, Sinan Ateş soruşturmasında avukat Serdar Öktem ve bazı sanıkları bırakmasını istiyor. Bazı delillerin de dosyadan çıkarılmasını istiyor.
    Ahmet Altun da MHP genel merkezinden aldığı talimat doğrultusunda Ankara Cumhuriyet Başsavcısı ile görüşüyor. İddiaya göre Ankara Başsavcısı buna karşı çıkıyor. Bunun üzerine Ahmet Altun, ‘koordinatör’ savcılıktan ayrılıyor. MHP Genel Merkezi’yle AKP arasında el altından bu şekilde ayarlamaları yapıyorlar.
    Ahmet Altun, geçmişte bir soruşturmada rüşvet aldığına dair siciline işlenmiş bir kayıt var. Bununla ilgili de sürgün yedi. 17/25 Aralık’tan sonra yargı ikiye bölündü. Yargıda Birlik Platformu’nun bu kirli hakim ve savcılara verdiği bir söz vardı; sicil affı getireceğiz dediler. Gerçekten de öyle oldu.
    Ahmet Altun’un da sicili temizlendi. 15 Temmuz gelince de Ahmet Altun siyasi davaların savcısı oldu. Cebi doldukça doldu. Sakarya’da Hüseyin Avni Coş vardı, vali. İkisi Sakarya’da onlarca insanın malına çöktüler. İnsanları tehdit ettiler.
    Sonrasında askerlere yönelik soruşturmalar açıldı. Ahmet Altun askerlerle ilgili ağır cezalar isteyen iddianameler hazırladı. İktidar kendisinin kullanışlı bir savcı olduğunu gördükten sonra Ankara’ya alındı. Meşhur Kobani soruşturmasının da savcısı oldu. İktidarın istediği yönde bütün bu soruşturmaları yürüttü. Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili yapıldı.
    İktidarın stratejisi bu tip kirli adamları istediği dosyalarda tepe tepe kullanır sonra da bunları bir kenara atar ve ‘Kirli adamları kenara atıyorum’ der. Şimdi bütün ihaleyi Süleyman Soylu’nun üzerine yıkıp, ellerini yıkayıp çıkmaya çalıştıkları gibi…
    Bu savcı, Ahmet Altun, Ankara’ya geldikten sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’la birlikte bu meşhur Ayhan Bora Kaplan’ı kullanarak işadamlarına çöktüler. Kendilerine göre itirafçılar oluşturdular. Bunlar üzerinden işadamlarını tehdit edip, mallarını gasp ettiler.
    Ahmet Altun, bunları MHP’li polislerle yaptı. Şimdi de MHP bunun karşılığını istiyor. Sinan Ateş cinayetinde delillerin yok edilmesini istiyorlar. Tolgahan Demirbaş’ın Olcay Kılavu’un evinde yakalandığına dair polis tutanakları dosyanın içerisinden alınıp, yok edildi. Sonra sahte bir tutanak oluşturuldu.

Serdar Öktem’in WhatsApp yazışmalarından bazı bölümler şöyle:

    Aradılar görüştük Serdar başkan. Sağlam mı çocuklar?
    Sağlam başkan, sıkıntı yok. İşi bitirirler.
    Hatay’da, Mersin’de ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Teşkilatların da ayar alması açısından bu işi sağlam bitirmek lazım. Bu f.töcü piç yatırılırsa yukarı da ayar alır biliyor musun?
    Aynen öyle başkan, kesinlikle. Hata yapma şansımız yok.
    Çocuklar İstanbul ekibi, değil mi?
    Aynen, bizim çocuklardan… Sıkıntı yok!
    İyi bakalım, şu yavşağı temizce bir yatırsınlar da…
    Hallederler başkan, sen iyi kurulmuşsun!