17/25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası devletin tüm kurumlarını atama ve ihraçlarla değiştiren iktidarın bu kez hedefinde yüksek yargı var. Daimi üyelikleri bulunması sebebiyle Yargıtay ve Danıştay bünyesine eski üyeler ayrılmadan yenisini atayamayan siyasi irade, önündeki bu engeli kaldırmak için yüksek yargıyı yeniden dizayn eden bir düzenleme hazırladı. Söz konusu düzenlemeyle Yargıtay ve Danıştay üyelerinin tamamının görevine son verilecek. Ardından uygun görülen isimler tekrar Yargıtay ve Danıştay’a atanacak.
‘Yargı ile bu denli oynanamaz’
‘Olağanüstü dönemler olağanüstü çareler gerektirir’ denilerek anti demokratik uygulamaların olağanlaştırılamayacağını kaydeden Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, “Yargı ile bu denli oynanamaz. Elbette yargı teşkilatı içinde devlet dışı bir hiyerarşi yapılanma kabul edilemez. Ancak bununla mücadele ediyorum diye yüksek mahkemeleri tamamen siyasi iktidarın istediği kişilerle donatmak da aynı derecede sakıncalıdır. Böyle bir durumda, yargı gücü de bir tek kişinin elinde toplanmış olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Anayasa ve hukuk devletinin özüne aykırı
Yasa tasarısının Anayasa’ya uygunluk kaygısı taşınmadan hazırlandığını belirten Barolar Birliği Başkanı, düzenleme ile mevcut üyeliklerin sona erdirilerek Yargıtay ve Danıştay’ın sıfırdan yeniden yapılanmasının istendiğini belirtti. Yargıtay ve Danıştay üyeliklerinin yaş haddi doluncaya kadar devam ettiğini hatırlatan Feyzioğlu, “Şu halde, gündeme alınan kanun tasarısı Anayasa’nın Yargıtay ve Danıştay üyeliklerini düzenleyen maddesine ve hukuk devletinin özüne aykırıdır.” şeklinde konuştu.
‘Anayasal yargıç güvencesine aykırı’
Hukukun bağımsızlığını alenen tehdit altına bu düzenlemeye hukukçular da tepkili. Yargıçlar Sendikası’ndan Hakim Nuh Köse düzenleme hakkında, “Hükümet, Yargıtay üye sayısını 516 dan 300 e indiriyor. Başkan, başsavcı, başsavcı vekili ve daire başkanlarına dokunulmuyor. Kriter belirsiz. Yargıtay ve Danıştay üyelerinin yasa ile azli anayasal yargıç güvencesine aykırıdır. Aksi halde her güçlü iktidarın azil hakkı olur. İktidarların azil tehdidi altındaki yüksek yargıç güvencesizdir; yürütmeden bağımsız karar veremez.” ifadelerini kullandı. Sosyal medya hesabı üzerinden değerlendirmelerde bulunan Hakim Köse, “Yargıtay ve Danıştay için hazırlanan azil yasası yalnızca cemaate yakın isimleri değil, 2010 öncesinden kalan bir çok üyeyi de kapsayacak.” ikazında da bulundu.
‘Yargıtay ve Danıştay’ı dikensiz gül bahçesi haline getirecekler’
Yargının yeniden dizaynı hakkında basına açıklamalarda bulunan Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Murat Arslan, düzenlemenin yargıda muhalifleri tasfiye hamlesi olduğunu kaydetti. Arslan açıklamasında, “Yargıtay ve Danıştay üyelerinin tümünün görevlerini bir anda kanunla sona erdirip, daha sonra kendi uygun gördüklerini tekrar atama yapacaklar. Yargıtay ve Danıştay’ı tamamen dikensiz gül bahçesi haline getirecekler. Yargıtay ve Danıştay üyeleri için anayasada ayrı bir statü öngörülmüş. Bu, üyeliğin tasfiyesi açısından da anayasaya aykırıdır.” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Yeni Hayat Gazetesi