International Journalists Association E.V. (IJA) baskı ve hapis cezaları nedeniyle Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan gazeteciler tarafından Almanya’da kurulan bir dernek.
Derneğe üye gazetecilerin neredeyse tamamı Almanya’da mülteci konumunda. Bold Medya Youtube kanalı derneğin en önemli faaliyetlerinden biri.
İki yılda 250 bin aboneye ulaşan kanal, bağımsız gazetecilere Youtube üzerinden mesleklerini sürdürme imkanı veriyor. Kanalın tüm çalışanları ve gönüllü olarak destek verenler Almanya’da.
2019 yılından beri Türkiye’de yasaklı olan kanal, Aralık ayı ortasında kapatıldı ve artık Youtube platformunda görülemiyor. Erdoğan rejimi Bold Medya’yı, Youtube’un telif kurallarını kullanarak kapattırdı. Kanalın yönetici editörlerinden Fatih Akalan, kamu yayıncılığı yaptıklarını, Erdoğan Rejiminin Youtube’un kurallarını istismar ederek hileli bir sansür yöntemi kullanmaya başladığını söylüyor.
Almanya’da yaşayan bilişim uzmanı Yasin Kesen, Youtube kurallarının istismar edilerek, Youtube’un da sansürlenmesinde, Youtube Türkiye ofisindeki bazı üst düzey yöneticilere işaret ediyor ve Erdoğan Rejimiyle birlikte çalıştıklarını, en azından Erdoğan’ın yaptıklarını görmezden geldiklerini söylüyor.
ERDOĞAN ALMANYA’DAKİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ YOK EDİYOR
IJA Genel Sekreteri Mustafa Kılıç, Türkiye’de sansürün neredeyse kanıksandığını ancak durumun artık daha ciddi olduğunu söylüyor:
„Erdoğan ilk kez Avrupa’dan yayın yapan bir Youtube kanalını kapatmış oldu. Erdoğan’ın uzun kollarının farklı faaliyetlerinin Avrupa’da özellikle de Almanya’da olduğu zaten biliniyor. Ancak artık Erdoğan’ın Almanya’dan yayın yapan bir Youtube haber kanalını da kapattırabildiğini gördük. Bunun Deutche Welle’nin Türkçe yayın yapan Youtube kanalını kapattırmasından farkı yok. Dernek üyelerimiz Türkiye’de ifade özgürlüğü yok edilmiş gazeteciler. Şimdi Almanya’da da ifade özgürlüğümüzün yok edildiğini görmek çok korkutucu.”
YOUTUBE TÜRKİYE OFİSİNİN TUTUMU
Bilişim Uzmanı Yasin Kesen, Erdoğan’ın Türkiye’de yaygın olarak uyguladığı sansür sisteminin Youtube’a sıçramasını ve Avrupa’dan yayın yapan kuruluşlara kadar ulaşmasını Youtube’un Türkiye ofisinin tutumuna bağlıyor:
“Youtube’un büyük prodüksiyon şirketleri, televizyon kanalları ve çok yüksek sayıda içerik üreten yayıncı kuruluşlara verdiği Content Management System (CMS) hakkı var. Türkiye’de bu hakka sahip olan yaklaşık 20 kuruluştan biri de devlet televizyonu TRT.
CMS hakkı olan kuruluşlara Youtube, telif hakkı ihlali durumunda bir videoyu doğrudan take down etme ve üç telif hakkı ihlali bildiriminde kanalı kapattırma hakkı veriyor. Bu Youtube’un büyük kuruluşlara güvene dayalı olarak verdiği çok önemli bir ayrıcalık.
TRT bu hakkı suiistimal ediyor. Tamamen Erdoğan’ın kontrolündeki TRT, Tayyip Erdoğan’ın hoşuna gitmeyen videoları, “telif hakkı bende” diyerek siliyor. Ardından üç defa telif hakkı bildirimi yaparak da kanalı kapatıyor.
Ancak gerçekte silinen videolar TRT’ye ait değil. TRT bu videolar üzerinde hiçbir telif hakkı yok. Ancak Youtube’un verdiği bu ayrıcalığı suiistimal ediyor. TRT bunu 4.5 yıldır sıklıkla yapıyor. CMS hakkı suiistimal edildiğinde ve bu üç kez yapıldığında bu hak iptal edilmeli. TRT bugüne kadar bu istismarı yüzlerce kez yaptı. Youtube’un Türkiye ofisi TRT’nin CMS panelini kapatmıyor. Youtube kendi sistemini sansür için Erdoğan’a kullandırmış oluyor. Ve şimdi bu Türkiye sınırlarının dışına taştı. Dünyanın başka yerlerindeki ifade özgürlüğüne de Erdoğan, TRT üzerinden müdahale eder duruma geldi.
