Mustafa Koç, 1960 yılında dünyaya gözlerini açtığında birçoklarına göre şanslı bir çocuktu. Türkiye'nin ilk sanayicilerinden Vehbi Koç'un torunu olarak dünyaya gelmişti. Kaçınılmaz olarak da Hayatı çocukluktan itibaren iş dünyasının içinde şekillenmişti. Dede Vehbi Koç, disiplinli bir kişiliğe sahipti. Dedesinden babasına miras kalan bu özellik daha elinde oyuncak arabası ile oynarken iliklerine işlemişti. Türkiye'nin en zengin ailesinin üçüncü kuşak temsilcisiydi. Eğitimi de, özel yaşamı da, hobileri de ister istemez ona göre şekillendi.
1970'li yılların başında henüz daha on yaşında bir çocukken babası Rahmi Koç ile zoraki olarak gittiği İstanbul Maslak'taki golf sahasında oynayan tek çocuktu. Mustafa Bey sonradan o günü ‘sıkıcı' olarak tanımlamıştı. Lise yıllarında İsviçre'de yatılı okudu. Üniversite eğitimini 1984 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde tamamladı. George Washington Üniversitesi'nde işletme eğitimi aldı. Okulu bitirir bitirmez Türkiye'ye dönen Mustafa Koç, iş hayatına TOFAŞ'ta başladı. 2 yıl satış elemanı olarak çalıştı. Ardından çeşitli şirketlerde satış müdürlüğü ve satış genel müdür yardımcılığı yaptı.
TEMİZ SİYASET VE İÇ HUZUR HEPİMİZİN BEKLENTİSİ
Babası Rahmi Koç, şirketteki görevi ona bırakmaya karar verdiğinde herkesten önce bunu oğluyla paylaştı. Tarihler 4 Nisan 2003'ü gösterdiğinde Koç Holding'in dümenine geçti. Rahmi Bey, görevi Vehbi Koç'tan devraldığında babasından adeta bir danışman gibi istifade etmişti. Mustafa Bey de babasının izinden gitti ve Rahmi Bey'e sık sık her konuda danışmayı ihmal etmedi. Mensubu olduğu aile itibarıyla, yaptığı işler her zaman ilgi odağıydı. Fakat Türkiye ekonomisinin yaklaşık yüzde 10'unu oluşturan Koç Topluluğu'nun başına geçtikten sonra artık gözler, kulaklar ona daha da bir dikkat kesilmişti. Şirketi yönetmeye başladığı süreç diğer taraftan ülkenin de AK Parti ile birlikte yeni bir maceraya sürüklendiği dönemdi. Sık sık röportaj vermiyordu. Ama kritik dönemlerde suskun da kalmıyordu. Onun dile getirdikleri bir anlamda iş dünyasının ve Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu halet-i ruhiyeyi gözler önüne seriyordu. Mustafa Koç'un verdiği en kritik röportajlardan birisi hiç şüphe yok ki 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından sonra Hürriyet'e 2 Mart 2014'te verdiği röportajdı. Soruşturmalar ile birlikte Türkiye hızla bir kaosa doğru sürüklenirken Koç ailesi de, Mustafa Koç da iddiaların odağında yer alıyordu. Koç, röportajda kendisine sorulan sorulara samimiyetle cevap vermişti. Son yaşananlarla ilgili tarihe şu notları düşmüştü: “Bence bu yaşananlar çok üzücüdür. Bu yolsuzluk iddialarının aslı yoksa ispat edilmesi lazım. Varsa da kimler bunları yapmışsa sonuçlarına katlanmaları lazım. Hukukun üstünlüğünü esas alan bağımsız yargı ve güçler ayrılığı ilkeleri, temiz siyaset ve iç huzur benim de, bu ülkede yaşayan herkesin de en büyük beklentisidir.” Ayrıca, “Sizin şahsen Fethullah Gülen ile nasıl bir ilişkiniz var? Hiç görüştünüz mü?” sorusuna, “Ben Türk ekonomisinin neredeyse yüzde 10'unu oluşturan bir topluluğun yönetim kurulu başkanıyım. Hangi kulvardan olursa ülkemizde önemli ve etkili olan tüm isimlerle görüşebilirim ve görüşürüm. Bu da kimseyi ilgilendirmez. Bu bağlamda, ben kendisiyle görüştüm.” demişti.
ZAMAN