Hz. İbrahim’den bugüne gelen ve Peygamber Efendimizin (SAV) sünnetiyle bize ulaşan
şeytan taşlama ibadetinde bayramın üçüncü günü yine milyonlarca
Müslüman cemerata giden yolları doldurdu. Öğlen vaktine doğru kalabalık had safhaya ulaştı. Hacca gidenler o manzarayı iyi bilir. Daha doğrusunu söylemek gerekirse, o manzarayı unutamaz. İlk önce, en uçtaki büyük şeytan, ardından orta şeytan ve daha sonra da
küçük şeytan taşlanır. İşte bu esnada şeytan taşlamaya gidenlerle büyük şeytanı taşlayıp geri dönenler arasında bir izdiham hep yaşanır ve yine yaşandı. Cemerat köprüsünün üzerinde karşılaşan iki grup birbirini ezdi. Fatura bu kez çok ağır oldu. Güçsüz ve
yaşlı olan 362 mü’min maalesef feci bir biçimde can verdi. ahrete irtihal eden Müslümanlardan 12’si de bizim ülkemizdendi. Arbededen kurtulmak isteyenler kendini kalabalığını dışına atmak istedi. Ancak yollarda
seyyar satıcıların kurdukları tezgahlar birer mania işlevi gördü ve geçit vermedi. Tali yollar da yetersiz kalınca neredeyse aynı
facia bilmeme kaçıncı kez tekrarlanmış oldu.
AYNI DELİKTEN KAÇINCI KEZ GEÇİLİYOR?
Efendimize (SAV) atfedilen bir söz var. “Mü'min aynı delikten iki kez ısırılmaz“ şeklinde. Yani aynı hataya defalarca düşmez buyruluyor. Oysa ‘şeytan taşlama mevkii’nde aynı yanlışlar her yıl yapılıyor, aynı acılar sürekli yaşanıyor. Peki bunun önüne geçmek mümkün değil mi? Aslında mümkün ve çok da basit bir yöntemi var. Şeytan taşlamaya gidiş ve gelişi net olarak ayırırsınız, 5-10 polisle de bölgeye seyyar satıcı girmesine izin vermezsiniz olur biter. Seyyar satıcılar diyoruz, çünkü gerçekten, hacda seyyar satıcıdan daha bol bir şey yok. Şeytan taşlamaya giderken en fazla dikkat çeken, sağda solda takke, tesbih, misvak ve türlü eşyanın satıldığı işporta tezgahları oluyor. Ve maalesef özellikle hac mevsiminde güvenliği had safhaya çıkartan Suudi polisi, ibadetin şartlarını yerine getirmek için önemli bir engel oluşturan bu tezgahlara hiçbir şey demiyor.
Bugüne kadar bu neden yapılmadı anlaşılır gibi değil. Hacca gidip milyonlarca dolar döviz bırakan Müslümanların, ibadetlerini gönül rahatlığı içinde yerine getirmek ve ülkelerine sağ-salim dönmekten daha tabii bir istekleri olabilir mi? Suudi hükümeti geçen yıl bu yönde küçük bir adım attı. Şeytanı temsil eden sütunlar yerine, taş atmayı kolaylaştırıcı duvarlar yapıldı. Ancak bu yeterli değil, yetmediği de ortada. 2010 yılında bitecek bir projeyle, cemerata giden yollar 4 katlı hale getirilecekmiş. Araç girişleri de yerin altına alınıyormuş. Ne diyelim, 4 yıl daha çile çekilecek ama sonunda hacılar inşaallah bu izdiham tehlikesinden kurtulmuş olacak. Maalesef onca can yittikten sonra.