Duruşmanın başında usül tartışması yaşandı. Sanık avukatları süre kısıtlamasına karşı çıktı. Avukat Ömer Kavili, yaşananlarla ilgili, "DGM'deki anlayışın devamını görüyorum." dedi. Kavili, "Müdahaleyi kabul etmeyeceğiz." ifadesini kullandı.
Duruşmada sanık avukatlarıyla müşteki avukatları arasında tartışma da çıktı.
Polis avukatlarından Ömer Turanlı, dünkü duruşmada kendilerine avukat olduğunu söyleyen bir şahıs tarafından hakaret edildiğini belirterek, "Adam köy kahvesine girer gibi avukatlara hakaret etti" dedi.
ASKER AVUKATI: DEVLET SIRRINI SAVCI AFİŞE ETTİ, BİLGİLER HAVUZ MEDYASINA SIZDIRILDI
Tutuklu asker avukatlarından biri tahliye talebiyle ilgili yaptığı konuşmada, "Devlet sırrı niteliğinde olan MİT personeline ait evrak, savcı tarafından afişe edildi. Savcı, isnat ettiği suçu kendi işledi." dedi. Avukat, belgelerin daha sonra havuz medyasına sızdırıldığını açıkladı. Asker avukatı, "Müvekkillerim komando komutanı olarak görev yaptı. Şehit olsalar devlet töreni yapılacaktı. Şimdi hain ve casus oldular." ifadelerini kullandı.
TURANLI: REDDİ HAKİM VE TAHLİYE TALEPLERİMİZ VAR
Duruşma öncesi de gazetecilere açıklama yapan Avukat Ömer Turanlı, iddianameyi aşure çorbasına benzetti. Turanlı, “Her sazdan, her telden bir cümbüş var. Gökkuşağı gibi. İnanının Fransa’da gerçekleşen Charlie Hebdo olayının bununla alakası var denilse inanın mahkeme onu bile kabul eder. İddianame savcısı zaten Brezilya olayını da bağlamış. Onu bile mahkeme kabul etti. Dolayısıyla biz böyle bir cümbüşün içerisinde yargılama yapıyoruz.” dedi.
Duruşma öncesinde Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklamalarda bulunana Ömer Turanlı, “Duruşmanın ikinci gününde de reddi hakim talebinde bulunacaklarını ifade eden Turanlı, “Reddi hakim taleplerimiz bittikten sonra tahliye taleplerine geçeceğiz. Yalnız mahkeme heyeti dosyanın hızlı bir şekilde bitirilmesi yönünde bir tavır sergiliyor. Şuanda mevcut dosyanın uzaması müvekkillerimizin aleyhine olacak. Müvekkillerimiz 2 senedir hiçbir delil gösterilmeden tutuklu bulunuyor. Mahkemeyle yeni yüzleştik. Ama mahkeme de hızlıca karar verme yoluna gitmektedir.” diye konuştu.
Mahkeme heyetinin dosyanın kapsamından haberdar olmadığını ifade eden Turanlı, “Bunu duruşma safhasında çok net bir şekilde gördük. Bu soruşturma nerede başladı? Denildi ki 7 bin kişi dinlenildi. Şuan mahkeme heyeti bu algıyla hareket ediyor. Bu dosyada kaç kişi dinlenildi bunun teknik ve fiziki takibi nedir mahkeme heyeti bunu bilmemektedir. 10 bin sayfayı bir mahkeme heyetinin inceleme şansı da yoktur. Dolayısıyla bu dosyanın her yönüyle araştırılıp ona göre hükmünün tesis edilmesi gerekiyor. Bu dosyanın sonunda müvekkillerimiz beraat edecek. Selam Tevhit dosyasındaki gerçek ajanlar ve casuslar yargılanacak.” şeklinde konuştu
Mahkeme sonunda gerçeklerin anlaşılacağını anlatan Turanlı, “Mahkeme salonunda biz kimin casus olup olmadığını, kimin hangi ülkenin istihbaratına çalıştığını adeta insanların kafasına çakar gibi çakacağız. Bu dosyanın sonunda bizim müvekkillerimizin gerçek vatan evladı olduğunu hiçbir şekilde hiçbir ülkenin menfaati doğrultusunda hareket etmediği, sadece ülkemizin birlik ve beraberliği için çalıştıklarını herkes görecek. Sonunda da bu insanlardan özür dilenecek.” açıklamasını yaptı.
Mahkeme heyetinin her şeyi dosyaya alındığını belirten Turanlı şöyle devam etti: “Reza Zarrab’ın nasıl bir alakası var açıkçası ben göremedim. Mavi Marmara olayının hiçbir şekilde ilgi ve alakası yok. Ama mahkeme ne olursan ol gel edasıyla dosyaya konulan her şeyi kabul etti. Bu iddianame değil bana göre bir aşure çorbası. Her sazdan, her telden bir cümbüş var. Gökkuşağı gibi. İnanının Fransa’da gerçekleşen Charlie Hebdo olayının bununla alakası var denilse inanın mahkeme onu bile kabul eder. İddianame savcısı zaten Brezilya olayını da bağlamış. Onu bile mahkeme kabul etti. Dolayısıyla biz böyle bir cümbüşün içerisinde yargılama yapıyoruz.”