Şendur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ''Sedef Hastalığı''nın vücutta kırmızı kabarıklıklar üzerinde sedef rengi beyazımsı kabuklanma oluşturan karakterize bir
deri hastalığı olduğunu belirtti.
Hastalığın her yaşta görülebildiğini ifade eden Şendur, hayat boyu da devam eden bir hastalık olan sedefin daha çok genetik geçişli olduğu üzerinde durulduğunu, bilinmeyenleri olan bu konuda çalışmaların sürdürüldüğünü anlattı.
-STRESTEN UZAK DUR HASTALIĞA YAKALANMA-
Günümüzde sedef hastalığının ortaya çıkışına ve artmasına neden olan faktörlerin bir kısmı bilinmekte ve bu duruma yönelik ve
tedaviler düzenlendiğini kaydeden Şendur, şöyle konuştu:
''Sedef hastalığı stresle yakından ilişkili olup, enfeksiyonlar ve bazı ilaçlar hastalığın artmasına neden olmaktadır. Bu nedenle mümkün oldukça stresten uzak durulmalıdır. Saçlı deri, dizler, dirsekler en sık yerleştiği bölgelerdir. Genel olarak travmaya maruz kalan bölgelere yerleştiği söylenebilir. Hastalığın uzun süreli olması, hastalarda
yaşam kalitesini bozmakta, iş gücünü azaltmakta ve mutsuzluğa neden olmaktadır. Yapılan bir araştırmada bu hastalığa yakalananların büyük çoğunluğunun
intiharı düşündüklerini ortaya koymuş, intihar girişiminde çok yüksek oranda bulunanların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Biz, bu hastalarımız için aynı zamanda bir
rehberlik yaparak belirli dönemlerde bir araya gelmekteyiz. Bu nedenle hastaların hastalıkları hakkında bilgilendirilmesi son derece önem taşımaktadır.''
-HASTA OKULU AÇTIK-
ADÜ Olarak bu tür hastalara yardımcı olmak, moral vermek için 'Hasta Okulu' açtıklarını, burada sedef hastalığının ne olduğunu, tedavi olma, takiplere düzenli gelme ve yaşam kalitesini artırma yönünde neler yapabileceklerini öğrettiklerini belirten Şendur, hastaların kendileri ile barışık olmasının hastalıkları ile mücadelede önemli bir adımı oluşturduğuna dikkati çekti. Şendur, ''Özellikle çocuklarda sedef hastalığı daha yıpratıcı olup, bilgilendirme daha da önem taşımaktadır. Sedef hastalarını bir araya getirip, yeni dostlukların da oluşmasına vesile oluyoruz'' dedi.
-ALKOLDEN UZAK DURULMALI
Prof. Dr.
Neslihan Şendur, sedef hastalarının
kalp ve
damar hastalıklarına yakalanma riskinin daha fazla olduğunu da belirterek, beslenmelerine özen göstermeleri ve kilolarına dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.
Dünyada yaklaşık 125 milyon kişinin sedef hastalığından etkilendiğini kaydeden Şendur, şöyle devam etti:
''Alkol ve
sigara kullanımı sedef hastalığını artırmaktadır. Vücutta oluşan her kızarıklık veya yara sedef olmayabilir, Sedef teşhisinin yapılan testlerin ardından bir dermatolog tarafından konulması gerekir.
Hastalık çocuklar ile yetişkinler arasında farklılıklar gösterir. Sedef hastası olduğunu öğrenen bireylerde şok, hayal kırıklığı ve
öfke sık görülen tepkilerdir. Stresin hastalığı tetiklediği göz önünde bulundurulduğunda, tedavinin başlangıcından itibaren hastanın bir
psikolog denetiminde olması
tavsiye edilmektedir. Çünkü kişi hastalığı nedeniyle kendisinin hem sosyal hem de cinsel yönden
çekici olmadığını düşünmeye başlayacak ve özgüven kaybı yaşayacaktır.''
AA