AKP'nin Hürriyet'teki aparatı Abdülkadir Selvi, ABD'deki Zarrab davasıyla ilgili itiraf gibi yazılarına devam ediyor.
ABD'nin Zarrab'ı 17-25 Aralık'tan çok önce 2007'de takibe aldığını yazan Selvi Zarrab'ın dışında ikinci bir itirafçının daha olduğunu belirtti. İşte Selvi'nin yazısının ilgili bölümü
FBI’in 2010-2015 yılları arasında Türkiye’de dinlemeler yaptığı söyleniyor.
Zarrab’ın e-postalarına arama emri 23 Eylül 2014’te çıkarılmak suretiyle operasyonun düğmesine basılmıştı.
Yani tam 17-25 Aralık’tan 10 ay sonra. Ama bu sizi yanıltmasın; ABD, Zarrab’ı 2007 tarihinden bu yana izlemeye almış. 17-25 Aralık dinlemelerine ek olarak CIA’in İstanbul ve Ankara’daki ofisleri ile Amerikan Ulusal Güvenlik Dairesi’nde de uzun süredir dinlemeler yapılmış.
İKİNCİ İŞBİRLİKÇİ
Mahkeme Başkanı Richard Berman’ın, 20 Kasım tarihinde gönderdiği talimatta eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla sanık sıfatıyla yer alırken, belgede Zarrab’dan söz edilmiyor. Hürriyet New York temsilcisi Razi Canikligil, haklı olarak “Jencks materyali’ndeki işbirlikçi Zarrab mı?” diye soruyor. Ancak, sadece Zarrab değil, daha önce Halk Bankası’nda görev yapıp bu süreçte ABD’ye iltica eden ve mahkeme ile işbirliği yaptığı söylenen başka bir isimden de söz ediliyor. Bu isim avukatlara bildirilmiş ancak Amerikan yasaları gereği avukatları Hakan Atilla ile paylaşamamışlar. Bakalım yargılama başlayınca ne tür sürprizlerle karşılaşacağız.
İlk yargılamanın Halk Bankası’nın Amerikan ambargosunu deldiği noktası üzerinde yoğunlaşacağı anlaşılıyor. “İşbirlikçi Zarrab”ın itirafları üzerine yeni iddianameden söz ediliyor. Operasyonun ikinci ve en önemli ayağı böylece başlatılacak. “Erdoğan’ı itibarsızlaştırma” operasyonu deniliyor. New York Times dilinin altındaki baklayı çıkardı. Zarrab işbirliği yaptığı takdirde bunun Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında siyasi sonuçları olabileceğini yazdı. Tabii başarabilirlerse!
İLGİNÇ SORULAR
İkinci aşama için mahkemenin üç noktanın üzerinde yoğunlaştığı söyleniyor.
1- Amerikan ambargosunu delen işlemler siyasi iradenin kararı olmadan gerçekleştirilemez.
Burada maksat net. ‘Ambargo Erdoğan’ın talimatı ve onun sağladığı koruma altında delindi’ demek isteniyor.
2- Zarrab’ın içinde olduğu döviz ve altın ticareti ile siyasiler arasında bağlantı kurması isteniyor.
3- Kendisinden kişisel olarak yarar sağlayan kişi ve vakıflarla ilgili isim vermesi yönünde Zarrab’ın üzerinde baskı kurulduğu söyleniyor.
4- İşbirliğine yanaşan Zarrab’ı kurtarmak için, “Kişisel menfaat sağlarken bağışları işlerinin yürümesi için mi yaptın, yoksa cebren rüşvet mi verdin” diye yol gösterildiği ifade ediliyor.
Bunlar siyasi operasyon için hazırlanmış, adrese teslim sorular. Adını İran’a ambargo değil, Erdoğan’a operasyon koysalar daha dürüst olurdu.