İşitme Engelliler Milli Takımı'nın genç forveti Eşref Metin Su, haziran ayında Avrupa Şamiyonu olan İşitme Engelliler Milli Takım'nda final maçında attığı üç gol ve toplamda 11 gol atarak gol kralı oldu.
Babası Nuri Su ile birlikte Tam Saha Dergisi'ne açıklamalarda bulunan genç forvet kendisine sorulan sorulara şu cevapları verdi:
-İşitme engelliler futbolunun farkı nedir? Ne zamandın Millî Takım formasını giyiyorsun?
İşitme Engelliler Futbolu normal oyun kuralları içerisinde oynanan bir futbol. Bir ayrıcalığı yok. Sadece orta hakemin elinde bir bayrak var. Bir de düdükten sonra topa vurulduğu zaman sarı kart cezası verilmiyor. Millî Takım'a 2013 yılında yükseldim. 2013'teki Olimpiyatlarda bir şanssızlıktan dolayı çeyrek finalde turnuva dışında kaldık. Ama daha sonra Ali Hocam beni yine kadroya davet etti. 2015 Avrupa Şampiyonası'nda hem şampiyon olduk hem de attığım 11 golle gol kralı oldum. Benim için çok büyük mutluluk. 6 maçta 24 gol attık. Üç maçta hat-trick yapmayı başardım.
-Kariyer hedefini öğrenebilir miyim?
Yurtdışında benim gibi oyuncuların İkinci Lig'e kadar çıkma şansı var. Zaten halen oynayan futbolcular da var. Jürgen Klopp kendi döneminde bir oyuncuyu Mainz 05'e getirmişti. Şu anda 17 yaşında bir oyuncu daha var. Benim hedefim de yaptığım işte en yukarıya çıkabilmek. Sağolsun Ömer Gürsoy bir araştırma yapıyor. Beni Türkiye'de oynatmak istiyor. Şu anda Gençlerbirliği benimle ilgileniyor. Bir yöneticiyle tanıştık. Prosedürleri aştığımız takdirde beni kendi bünyelerinde görmek istiyorlar.
-Prosedür nedir?
Kulaklık olmadan duyma ihtimalim yok. Sadece kulaklığı taktıktan sonra oynayabiliyorum. Avrupa'da bunun bir sıkıntısı yok. Almanya'da kulüple teknik kadro izin verdiği zaman bir problem olmuyor. Sinan Gümüş'le aynı altyapıyı aldım. 3 yıl Almanya Millî Takımı'nın altyapısında oynadım. Daha sonra yıldız takım düzeyinde 1.5 yıl beraber oynadık. Sinan daha sonra Stuttgart'a gitti. 2 Ekim 1994 Almanya doğumluyum. Bütün altyapı eğitimimi Almanya'da aldım. Türkiye'de forma giymedim. Amatör ve Süper Amatör kulüplerden isteyen var ancak ben gelmek istemiyorum. Almanya'ya döndüğümde 3. Lig'de forma giymeye devam edeceğim.
-Senin için tipik bir santrfor diyebilir miyiz?
Hocam nerede forma verirse orada oynuyorum. Sağ ve sol açıkta da forma giyebiliyorum. Ama normalde santrfor arkası veya santrfor olarak çok verimli işler yapabiliyorum. Güzel gol sayılarına ulaştım. Stuttgart'ta normal bir takımda da oynuyorum, işitme engelliler takımında da forma giyiyorum. Zaten her yıl futsalda finallere gidiyoruz. Almanya'da forma giydiğim Stuttgart'ın İşitme Engelliler Takımı her yıl finalde… Orada da hocalarım performansımdan çok memnun. Fırsat verildiği sürece zirveye çıkmak istiyorum. 2013 yılında Türkiye'ye geldiğimde Rusya'nın tercümanı bana ulaştı ve beni istediklerini söyledi. Maddi anlamda da destek olacaklarını söyledi. İngiltere'den gelen Hüseyin'in desteğiyle Türkiye'de oynamaya sıcak baktım. Açıkçası Türkiye'de biraz zorluk çekiyorum. Çünkü Avrupa'daki el işaretleriyle Türkiye'deki el işaretleri biraz farklı. Avrupa'nın kullandığı daha değişik. Ancak Türkiye'ye alıştım ve şimdi burada forma giyiyorum.
