Kameralara yansıyan cezaevinin içi ve özgürlüğüne kavuşanların durumu, "insan mezbahası" olarak adlandırılan cezaevi kompleksindeki koşulları gözler önüne serdi.
Cezaevine koşan kayıp yakınları ise hayal kırıklığına uğradı.
Esad ailesinin acımasızlığının simgesi Sednaya Cezaevi, Esad ailesinin on yıllardır süren iktidarının acımasızlığının bir simgesi. Göreve geldiği 2000 yılında ölen babası Hafız Esad'dan muhaliflerin kapatıldığı bu cezaevini devralan Beşar Esad, karşıtlarını babası gibi bu cezaevine kapatma ve işkence uygulama geleneğini sürdürdü.
Esad'ı deviren muhalifler, Şam'daki bir hastanede de işkence izleri taşıyan yaklaşık 40 ceset bulduklarını iddia etti. Fransız haber ajansına konuşan muhalif savaşçı Muhammed el Hac, korkunç durumdaki cesetlerin yakınları tarafından teşhisi için Şam'daki başka bir hastaneye götürüldüğünü anlattı. Sednaya Cezaevi Tutukluları ve Kayıpları Derneği bu cesetlerin Sednaya mahkumlarına ait olduğunu düşünüyor.
Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) örgütü de devlet işkencesine karışan eski Suriyeli subay ve yetkililerin isimlerini bir listede topladıklarını ve savaş suçlusu olarak yargılanmalarını sağlayacaklarını söylüyor. HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani (gerçek adı Ahmed el-Şara) da "Savaş suçlarına karışmış üst düzey ordu ve güvenlik görevlileri hakkında bilgi veren herkese ödül vereceğiz" dedi.
Suriye İnsan Hakları Ağı'na göre, iç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana Suriye'de 15 binden fazla kişi işkence sonucu öldürüldü. Vakaların yüzde 98'inden Esad rejimi sorumlu olmakla birlikte onlarca vakadan da HTŞ ve diğer milis güçlerin sorumlu olduğu belirtiliyor. İnsan Hakları Ağı'nın 2022 yılında yaptığı bir tahmine göre, iç savaşın başlamasından bu yana 110 bini aşkın kişi hükümet güçleri tarafından kaybedildi.