Saray topyekûn saldırıya geçti: Her kesime operasyon furyası

Siyasetçisinden avukatına, belediye başkanından sanatçısına dek her kesime operasyon furyası başlatıldı. Kriminalize etmeye çalıştıkları Gezi Direnişi bir “yargı sopası” haline getirilirken topluma gözdağı verildi.

SHABER3.COM

Toplumsal rızayı alma şansı kalmadığını anlayan Saray yönetimi tüm tuşlara bastı. Siyasetçisinden sanatçısına, avukatından belediye başkanına dek önünde engel gördüğü tüm kesimlere yönelik kapsamlı bir hamlenin kapısını açıtı. Yargı sopası bir kez daha ele alınırken son operasyon Gezi Direnişi bahanesiyle kültür sanat camiasına yapıldı.

BirGün'de yer alan habere göre Menajer Ayşe Barım hakkında Gezi Parkı eylemlerine iştirak ettiğine dair yazılı ve görsel basında yer alan iddialar sebebiyle re'sen soruşturma başlatıldı. Barım, 'Türkiye Cumhuriyeti'ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme' suçlamasıyla gözaltına alındı.

AMAÇLARI TOPLUMU TAMAMEN SİNDİRMEK

Soruşturma kapsamında yapılan araştırmalarda, firari sanık Mehmet Ali Alabora'nın bir başka kişiyle yaptığı tape görüşmesinin içeriğinde, Gezi Parkı odaklı olaylarda sanatçılara Gezi Parkı'nda bildiri yayınlanması konusunda fikir alışverişinin yapıldığı ve hayata geçirildiği iddia edildi. Barım'ın, Gezi Davası'nın sanıklarından Osman Kavala, Çiğdem Utku Mater ve Mehmet Ali Alabora'yla olaylarla ilgili yoğun iletişiminin olduğu, menajerliğini yaptığı sanatçıları Gezi Direnişi'nin başlangıç tarihi olan 2013'te olaylara katılması için yönlendirmeler yaptığı, kendisinin de bu oyuncularla olaylara katıldığı öne sürüldü. Ayrıca soruşturma kapsamında oyuncu Rıza Kocaoğlu ve Mehmet Günsür de ifade için İstanbul Adalet Sarayı'na getirilerek burada ifadeleri alındı. Gözaltılara sosyal medyadan tepki yağdı. Demokratik kitle örgütleri, “Tek adamın karanlığına teslim olmayan milyonlarız” denildi. Oyuncu  Levent Üzümcü ise "Bizler hayatı çarçur edilecek insanlar değiliz" dedi.

İktidarın başlattığı operasyonları değerlendiren gazeteci, film eleştirmeni Şenay Aydemir şu ifadeleri kullandı: “Bu sürecin birçok ayağı var.  İktidar, milyar dolarlık dizi sektörüne müdahil olmak ve çizgi çekmek istiyor. Oyuncuların Gezi olayıyla bağlantılı ifadeye çağrılması tamamen siyasi bir durum. Rejim, toplumdan kazanamadığı rızayı zorla inşa etmeye çalışıyor. Nasıl barolara yaptıysa, gazetecilere yaptıysa, meslek odalarına yaptıysa burada da bunu yapmaya çalışıyor.  Kamuoyunda etkili olan ve toplumsal politikalarda davranış alan figürlere sınır çizmek istiyor. Gezi davası aslında hukuki bir süreç değildi; bu, tamamen siyasiydi. Bugün, zayıf halkalar hedef alınıp adım adım ilerleyen bir süreç işletiliyor. Popüler kültür çizgi çekimi için, güçlü ve etkili isimler üzerinden toplumu korkutmak ve sindirmek istiyorlar.”
Gezi'ye katılan sanatçılar iktidarın hedefinde.

İDDİALAR YALANLANMIŞTI

Sektörde tekelleşmeye neden olduğu iddialarıyla gündeme gelen ID İletişim'in kurucu ortağı Ayşe Barım ile ilgili 10 Ocak'ta başlatılan soruşturmadan bugüne kadar çok sayıda gelişme yaşanmıştı. TV100 yazarı Fuat Uğur, Eylül 2024'teki yazısında Rekabet Kurumu'nun bazı yapım şirketleri ve ajanslara "kartelleşme ve piyasadaki hakimiyetlerini kötüye kullanma" gerekçesiyle baskın yapılacağını yazmıştı. Uğur, "TV kanallarında ve dijital platformlarda hep aynı isimlerin oynadığını, bir mafya sistematiği" olduğunu iddia etmişti.

