Olayın takipçisi olacaklarını söyleyen Av. Delebe, yaşanan olayda emniyet zafiyetinin olduğunu belirtti.

Şanlıurfa’da hala gergin bir ortam olduğunu ve insanların iyice gerildiğini söyleyen Av. Delebe; “Şanlıurfa gergin bir ortamda, tabiri caizse diken üzerinde çünkü bu patlama bir anlamda Urfa’nın kalbinde gerçekleşti. Urfa bu tür olayları en başından beri çok sıcak bir şekilde hisseden bir yer. Hem Suruç’ta meydana gelen olay hem de Ceylanpınar’da gerçekleşen olay nedeniyle gerginlik iyice arttı” dedi.

“Başka olayların başka patlamalarının meydana gelmesinden endişe ediliyor” diyen Av. Delebe, şöyle devam etti: “Halkta bu yönde bir korku var. Diğer taraftan, Akçakale’den Türkiye’ye sığınmacıların geldiği günlerde bol miktarda IŞİD üyesinin de ülkeye girdiği ifade ediliyor. Bu bakımdan Allah korusun başka yerlerde de bu tür patlamalar meydana gelebilir. Güvenlik güçlerinin ve istihbaratçıların çok dikkatli olması gerekiyor. Umarız daha başka üzücü olaylar meydana gelmez.”

Olayın takipçisi olacaklarını söyleyen Av. Delebe, nasıl bir eylem planı izleyeceklerini şu cümlelerle anlattı:

“Biz bütün Bölge Baroları adına ihmali bulunanların, dikkat ve özen göstermeyenlerin aleyhinde bir kamu davası açmayı düşünüyoruz. Şikayet ve suç duyurusunda bulunacağız. Gerçekten de burada güvenlik zaafiyeti vardı. Normal koşullarda insanlar bir araya geldiği zaman, basın açıklaması yapacakları zaman güvenlik güçleri tedbir alır, kamera kaydı yapar, hatta üst baş araması yapılabilir. Fakat burada buna benzer bir güvenlik tedbiri uygulanmamıştır. İstihbarat zaafiyeti var. Türkiye’de 300’den fazla öğrencinin aktivistin Suruç’a geleceği de biliniyordu, gerekli istihbari tedbirlerin alınması gerekiyordu. Hem güvenlik hem de istihbarat anlamında önlem alınmadığı söylenebilir.”

Şanlıurfa Emniyet Müdürü Eyüp Pınarbaşı’nın, "İlimizin plaka tanıma sistemi abilerinden aldığı talimatla kapatılarak asayiş ve terör olayları tırmandırılmaya çalışılmıştır" ifadelerini de yorumlayan Şanlıurfa Baro Başkanı Av. Hikmet Delebe; “Bu çok uçuk bir iddia. Bunu kabul etmek doğru diye değerlendirmek mümkün değil. Her ne olursa olsun; güvenlik kameraları, MOBESE ve diğer tedbirler emniyetten sorulur. Emniyet kendi eksikliğini kendi zafiyetini -dikkatleri başka yöne çekmek suretiyle- ortadan kaldırmaya çalışmasın! Bu yaklaşımı ben doğru bir yaklaşım olarak bulmuyorum” dedi.

İsmail ÇOLAK / BAROTÜRK