Prof. Dr. Ercan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1999
Marmara Depremi'nin,
Düzce Kaynaşlı'dan İzmit'e kadar uzanan 150 kilometrelik alanı kapsayan
Sakarya çukurunda fay hattı zamanında kırılmadığı için yaşandığını belirtti.
Sakarya çukurunda aynı büyüklükte bir
depremin olabilmesi için 500 yıl daha beklemek gerektiğini bildiren Prof. Dr. Ercan, şunları kaydetti:
''
Marmara Depremi, düzenin dışına çıktı.
Fay hattı daha
erken kırılabilseydi, 7-7,2'lik bir depremle atlatılabilecekti. Bu bölgede her 500 yılda bir bu büyüklükte deprem gerçekleşir. Dolayısıyla Marmara Depremi o dönemin içine girdi.
Gölcük Depremi için 1982 yılında benim beklentim 7,5'ti. Hatta bunu
Bilim ve Teknik Dergisi yayınlamıştı. Aşağı yukarı beklediğim büyüklükte oldu, benim hesabıma da uyuyor.''
-''SAKARYA ÇUKURU İSTANBUL DEPREMİNİ GECİKTİRİYOR''-
Türkiye Jeofizik Kurumu
Onursal Başkanı Prof. Dr. Ercan, Sakarya Çukuru'ndaki fay hatlarının çabuk kırıldığını, bu nedenle bölgedeki fay hatlarının fazla enerji birikimi yapamadığını söyledi.
Sakarya Çukuru'nda Marmara Depremi gibi bir depremin 2225 yılından önce gerçekleşeceğini düşünmediğini belirten Prof. Dr. Ercan, şöyle dedi:
''
Enerji Birikim Boşalma Yöntemi'ne göre, ilk depremin Sakarya çukurunda 14 yıl sonra olması gerekiyor. En erken deprem beklentisi 14 yıldır. Bu değer de 2013 yılına denk geliyor. Sakarya Çukuru'nda 7,6'lık bir depremin olabilmesi için 2055 yılına kadar, 7,2'lik depremlerin bu arada hiç olmaması gerekiyor. Dolayısıyla Sakarya çukuru için 30 yıl beklemek gibi bir olay söz konusu değil. Sakarya Çukuru çok fazla patladığı için fazla enerji birikimi yapamıyor. Birikiyor ve 'pat' diye patlıyor. O kadar çabuk patlıyor ki
İstanbul'un depremini sürekli olarak geciktiriyor. O nedenle Sakarya Çukuru'nda 7 ile 25 yılda bir büyük deprem gözükür. İstanbul'da bu olay 30 ile 100 yıla çıkar. İstanbul'un depreme geç yakalanmasının nedeni de Sakarya Çukuru'nun
emniyet subapı görmesidir.''
-KÜMESEL DEPREMLERİN SIKLIĞI-
Sakarya Çukuru'nda kümesel depremlerin çok fazla olduğunu kaydeden Prof. Dr.
Ahmet Ercan, şunları söyledi:
''Marmara Depremi'nden sonra herkes 'İstanbul'da deprem olacak' derken, ben 'Düzce'de deprem olacak' dedim. Çünkü çok kişilikli deprem bunlar. Ana depremden sonra artçı depremler
batı yerine doğuya kayıyor.
Mehter takımı gibi gidiyor. Göçün tersinde hareket ediyor. Artçı büyük depremler doğuda oluyor, Marmara Depremi'nden sonra Düzce Depremi'nin olması gibi. Biliyorsunuz Marmara Depremi'nden sonra bilim adamları ikiye ayrılmıştı. Kimisi İstanbul'da kimisi de doğuda olacağını söylüyordu. Ben doğusunda olacağını söylemiştim. Nitekim de öyle oldu.''
İnsanlara 'kırık geliyor, kırık gidiyor, çok büyük olacak' gibi korku yaymak yerine, gerekli önlemlerin alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ercan, şöyle konuştu:
''Bu zaman aralığını iyi kullanarak, yapılarımızı sağlam yerde, sağlam biçimde yapalım. Vermek istediğimiz ana uyarı budur. Bu konuda
halkın aslında yöneticilere de yardımcı olması gerekiyor. Dağ başında ev yapmışlar demeyecekler, oraya göçecekler. Çünkü Sakarya geçmişte bu depremleri yaşadığı gibi gelecekte de yaşayacaktır.
Bilim adamları olarak bizim yaptığımız açıklamalar ancak halk ile belediyelerin uyum içinde olmasıyla iyi sonuca varabilir. Diğer türlü açıklamalarımız havada kalabilir. Sakarya'da zaten iyi şeyler yapılıyor. Bölgeyi gözlemledim, yapılaşma gayet iyi. Dağlara doğru yapılaşma yapılıyor. zaten. Sakarya'nın şu anda depreme hazırlığını iyi buluyorum. Tabi detaylı bir şekilde mahalle mahalle inceleyemedim, o da zaten mümkün değil. Yeni atılımların olumlu olduğu kanısındayım.''