ESRA BÜYÜKCOMBAK
Akademisyen (Genetik ve Biyoloji Mühendisliği)
Etkileri devam eden depremin yaralarını şefkatle sarmaya çalışıyoruz. Sadece ülkemizde değil, tüm dünyada insani ve ahlaki bir yönelimle yardım faaliyetleri devam ediyor. Yardımlaşma duygusunun temelinde olan, şefkat, sevgi ve bağlanma hormonu olarak bilinen oksitosin hormonu bu yazımın konusu olacak.
Oksitosin hormonu; davranışları, sosyal bağlılığı ve bu sayede dayanışmaya dayalı huzuru arttıran hormondur. Daha dışa dönük, güvenilir, cömert ve fedakâr gibi pozitif kişilik özelliklerini de güçlendirir. Bütün bunları şefkatli empati yoluyla sağlar. Şefkatli empati demek çevrenizdekilerin gerçekten işine yarayacak yardımlarla destekte bulunabilmek ve acısını dindirebilmek için zahmete girmek demektir. Şefkat ve empati duygusu gelişmiş kişiler, özenlidir, naziktir ve anlamlı bağlar kurabilirler.
Oksitosin Nedir?
Beyindeki sinir hücrelerinin birbirlerine mesaj göndermelerine yardımcı olan oksitosin hormonu, beynin hipotalamus kısmında üretilir, hipofiz bezi tarafından salgılanır. Hipotalamus, oksitosinin üretilmesi için sinyaller gönderdiğinde, oksitosin ya kan dolaşımına ya da beynin ve omuriliğin diğer kısımlarına salınır. Oksitosin sinir hücrelerine bağlanır, başkalarına karşı nasıl hissettiğimizi ve davrandığımızı etkiler. Duygu durumlarının dengelenmesine yardımcı olarak olumlu hislerin gelişmesini teşvik eder ve merkezi sinir sisteminde kan dolaşımının düzenler.
Oksitosin Hormonu Nasıl Hissettirir?
Oksitosin hormonu, sevgi ve şefkat hissi ile ilişkilendirilen bir hormondur. Oksitosin hormonunun iyi bilinen en anlamlı ve güçlü bağ etkisi annelerdedir. Şefkat duygusuyla birlikte bebeklik dönemindeki süt salgısı artar. Oksitosin insanlar arasındaki duygusal bağı etkiler, sevgi ve sadakatte önemli rol oynayarak sosyal etkileşimi geliştirir. Hem fizyolojik hem de psikolojik etkileri çok önemli olan oksitosin hormonu, sevgi veya aşk hormonu olarak da bilinir.
Bu hormonun üretimi, empati ve şefkat hislerini artırarak, insanlar arasındaki yardımlaşma güdüsünü tetikler. Özellikle bu günlerde en çok ihtiyacımız olan, yardımlaşma ve dayanışma duygularını harekete geçirebilmemiz ve sürekliliğini sağlayabilmemizdir.
“Şefkat, insanı enginleştiren bir histir ve insan ancak şefkat sayesinde başkalarının sevinç, neşe ve huzurunu duyup anlayabilir… Anlar ve onların maruz kaldıkları olumsuzluklar karşısında sorumluluklarını tam hisseder. Şefkatin hâkim olduğu bir atmosferde sosyal münasebetler daha bir hızlı gelişir ve içtimaî dayanışma âdeta kendi kendine teessüs eder. Böyle bir toplumda herkes birbirini sevgiyle kucaklar. Fertler ve gruplar, aralarında gönül kazanma yarışı yaşarcasına birer rikkat ve samimiyet insanı hâline gelir. Böylece gönül bağları daha bir güçlenir ve işte o zaman başkaları için yaşamadaki o engin zevk de duyulmaya başlar.”
Oksitosin hormonu, stres hormonu olarak bilinen kortizol hormonu salınımını azaltır ve stresin neden olduğu olumsuz etkileri ortadan kaldırır. Bağışıklık sistemini güçlendiren ve iltihaplanmayı önleyen oksitosin hormonu bu sayede hastalıklarda iyileşme sürecini de hızlandırır. İyileşme sürecinin hızlanması gereken depremden etkilenenlere maddi, manevi sararak ve sarılarak destek olunabilir. Özellikle de depremden etkilenen çocukların sarılmaya daha çok ihtiyaç duyabileceklerini hatırlamak gerekir.
Yapılan çalışmalara göre, kucaklaşma kimyasalı olarak da bilinen oksitosin, sarılma esnasında artar ve kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır. Yaklaşık yirmi saniye süren sarılma kalp atışlarını yavaşlatır ve bu sayede acıyla hüznün de azalmasına yardımcı olur. Sevdiğimiz kişiye sımsıkı sarıldığımız zaman oksitosin hormonunun seviyesi gittikçe artar ve buna bağlı olarak da daha iyi ve huzurlu hissederiz. Bu etki sevginin ve şefkatin iyileştirici etkisini açıklayan durumdur.
Oksitosin Hormonu Nasıl Arttırılır?
Hipofiz bezlerinden oksitosin hormonunun gerekenden daha az salgılaması farklı sorunlara neden olabilir. Vicdan ve empatiden yoksun olmak, depresif bir ruh halinde olmak, anksiyete problemleri yaşamak, migren ataklarının artması, kaygılı ve mutsuz hissetmek, uykuya dalamamak veya sürekli uyanmak bu sorunlardan sadece birkaçıdır.
Sosyalleşmek, iyilik yapmak, evcil hayvan beslemek ve keyif alınan aktiviteleri yapmak oksitosin salınımını arttırır. Müzik dinlemek, gülümsemek, sevgi cümleleri kullanmak da oksitosin hormonunu teşvik eder ve zihin sağlığınızı olumlu etkiler. Aynı zamanda beslenme yoluyla vücuttaki bu hormon seviyesi arttırılabilir. Yumurta, süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, maydanoz, kekik, nane, dereotu, hurma, kuru yemişler, kırmızı biber, avokado, elma, muz ve çilek gibi meyveler tüketilebilir. Bu sayede oksitosin miktarında meydana gelen küçük bir artış bile, kişinin daha güler yüzlü, sevgi dolu, güvenilir, cömert, anlayışlı, paylaşımcı ve merhametli bir insan olmasını sağlar.
[email protected] Twitter:@esrabc