Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Dicle Haber Ajansı (DİHA) çalışanlarını ziyaret etti. Türkiye'de gazetecilerin sınıflandırıldığı ve hedef gösterildiğini belirten Demirtaş, "Medya mensuplarının karşılaşmış oldukları bu baskılar kabul edilemez. Halen tutuklu ve yargılanan gazeteciler var. Gerek hükümet baskısı gerek idari baskı altında olan gazeteciler bizler açısından dayanışmayı hak eden gazetecilerdir." dedi.
Selahattin Demirtaş, beraberinde HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan, İstanbul milletvekilleri Garo Paylan ve Sazai Temelli'yle birlikte Taksim'de bulunan DİHA'nı ziyaret etti. Burada gazetecilere açıklamalarda bulunan Demirtaş, "Basın mensupları, basın çalışanları üzerinde çok ciddi bir baskı var. Hiçbir zaman medyanın kendini özgür hissettiği bir ülkede yaşamadık. Fakat son günlerde hükümet merkezli hedef gösterme neredeyse bir linç kampanyasına dönüşen üzerine bizde biz de bu günümüzü medya mensuplarına ziyarete ayırdık. Ama en ciddisi bir muhabirin kafasına silah dayayarak bu ülkede bir düşman olarak ele alınıyor." şeklinde konuştu.
"Türkiye'de gazeteciler sınıflandırıldı ve maalesef açıkça hedef gösterilerek bir çoğuna saldırılar gerçekleştirildi." diyen Demirtaş şunları dile getirdi: "Medya grupları polisler tarafından basıldı. Sivil gruplar tarafından taşlandı, Medya mensupları sokakta dövüldü. İşte kafasına silah dayatıldı. Yönlendirme mahkeme kararlarıyla medya mensuplarının çalışması yasaklanmaya çalışıldı. İfade özgürlüğü insan hakları açısından bütün hakların anasıdır. İfade özgürlüğü ancak söylediklerinizin duyulması ile mümkün olan bir özgürlüktür. Yani medya bir toplumda kendini baskılar ve özgür hissetmeze bu sadece basın çalışanları için bir engelleme değildir. Bu ifadelerini paylaşmak isteyen her kesin ifade özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Son dönemlerde baskı gören ve saldırıyla karşı karşıya kalan bütün medya mensuplarıyla ayrım gözetmeksizin bütün medya organlarıyla dayanışma içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyoruz. Medya mensuplarının karşılaşmış oldukları bu baskılar kabul edilemez. Halen tutuklu ve yargılanan gazeteciler var. Gerek hükümet baskısı gerek idari baskı altında olan gazeteciler bizler açısından dayanışmayı hak eden gazetecilerdir."
Sokağa çıkma yasağının olduğu yerlerde DİHA'nın ortaya çıkarılmak istenmeyen olayları ortaya çıkardığını anlatan Demirtaş, "Yaşanan hak ihlalleri görülmesin, duyulamasın diye hükümet elinden geleni yapıyor. Medyayı da bu yönüyle engellemeye çalışıyor. Yapılan hukuksuzluklar ortaya çıkınca hükümet siyasi olarak zor duruma düşecek kaygısıyla daha çok medya mensupların oraya girmesini engellemeye çalışıyor. Ama huzur ve savaşın bitmesini isteyen her kesimin bu kritik süreçte el ele vermesi lazım." açıklamasını yaptı.
Hükümete yakın medya organlarının da özgür olmadığını vurgulayan Demirtaş, "AKP geçici iktidarı bu konuda sınıfta kalmıştır. Her yerde medya özgürlüğünden söz ediyorlar ama kendi kontrolleri altına aldıkları medya üzerinde bile büyük bir baskı oluşturuyorlar. Bir çok televizyonun genel yayın yönetmeni bizzat hükümet tarafından aranarak HDP'li milletvekillerinin televizyona çıkarılmaması için tehdit ediliyor. Bu şekilde HDP'nin halka oluşması engellenemez." ifadelerini Kullandı
DİHA muhabirinin başına silah dayanması için savcıları göreve çağıran Demirtaş, "Orada açıkça yasalarımız hiçbir güvenlik görevlisine bir gazetecinin başına silah dayama yetkisi vermemiştir. Bunu acaba Silvan'daki Cumhuriyet Savcısı bilmiyor mu? Belki kendisi de büyük bir siyasi baskı hissediyordur. Başka bir ülkede bu yaşansa eminim ki büzüm ülkenin başbakanı o ülkeyi kınamıştı. Kendi ülkelerinde yaşanınca maalesef seslerini çıkarmıyorlar. Yargının harekete geçmesi konusunda bütün elimizden gelen girişimleri sürdüreceğiz." diye konuştu.
CİHAN