CHP Mültecilerin ve Sığınmacıların Sorunlarını Araştırma Komisyonu, İzmir'in Seferihisar ilçesinde, dördü çocuk dokuz kişinin yaşamını yitirdiği tekne faciasını raporlaştırdı. Heyet, AK Parti hükümetinin mülteciler üzerinden yaptığı pazarlığın, resmi verilerde bile ocak ayında 102 kişinin canına mal olduğunu iddia etti. Heyet, "İnsanlık onuru için Avrupa Birliği ve AKP hükümeti, üzerine düşeni bir an önce yapmalıdır." dedi.
TBMM Mülteci Hakları Komisyonu Üyesi olan CHP İzmir Milletvekili Özcan Purçu ve Muğla Milletvekili Nurettin Demir, 2 Şubat 2016 sabah saatlerinde Doğanbey açıklarında, göçmenleri taşıyan botun batmasıyla ilgili inceleme yapmak üzere 3 Şubat'ta Seferihisar'a gitmişti. 22 kişinin bindiği botta dokuz kişinin hayatını kaybettiği faciayla ilgili, ilk olarak Jandarma Bölük Komutanı Üsteğmen Mustafa Deniz'i ziyaret ederek bilgi aldılar. Ardından botun battığı Doğanbey açıklarında incelemelerde bulunarak, hayatta kalan 12 kişiyle görüştüler. Bu göçmenlerin, sağ kaldıklarına dahi sevinemediğini, bundan sonra kendilerini nelerin beklediği endişesini taşıdığını aktardılar. Umut yolculuğunda umutsuzluğun, yaşadıkları bir gerçek olduğunu anlatan heyet üyeleri, kaçak göçmenlerin çaresizliklerinin ve umutsuzluklarının gözlerinden okunduğunu, durumun içler acısı olduğunu söyledi. Görüştükleri göçmenlerin, yaşadıkları şok sebebiyle donuk ve tepkisiz olduğunu dile getirdiler.
'UMUT İNSANLARIN HAKKIDIR'
İncelemelerin ardından gözlemlerini raporlaştıran heyet, İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en büyük mülteci krizinin yaşandığına dikkat çekti. İnsanların, güvenli bir gelecek arayışında tehlikeli yolculukları göze aldığı ifade edilerek, "Ortadoğu'da yaşanan savaş, insanları yaşadıkları yerden göçe zorlamaktadır. Çıkılan umut yolculuğunda, Sahil Güvenlik Komutanlığı verilerine göre 2015 yılında 279 kişi, ocak ayında ise 102 kişi hayatını kaybetmiştir ancak bu resmi veriler içerisinde kayıpların olmaması, durumun daha da içler acısı olduğuna işaret etmektedir. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu büyük dram, Türkiye'de çok daha vahim boyutlarda yaşanmakta, kış koşullarında dahi mülteciler her şeyi göze alarak, kapasitesinin çok üstünde ve uzun deniz yolculuğuna dayanıksız botlarda, tehlikeli yolları denemeye devam etmektedir. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu büyük dramda göç etmek zorunda kalan insanlar, zor yolculuklarda yaşamları dahil olmak üzere birçok şeylerini kaybetmektedirler. Eğer bu koşullar değiştirilmezse daha da büyük kayıplar yaşanacaktır." denildi.
Avrupa Birliği ile Türkiye arasında alınan tedbirler ve göçmenlerin Avrupa'ya geçmesinin engellemesi konusunda yapılan pazarlığın, bu insanlık dramını sonlandırmadığı belirtilerek, "Aksine Freedom House tarafından yayımlanan Dünya Özgürlük Raporu'nda da belirtildiği üzere Türkiye'de özgürlüklerin azalmasına karşı ortaya çıkan tepkisizliğin en önemli nedeni, Avrupa Birliği'nin mülteci akışını engellemek için, otoriterlik davranışları gösteren Türkiye'ye göz yumması olarak gösterilmiştir. AKP, mültecilere yönelik politikalar geliştirmek yerine, insanlık onuru üzerinden pazarlık yapmaktadır. Mülteci çocuklar eğitime devam edememekte, acil durumlar da dahil olmak üzere kapsamlı sağlık hizmetleri verilmemekte, barınma gibi asgari olarak sağlanması gereken insan hakları sağlanmamaktadır. Yaşananlar sadece adli bir vaka olarak görülmemeli, olayın siyasi boyutu gözardı edilmeden bir an önce gerekli önlemler alınmalıdır. İnsanlık onuru ve yaşam hakkı için zorla yerinden edilmiş insanların, güvenli ve barış içerisinde yaşam hakkı için inisiyatif alınmalıdır. Bu konuda Avrupa ve AKP hükümeti, üzerine düşeni yapmalıdır." ifadelerine yer verildi. CİHAN