Haftaya emekli olacak olan Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, sıra dışı bir cümleyle başladığı röportajda, askerin duruşundan özel konulara kadar pek çok konuda düşüncelerini açıkladı.
İşte Murat Çelik'in bugünkü yazısı
‘Bir yemin etmişsiniz konuşamıyorsunuz’
“Bir nasihatte bulunayım... Beni bir ağabey olarak kabul ederseniz, bir ağabey tavsiyesi...”
Görevini gelecek hafta devredecek olan Genelkurmay Başkanı ile sohbetimiz, Orgeneral Necdet Özel’in bu sıra dışı cümlesi ile başladı.
“Elbette” dedim. “Buyurun, dinliyorum...”
Önceki gün, Beştepe Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, Devlet Şeref Madalyası’nı aldıktan sonra, onuruna verilen resepsiyonda konuştuk Özel ile.
‘Eleştirin ama önyargılı olmayın’
30 Ağustos itibariyle emekli olup sivil hayata dönecek olan Orgeneral Özel’in ‘ağabey tavsiyesi’ şu oldu:
- İnsanlar hakkında önyargılı olmayın. Önyargılarla yaklaşmayın. Bırakın, fırsat verin, insanlar çalışsın. İcraatlarını görün ondan sonra değerlendirin.
Necdet Özel’in ‘serzeniş’ de içeren bu sözlerinin, şahsi tecrübelerinden kaynaklı olduğu açıktı.
Sordum:
“Size karşı önyargılı davranıldığını mı düşünüyorsunuz? Bu yüzden mi söylüyorsunuz bunları?”
- Evet. Doğrusu, öyle oldu. 2011’de göreve geldiğimde - o günlerin özel koşullarını siz gayet iyi hatırlarsınız - bana da önyargılı bir bakış vardı. O yüzden diyorum, bırakın çalışalım, icraatımızı görün, ondan sonra eleştirecekseniz de eleştirin. Eleştiri en doğal haktır. Ben eleştiriye her zaman açık oldum. Silahlı Kuvvetler’i de bu anlayışla yönettim. TSK içinde eleştirel bakış açılarının önünü hep açtım görevim boyunca.
‘TSK milli ordudur’
Görevini 18 Ağustos Salı günü Orgeneral Hulusi Akar’a devredecek olan Orgeneral Özel, artık daha rahat konuşuyordu. Hatta bir anlamda içini döküyordu.
“Haksızlığa uğradığınızı mı düşünüyorsunuz” diye sordum. “Böyle bir duygu ile mi ayrılıyorsunuz görevinizden?”
Evet ya da hayır demedi Necdet Özel:
- Bakın, az önce törende yaptığım konuşmada da vurguladım.(*) TSK milli ordudur. O konuşmada çok net mesajlar var. Görmek isteyenlere tabii... Bu milli ordunun komutanları da millidir, milli komutanlardır.
“Yani?” dedim, “Bu ifade ile kast ettiğiniz tam olarak nedir?”
- Bizler, görevlerimizi yaparken her türlü görüşümüzden bağımsız davranırız. Elbette biz de bu ülkenin vatandaşlarıyız ve herkes gibi bizlerin de farklı dünya görüşlerimiz, inançlarımız, siyasi düşüncelerimiz var. Bir de oyumuz var. Zamanı geldiğinde, sandık kurulduğunda gider o oyu atarız ama siyaset, ideoloji orada biter. Sandığa attığımız o oyun rengi, yaptığımız işe hiçbir zaman yansımaz. Biz böyle gördük, böyle eğitildik ve hep bu ilke çerçevesinde çalıştık. Milli ordunun komutanları, aynı şekilde görev yapmaya devam edecektir. Bunu herkesin bilmesini istiyorum.
(*) Özel’in kürsüden yaptığı konuşmanın bahsettiği kısmı şöyleydi:
“Silahlı kuvvetlerimiz milli ordu olmanın vazgeçilemez esası olarak her türlü etnik, dini, mezhepsel ayrımcılığın ve ideolojik görüşün dışındadır, devletimizin resmi yasal hiyerarşisi haricindeki her türlü yapıyla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kararlı mücadelesine devam edecektir.”
