Şahin Alpay: Demokrasiyi hak ediyor muyuz? Bunun cevabını öğreneceğiz
⏱ Okuma Süresi 3 dk•Yayınlanma Perşembe, Ekim 29 2015
İpek – Koza Holding'e el koyma kararının anayasayla güven altına alınmış olan en temel demokratik haklara; mülkiyet hakkına ve girişim özgürlüğüne, ifade ve basın özgürlüğüne indirilmiş bir darbe olduğu; sadece muhalif görüşleri susturmaya değil, iktidarın dümen suyundan gitmeyi reddeden işadamlarını da yola getirme amacını güttüğü herkesin görebileceği kadar açık bir durum.

(...)
İpek – Koza Holding'e el koyma kararının anayasayla güven altına alınmış olan en temel demokratik haklara; mülkiyet hakkına ve girişim özgürlüğüne, ifade ve basın özgürlüğüne indirilmiş bir darbe olduğu; sadece muhalif görüşleri susturmaya değil, iktidarın dümen suyundan gitmeyi reddeden işadamlarını da yola getirme amacını güttüğü herkesin görebileceği kadar açık bir durum. Ne yazık ki, hukuk sürecini izleyerek, anayasayı delik deşik eden bu kararın düzeltilmesi yolu da kapalı görünüyor. Zira, el koyma kararı, bizzat dönemin başbakanı tarafından “paralel yapı”yla mücadeleyi yürütecek “proje mahkemeler” olarak (yani tek – parti döneminin İstiklal Mahkemeleri ve 27 Mayıs darbesinin Yassıada mahkemeleri gibi, adil bir yargılama yapmak için değil mahkum etmek için) kuruldukları açıkça itiraf edilen Sulh Ceza Hakimlikleri'nin kararlarına yapılan itirazlar, bir kapalı devre sistem içinde, diğer sulh ceza hakimlikleri tarafından inceleniyor.
Ve ne acıdır ki, bütün saygın anayasa hukukçularımızın hukuk devleti ilkeleriyle çeliştiğini ilan ettiği Sulh Ceza Hakimlikleri, Anayasa Mahkemesi çoğunluğu tarafından Anayasa'ya uygun bulundu. (Bu mahkemelerin hukuk devleti açısından ne büyük bir cinayet olduğunun açıklaması için bkz: Prof. Dr. Kemal Gözler, “Sulh Ceza Hakimlikleri ve Tabii Hakim İlkesi,”Yaşananlar gösteriyor ki, Türkiye'nin iki yüzyıla uzanan hukuk devleti ve demokrasi tecrübesi, çetin bir sınavdan geçiyor. AKP'nin yeniden tek başına iktidarı elde edip edemeyeceğini gösterecek olan 1 Kasım seçimleri, bu sınavda önemli bir aşama olacak. Ne var ki sınavda asıl belirleyici, demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve farklılığa saygının yerleşmesini isteyen siyasilerin, kanaat önderlerinin, toplum kesimlerinin bu yolda verecekleri kararlı ve sabırlı mücadele olacak. Askere dayalı otoriterliğe karşı hukuk ve meşruiyet içinde verilen mücadele kazanıldı. Şimdi sıra halka, sandığa dayandığı iddiası çökmekte olan sivil otoriterliğe karşı mücadelenin kazanılmasında. Demokrasiyi hak ediyor muyuz? Bunun c
İpek – Koza Holding'e el koyma kararının anayasayla güven altına alınmış olan en temel demokratik haklara; mülkiyet hakkına ve girişim özgürlüğüne, ifade ve basın özgürlüğüne indirilmiş bir darbe olduğu; sadece muhalif görüşleri susturmaya değil, iktidarın dümen suyundan gitmeyi reddeden işadamlarını da yola getirme amacını güttüğü herkesin görebileceği kadar açık bir durum. Ne yazık ki, hukuk sürecini izleyerek, anayasayı delik deşik eden bu kararın düzeltilmesi yolu da kapalı görünüyor. Zira, el koyma kararı, bizzat dönemin başbakanı tarafından “paralel yapı”yla mücadeleyi yürütecek “proje mahkemeler” olarak (yani tek – parti döneminin İstiklal Mahkemeleri ve 27 Mayıs darbesinin Yassıada mahkemeleri gibi, adil bir yargılama yapmak için değil mahkum etmek için) kuruldukları açıkça itiraf edilen Sulh Ceza Hakimlikleri'nin kararlarına yapılan itirazlar, bir kapalı devre sistem içinde, diğer sulh ceza hakimlikleri tarafından inceleniyor.
Ve ne acıdır ki, bütün saygın anayasa hukukçularımızın hukuk devleti ilkeleriyle çeliştiğini ilan ettiği Sulh Ceza Hakimlikleri, Anayasa Mahkemesi çoğunluğu tarafından Anayasa'ya uygun bulundu. (Bu mahkemelerin hukuk devleti açısından ne büyük bir cinayet olduğunun açıklaması için bkz: Prof. Dr. Kemal Gözler, “Sulh Ceza Hakimlikleri ve Tabii Hakim İlkesi,”Yaşananlar gösteriyor ki, Türkiye'nin iki yüzyıla uzanan hukuk devleti ve demokrasi tecrübesi, çetin bir sınavdan geçiyor. AKP'nin yeniden tek başına iktidarı elde edip edemeyeceğini gösterecek olan 1 Kasım seçimleri, bu sınavda önemli bir aşama olacak. Ne var ki sınavda asıl belirleyici, demokrasi, hukuk devleti, insan hakları ve farklılığa saygının yerleşmesini isteyen siyasilerin, kanaat önderlerinin, toplum kesimlerinin bu yolda verecekleri kararlı ve sabırlı mücadele olacak. Askere dayalı otoriterliğe karşı hukuk ve meşruiyet içinde verilen mücadele kazanıldı. Şimdi sıra halka, sandığa dayandığı iddiası çökmekte olan sivil otoriterliğe karşı mücadelenin kazanılmasında. Demokrasiyi hak ediyor muyuz? Bunun c
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.Hocaefendi'nin yeğeni elinde pazar poşetiyle evine giderken gözaltına alındı2.Bu kez İzmit'e İHA düştü.3.KHK'lıları ilgilendiren önemli haber: AİHM başvuru kriterlerini değiştirdi işte detaylar!4.Geceyarısı gözaltına alınan Gültekin hakkında karar verildi!5.26 şirkete operasyon! Çok sayıda gözaltı var
6.İtirafçı, Mehmet Akif Ersoy soruşturmasında Soylu'nun adını da verdi!7.Kahramanmaraş'ta yürekleri ağızlara getiren deprem!8.Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran hakkındaki suçlamalar belli oldu: 'Geliyorum' dedi9.Amerika hayali kuranlar şokta: ABD Green Card programını süresiz olarak askıya aldı!10.Gökçek mahkeme zoruyla tahliye edildi, şimdi de anahtarları vermiyor!

PROF. DR. OSMAN ŞAHİN

SAFVET SENİH

NUMAN YILMAZ YİĞİT

CUMA KARAMAN

ERTUĞRUL İNCEKUL
ÇOK OKUNAN HABERLER