ID İletişim, yaptığı açıklamada bu söylentileri yalanlayarak, iddiaları yargıya taşıdığını duyurmuştu. Ayşe Barım hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 13 Ocak'ta yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Oyuncu Serenay Sarıkaya, Ayşe Barım hakkında başlatılan soruşturma kapsamında "tanık" sıfatıyla 16 Ocak'ta ifade verdi. Oyuncu Deniz Işın'ın, Ayşe Barım hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 21 Ocak'ta "mağdur" sıfatıyla ifadesi alındı. Oyuncu Işın, yer aldığı projeden Ayşe Barım tarafından cebir ve tehdit kullanılarak veya hukuka aykırı şekilde çıkarılmadığını iddia ederek, diğer arkadaşlarının da bu şekilde çıkarıldığına şahit olmadığını kaydetti.

HER KESİME YÖNELİK OPERASYON FURYASI

Toplumun tüm kesinlerine yönelik topyekun saldırıya geçen Saray yönetiminin baskıları yalnızca sanat camiasına yönelik değil. Son bir ayda yaşananlar şöyle:

Belediyeler: CHP’li Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasının ardından Beşiktaş Belediyesi’ne yönelik de yolsuzluk operasyonu kapsamında Belediye Başkanı Rıza Akpolat tutuklandı. DEM Partili Akdeniz Belediyesi’nin eş başkanları da tutuklanırken belediyeye kayyım atandı.

Siyasi Partiler: Ezilenlerin Sosyalist Partisi üyeleri İstanbul, İzmir, Ankara, Eskişehir, Yalova ve Diyarbakır’da yapılan ev baskınlarında gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar dün adliyeye sevk edilirken Ankara ve Bodrum’da gözaltılar protesto edildi. ESP, SKM ve SGDF'ye yönelik gözaltı saldırılarının AKP-MHP faşist iktidarının yeni bir saldırı dalgası olduğu belirtilen açıklamada, "SGDF devrimci demokratik bir örgüt olduğu ve gençlerin geleceğine sahip çıkan, halkların eşitliğini savunan bir örgüttür" denildi. Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçundan tutuklandı.

Avukatlar: İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile Yönetim Kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar’ın görevlerine son verilmesi ve seçim yapılması talebiyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldı. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Fırat Epözdemir de önceki gün gözaltına alındı. Epözdemir’in 2024'te takipsizlikle kapanan bir soruşturma kapsamında gözaltına alındığı ortaya çıktı. Avukat Fırat Epözdemir’in gözaltına alınmasına tepki gösteren avukatlar dün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. 78 baronun toplu açıklamasında “Biz, imzacı barolar olarak adaletin herkese eşit ve tarafsız şekilde işlemesinin, hukukun üstünlüğünün ve demokrasinin korunması adına vazgeçilmez olduğunu hatırlatıyoruz. Hemen her gün adliyede, baroda görevinin başında olan meslektaşımızın, ifadeye davet edilebilecekken gözaltı işlemine maruz bırakılması, evi ve ofisinin hukuksuz şekilde aranması meselenin daha baştan hukuk dışılığını açıkça ortaya koymaktadır" denildi.
Caption

Kitlesel tutuklamalar: Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Saray’da Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni açıkladı. Avrupa Birliği'ne (AB) uyum süreci kapsamında yargıda yapmayı düşündüğü değişikliklere ilişkin kriterleri açıkladığı belgelerin dördüncüsü, tutuklama kararlarına yönelik yeni düzenlemeyi de içeriyor. Dördüncü Yargı Reformu Strateji Belgesi'ne göre, 'yeniden suç işleyeceği şüphesi' ve 'kamu düzenini bozma' gerekçesiyle tutuklama yasağı olan suçları işleyenlerin de cezaevine girmesi öngörülüyor.
<< Önceki Haber Saray topyekûn saldırıya geçti: Her kesime operasyon furyası Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER