Tutuklu bulunan gazeteciler için Silivri'de devam eden umut nöbetini dünyanın önde gelen uluslararası gazetecilik örgütleri temsilcileri devraldı. Yapılan ortak açıklamada, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulunuldu.
Silivri'de devam eden umut nöbetini Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), ARTICLE 19, İndex on Censorship (Sansür Endeksi), Etik Gazetecilik Ağı (EJN), Uluslararası PEN, Dünya Gazateciler ve Haber Yayıncıları Birliği (EAN-IFRA), Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO) üyeleri devraldı.
Cezaevi önünde açıklama yapan Uluslararası Basın Enstitüsü Türkiye Komitesi Başkanı ve gazeteci Kadri Gürsel, "Burada bulunmamızın nedeni ise, bugün tutukluluklarının 64. gününde olan Can Dündar ve Erdem Gül ile görüşme talebimizin yanıtsız bırakılması ve reddedilmesi. Uluslararası basın meslek örgütleri Dündar ve erdem gül ile görüşmek istediler ve adalet Bakanlığı tarafından bu talepleri reddedildi. Bu uygulamayı Can Dündar ve Erdem Gül'ün tecridinin bir parçası olarak görüyoruz. Aynı zamanda Umut nöbetine destek vermek için burada bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Uluslararası basın Enstitüsü'nü temsilen Viyana'dan gelen Steven Ellis açıklamasında Can Dündar, Erdem Gül'e destek vermek için oluşturulan basın ve ifade özgürlüğünü savunan geniş bir koalisyonun temsilcileri olarak burada olduklarını söyledi. Ellis, "Adalet Bakanlığı'na yaptığımız talebin mevzuata aykırı bulunarak reddedilmesi ağır şekilde bir hak ihlalidir. Bu hak başka tutuklulara tanınırken, burada Can Dündar ve Erdem Gül için uluslararası ittifakın talebi reddedilmiştir. Uluslararası basın örgütleri olarak Türk makamlarını Dündar ve Gül'ü gecikme olmaksızın serbest bırakmaya, haklarındaki bütün suçlamaları çekmeye ve gazetecilikle ve dile getirdikleri görüşlerle ilgili tutuklu bulunan bütün gazetecileri de özgür bırakmaya çağırıyoruz." dedi.
Uluslararası basın meslek örgütünden yapılan ortak açıklamada Dündar ve Gül ile tutuklu bulunan bütün gazetecilerin de özgür bırakılması çağrısında bulunuldu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Hiç şüphesiz kamuoyunu ilgilendiren bir konuda haber yapan gazetecilerin misilleme olarak zulme uğraması ve başka herhangi bir tutukluya tanınan ziyaret hakkının reddedilmesi; haklarının ihlalidir ve yetkinin ağır bir şekilde suistimal edilmesidir.
Terörle mücadele yasalarının gazetecilere karşı kullanılmasının, tekrarlayan benzeri durumların sadece sonuncusu. Bu durum, büyüyen otokratlığı ve insan haklarının apaçık bir şekilde aşındırılmasını ortaya koyan gelişmeler listesine ekleniyor. Bu gelişmeler; yargının siyasallaşması, ceza yasalarının benzer şekilde suistimal edilmesi, belli içeriklerin yayılması üzerine doğrudan yasak uygulanması, devlet kurumlarının ve ekonomik araçların medya kuruluşlarını susturmak için kullanılması, eleştirel gazetecilere yönelik sözlü, kimi durumlarda da fiziki saldırılar, ve hükümet muhaliflerini hedef alan internet üzerinden nefret kampanyalarını içeriyor."
CİHAN