Youtube’un Türkiye ofisine bu durum defalarca bildirildi. Bu konudaki çağrılara Youtube Türkiye ofisi ne e-mail ne telefonla cevap vermiyor. Özellikle son beş yıldır baskı nedeniyle Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmış ve sürgünde yaşayan gazeteci, sanatçı, oyuncu gibi muhalif insanlar dünyanın değişik yerlerindeki yaptıkları çalışmalar, Youtube’un Türkiye ofisinin TRT’ye boyun eğmesi nedeniyle Youtube’dan silinerek yok ediliyor, kanalları kapatılıyor.”
ERDOĞAN’LA ÇIKAR İLİŞKİLERİ OLABİLİR
Kesen, Youtube Türkiye ofisinin Youtube’un küresel çaptaki özgürlükçü tutumuna ve marka değerine büyük zarar verdiğini ve bunun yerel çalışanların çıkar ilişkisi nedeniyle olabileceğini belirtiyor:
“Youtube Türkiye ofisi çalışanları ile Erdoğan rejimi arasında çıkar ilişkisi olabilir. Türkiye’de uygulanan sansür inanılır gibi değil ve Youtube’un sözleşmesinde yer alan özgürlükçü maddelere tamamen ters. Telif hakkı çok önemli konu. Kimse ihlal edemez. Ancak Türkiye’de hiçbir hükmü yok. Youtube da bunların hiçbirine ses çıkarmadan boyun eğip Erdoğan’ın emrinde her istediklerini yapar hale gelmiş durumda.”
SİLİNEN VİDEOLAR TRT VİDEOLARIYLA KESİNLİKLE EŞLEŞMİYOR
Kesen, TRT’nin telif hakkı ihlali nedeniyle sildiği videoların, TRT’ye ait videolarla eşleşmediğini, Youtube Türkiye ofisinin bunu fark etmemiş olmasının mümkün olmadığını sözlerine ekliyor:
“TRT, Erdoğan rejiminin hoşuna gitmeyen videonun linkini ve kendisine ait herhangi bir videonun linkini koyup, “bu benim videom” diye Youtube paneline ekleyip otomatik olarak siliyor. Örnek olaylara baktığımızda, iki videoyu çıplak gözle izlediğimizde birbiriyle hiçbir biçimde eşleşmeyen videolar görüyoruz. Ama TRT otomatik olarak CMS sistemi sayesinde “take down” butonuna basarak. Videoyu indiriyor. Youtube Türkiye ofisinin bunu görmemesi, fark etmemesi imkansız. Ancak Erdoğan rejimiyle bir işbirliği söz konusu. Ve bireysel Youtuberlar, gazeteciler, sanatçılar, muhaliflerin ya da TRT’ye göre daha küçük olan kanalların ifade özgürlükleri yok ediliyor.”
NETWORK YAZILIM ÖRNEĞİ
Yasin Kesen, Youtube Türkiye ofisinin Youtube’un verdiği avantajları istismar ettiğine başka bir somut örnek de veriyor ve çıkar ilişkisine dikkat çekiyor:
“CMS hakkı normalde sadece prodüksiyon şirketlerine, televizyon kanallarına verilen bir hak. Ancak Türkiye’deki Youtube ofisi bu sektörlerle hiçbir ilgisi olmayan Network yazılım isimli bir şirkete bu hakkı verdi. Bu şirket içerik üreten bir şirket değil bir bilgisayar yazılım firması. Network Yazılım, Türkiye’de çıkış yapan, trendlere giren videoları inceliyor ve bu videolar eğer kurumsal değilse, bireysel Youtube üreticilerinin yaptığı içeriklerse, bu videolara telif atıyor. Ve CMS hakkı nedeniyle bu videoların tüm reklam gelirleri Network Yazılım’a akmaya başlıyor. Özellikle özgür çalışan bağımsız çalışan Youtuberların başının belası durumda. Youtube Türkiye ofisi, Network Yazılım’ın bu telif hakkı dolandırıcılığıyla ilgili yapılan şikayetlerin hiçbirini dikkate almadı. Bu durumda Youtube Türkiye ofisi çalışanları ile Network Yazılım arasında bir çıkar ilişkisi olduğu düşüncesi doğuyor. Çünkü Youtube’un asıl koruması gereken içerik üreticiler. Youtube’un Amerika’daki merkezi, kendi şirketinin itibarını Türkiye’deki ofisinin eline bırakmış durumda ve itibarı yerlerde.”