‘Hasta olamıyorsunuz’
Bu sözleri üzerine Orgeneral Özel’e “Bütün bunlardan, yaşadığınız birçok sıkıntıyı içinize attığınız sonucunu çıkartabilir miyim” diye sordum.
Yüzünde acı bir tebessüm belirdi ve ardından şunları söyledi:
- Dediğim gibi, bu mevkilere, makamlara gelen, bu görevleri yapanların kaderi bu. İşte bakın, geçenlerde ameliyat oldum, doktorlar nekahet döneminin iki buçuk ay olduğunu söylediler. İki buçuk aylık rapor vereceklerdi ama işte 15 gün içinde göreve dönmek zorunda kaldım.
“Daha önce de zona olmuştunuz. Sıkıntıdan, stresten olur derler zona için...” diye böldüm komutanın sözünü.
- Evet. Zona da oldum doğru. Oluyor işte... Sıkıntı, yorgunluk... Olabiliyor. Dediğim gibi, bu işler böyle, hasta bile olamıyorsunuz işte.
Çok açık paylaştım...
Genelkurmay Başkanı Özel, resepsiyon sırasındaki bu sohbetimizden hemen önceki madalya töreninde yaptığı konuşmada, ‘milli iradeye saygı’ vurgusu yapmıştı. (**) Sözlerine o noktayı açarak devam etti:
- Yine törendeki konuşmamda altını çizdiğim gibi, ben hep milli iradeye saygı çerçevesinde, demokrasiye inanan bir insanın anlayışıyla çalıştım. Birlikte görev yaptığım silah arkadaşlarım ve devlet yönetiminde beraber mesai verdiğimiz herkes bunu bilir. Onlar bu durumun şahididir. Bizi ilgilendiren konularda, söylenmesi gereken her şeyi söyledim, yapılması gereken her şeyi yaptım. Ama yerinde, zamanında ve muhataplarına.
“Sanırım, o meşhur soruşturma ve dava süreçlerinde, TSK mensuplarına yeteri kadar sahip çıkmadığınız türünden eleştirilere bir yanıt bu sözleriniz” diye araya girdim.
Genelkurmay Başkanı’nın yanıtı, bu sorumu da kapsayan şekilde ama ‘genel’e dair oldu:
- Ben görev sürem boyunca, ilk günden itibaren, önyargılı değerlendirmelere, eleştirilere cevabımı hep icraatımla vermeyi tercih ettim. Düşünün... Bir yemin etmişsiniz, omuzlarınızda büyük bir sorumluluk var. İstediğiniz gibi konuşamıyorsunuz, bazı şeyleri söyleyemiyorsunuz. Ama bu da normal. Bizimki gibi görevlerin doğasında var bu durum.
(**) Özel’in konuşmasındaki o bölüm de şöyleydi:
“Demokratik bir ülkenin silahlı kuvvetler komutanı olarak görevimle ilgili konuları yerinde ve zamanında ilgili makam sahipleriyle çok açık ve şeffaf şekilde paylaştım. Milli iradeye daima saygılı oldum.”
Uzun süre dinleneceğim
Sohbetin sonunda helâlleştik Genelkurmay Başkanı ile...
“Zaman zaman yaptığımız haberlerle, istemeyerek canınızı sıkmış olabiliriz. Bahsettiğiniz bütün bu sıkıntılarınızda, farkında olmadan, medya olarak bizim de payımız olabilir. Hakkınızı helâl edin lütfen” dedim.
Özel gülümsedi...
- Helâl olsun. Oldu tabii birçok şey. O yüzden, baştaki ağabey tavsiyesini unutmayın lütfen. Eleştiri ayrı, önyargı ayrı... Ama sonuçta sizler de işinizi yaptınız, görevinizi yapıyorsunuz. Sizler de hakkınızı helâl edin.
“Bizden yana da helâl olsun” dedim.
Resepsiyondaki sohbetimiz, Özel’in emeklilik dönemine ilişkin planlarıyla son buldu.
Necdet Özel, emekli olduktan sonra da Ankara’da yaşamaya devam edeceğini söyledi.
Televizyon programlarına konuk olmayı, medyaya demeç vermeyi düşünmediğini özellikle vurguladı.
“Uzunca bir süre dinlenmek istiyorum” dedi.