Almanya'da yayımlanan Die Welt gazetesi, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nın gazeteci Deniz Yücel'in "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçlamasından beraat kararına itiraz ettiğini kaydetti. 

Gazete, "PKK terör örgütünün propagandasını yapmak" suçlamasından 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası alan gazeteci Deniz Yücel hakkındaki karar hakkında savcılığın istinaf incelemesi istediğini belirtti. 

Habere göre savcılık Yücel'in 2016 yılında Die Welt gazetesinde yayımlanan iki ayrı yazısında kullandığı ifadelere atıfta bulunarak, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçundan da ceza almasını talep etti.

Die Welt gazetesinin Türkiye eski muhabiri Deniz Yücel 16 Temmuz Perşembe günü İstanbul 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada "PKK terör örgütünün propagandasını yapmak" suçlamasından 2 yıl 9 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılmıştı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi ise, Deniz Yücel'in 15 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılması yönündeydi.

Deniz Yücel'in avukatı Veysel Ok savcılığın itirazının "hukuka ve akla aykırı" olduğunu söyledi. 

Ok, "Hiç kimse aynı gazete yazısı sebebiyle iki ayrı farklı gerekçeden cezalandırılamaz." diyerek savcılığın talebinin reddedileceğini düşündüğünü belirtti.

Mahkumiyet kararının ardından DW Türkçe'ye mülakat veren Deniz Yücel, "Bu karar her şeyden önce kanun dışı bir karar. Anayasa Mahkemesi'nin geçen sene verdiği kararını hiçe sayan bir karar, anayasaya da aykırı bir karar." diye konuşmuştu. 

Yücel, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) geçen yıl kendisi hakkında verdiği hak ihlali kararına işaret ederek, AYM’nin o kararında sadece tutuklanmasının kanuna aykırı olduğuna değil, ilaveten suç unsuru sayılan ve Die Welt gazetesinde yayımlanan bütün yazılarını tek tek inceledikten sonra tümünün basın özgürlüğü kapsamında değerlendirileceği hükmüne de vardığını söylemişti.

Deniz Yücel, yazdığı makale sebebiyle 14 Şubat 2017'de alınmış ve 27 Şubat'ta tutuklanmıştı. 

Yücel'in tutukluluğu Türkiye-Almanya arasında siyasi krize yol açmıştı. Yücel Almanya'nın diplomatik girişimleri sonucu 16 Şubat 2018'de tahliye edildikten sonra Almanya’ya dönmüştü.