Bilgisayarda oluşturulan görüntüler, "şeytan yüzü" sendromu yaşayan bir kişinin başkasına baktığında ne görebileceğine dair fikir veriyor.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre Prosopometamorfopsi (PMO), hastanın yüzleri nasıl algıladığını değiştiren son derece nadir bir görsel bozukluk. 31 aydır insanların yüzünün çarpık ve kendi deyimiyle "şeytani" göründüğünü söyleyen 58 yaşındaki bir adam, değerlendirme için bir üniversite laboratuvarını ziyaret etti.
BAŞKA BOZUKLUKLARI OLAN KİŞİLERDE OLUŞABİLİYOR
İncelemelerin ardından araştırmacılar hastanın PMO'su olduğu sonucuna vardı.
Bipolar ve travma sonrası stres bozukluğu geçmişi olan hasta, algısındaki çarpıklıkların yüz hatlarında şiddetli gerilmeler ve alında, yanaklarda ve çenede derin çukurlar görmesine neden olduğunu söyledi.
Ancak ev ya da araba gibi nesnelere bakarken herhangi bir çarpıklık olmadığını bildirdi.
Hasta, ABD'nin New Hampshire eyaletine bağlı Hanover'daki Dartmouth College'da Psikoloji ve Beyin Bilimleri Bölümü'nden araştırmacılara, yüzler çarpık olsa da gördüğü kişilerin kim olduğunu anlayabildiğini söyledi.
Araştırmacılar şöyle diyor:
Dikkat çekici nokta, yüz fotoğraflarını ekran veya kağıt üzerinde gördüğünde hiçbir çarpıklık olmadığını bildirmesi.
Çarpıklıklara, ailesi ya da arkadaşları gibi görüştüğü kişilerin kimliklerine ilişkin sanrısal inançlar eşlik etmiyor. 43 yaşındayken ciddi bir kafa travması geçiren hasta bu nedenle hastaneye kaldırılmıştı.
Ayrıca 55 yaşındayken, çarpıklık semptomlarının başlamasından 4 ay önce olası bir karbonmonoksit zehirlenmesi geçirmişti. Kendisine herhangi bir ilaç yazılmayan hasta, yasa dışı bir madde de kullanmadığını söyledi. Araştırmacılar daha sonra hastanın geri bildirimleri ve fotoğraf düzenleme yazılımını kullanarak insan yüzlerine baktığında gördüklerinin kabataslak görüntülerini oluşturdu.
Çalışmanın yazarlarından Antonio Vitor Reis Goncalves Mello, "Bunun insanların PMO hakkındaki düşüncelerinde, özellikle de PMO'nun ne kadar şiddetli olabileceğini anlayabilmelerinde büyük bir etki yaratmasını umuyoruz" diyor.
Çalışma 23 Mart'ta The Lancet adlı bilimsel dergide yayınlandı.