-Nuri Bey, Eşref doğuştan mı işitme engelli?
Nuri Su:Evet doğuştan engelli. Üç evladımın üçü de işitme engelli. Eşref'te biyonik kulak var. Oğlum okuduğu her okulu birincilikle bitirdi. Mesleğini de yapıyor şu an… Torna makineleri üzerine çalışıyor. Torna derken aklınıza Türkiye'deki sistem gelmesin. Benim yaşım biraz ileri ama ben de tornacıyım. Bizim bildiğimiz tornayla Eşref'in bildiğinin alâkası yok. Yapılacak olan işin planını Eşref'e verdiğin zaman her şeyi kendisi yapıyor. Makineyi programlıyor, parçayı yapıyor, teslim ediyor.
-Eşref hep futbolun içinde mi kalacaksın, yoksa mesleğini mi yapacaksın?
Hep futbolun içinde kalacağım.
-Nuri Su: En son burada kamp yaptığımızda "Baba evimden ayrılıyorum" dedi. Bugün Riva'ya geldiğimizde, "Baba evime geldim" dedi. Ömer Beye teşekkür ediyorum. Bize çok destek oluyor. Eşref çok az Türkçe biliyor. Ama ben oğlumun biyonik kulakla da işittiğine şükrediyorum. Bize ilk olarak "Almanca konuşacak" dendi. Çünkü biyonik kulak hep Almancaya göre ayarlandı. O yüzden Türkçesi biraz geride kaldı.
-Eşref'in başka ülkenin millî takımını seçme gibi bir durumu var mı?
Nuri Su:Maddi anlamda oğluma iki katını teklif etsinler, yine Almanya'yı seçecek hali yok. Ben Karadenizliyim. Milliyetçi duygularımız çok yüksektir. Yetiştiğimiz çevreden dolayı da ülkemize çok bağlıyız. Eşref de benim gibi… İçimizdeki manevi duyguları söküp alabilecek hiçbir kuvvet yok. En son oynadığımız final maçında 8 bin taraftar vardı. Belki 4 bini Eşref'le fotoğraf çektirdi. İşitme Engelliler Futbolu ile Avrupa'da ilgilenen kim varsa Eşref'i tanımama ihtimali yok. Seneye Allah nasip ederse Napoli'de Dünya İşitme Engelliler Şampiyonası'nda da forma giymek istiyor.
-Türkiye'yi seçtiğiniz için Almanya'dabir sıkıntı oldu mu?
Nuri Su: Oğlumun okuldaki son 1.5 senesiydi. Baya bir zahmet verdiler."Bizi tercih ederseniz sorun yok ama seçmezseniz sıkıntı olacak" dediler. Açık olmasa dahi hissettiğim buydu. Çünkü orada okul masrafını İş Bulma Kurumu karşılıyordu. 3 bin euro dolayında bir masraf vardı. Hem okuldan hem İş Bulma Kurumu'ndan arandık. Aynı kelimeler kullanıldı. "Türkiye'ye giderse buradaki hakkını kaybeder" dediler. Ben elimden geleni yaptım. "Yeter ki, oğlumun gönlü olsun, başarılı olsun" dedim.
-Dünya Kupası'nı değerlendirir misin Eşref?
Avrupa Şampiyonu olarak Dünya Kupası'na direkt katılma hakkı kazandık. 19 Haziran 2016'da başlıyor, 4 Temmuz 2016'da bitiyor. Kamp dönemi var önümüzde. 2 ay sonra yine bir kamp daha olacak sanırım. Çok iyi hazırlanıyorum. Benim gibi insanlara ne kadar fırsat verilirse kendimizi ispatlamak için o kadar sıkı çalışıyoruz. Bu hayata o kadar daha sıkı sarılıyoruz. Bu sadece işitme engelli değil, görme engelli, bedensel engelliler için de geçerli. Maalesef yapılmaması gerekenler yapılıyor. İnşallah bir gün düzelecek.
CİHAN