Saraybosna'da Pazar katliamının 30'uncu yılında izler hala taze

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Şubat 10 2024
BBC Sırpça servisinin 30'uncu yılında Saraybosna'daki Markale pazar yeri saldırısının görgü tanıklarıyla yaptığı görüşmeler, saldırıdan hayatta kalanların olanları tüm dehşetiyle hatırladığını gösteriyor.
"Şubat'tan nefret ediyorum."

66 yaşında Saraybosnalı Advija Mujaric bu birkaç kelimeyi söylerken sesindeki yoğun acı ve dehşet hissediliyor.

30 yıl önce, 5 Şubat 1994'te, eski Yugoslavya topraklarındaki en ağır savaş suçlarından birinin yaşandığı Markale pazar yerindeki saldırıda ağır yaralanmıştı.

BBC Sırpça'ya konuşan Mujaric, "Benim için 5 Şubat her şeyi yok etti. Yaşamım alt üst oldu, bütün ailem yok edildi" diyor.

Saraybosna pazar yerine o gün alışveriş yapmak için giden 68 kişi saldırıda öldürüldü ve 142 kişi yaralandı.

Aynı pazar yerine 28 Ağustos 1995'te yapılan ikinci bir saldırıda da 37 kişi öldü ve 90 kişi yaralandı.

Saldırıların doğrudan faili bulunamadı ancak Markale farklı mahkeme kararlarına konu oldu.

Saraybosna'da yıllar süren ve 10 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği kuşatmayı yöneten Sırp ordusunun Saraybosna-Romanya Kolordu Komutanı Stanislav Galic, 2006 yılında Markale'nin bombalanması dahil farklı suçlardan ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

Çatışma nasıl başladı?

1980'lerin sonundaki siyasi kriz, eski Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti'nde (SFRJ) hızla çatışmaları tetikledi.

Önce Slovenya, sonra çatışmaların başladığı Hırvatistan bağımsızlığını ilan etti ve ardından Bosna-Hersek'e sıçradı; burada en güçlü ivmeyi kazandı.

Saraybosna kuşatması çok geçmeden başladı.

Bundan sonraki üç buçuk yıl boyunca 250 binden fazla insan, Sırp ordusunun bombardımanı ve keskin nişancı saldırılarının altında yaşayacaktı.

Hayat, elektrik ve ısınma olmadan, yiyecek ve su sıkıntısı içinde devam etti.

Markale

71 yaşındaki Amra Kihic, BBC'ye, "Büyük açlık vardı. Salam, tereyağı, kremanın neye benzediğini yıllar içinde unuttum" diyor.

Ve bu ortamda Markale pazarının önemini şöyle anlatıyor:

"Burası yaşamın kaynağıydı, para bile yoktu, herhangi bir şey için sadece takas vardı.

"Kıyafetler, ayakkabılar, insani

Bu haberler de ilginizi çekebilir