Beslenmede bir prensip vardır ölçü, miktar ve ihtiyaç. Ekmeğin miktarını abartmadan ihtiyaç kadar tükettiğimizde korkmamak lazım” dedi.
Elmacıoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yemek kült
ürünün temel
besin ögelerinden birinin ekmek olduğunu söyledi. Bugün
Akdeniz beslenme piramidine ya da dünyanın diğer beslenme piramitlerine bakıldığında, temelinin karbonhidratlardan oluştuğunu belirten Elmacıoğlu, “Ekmeğin yanında tam
buğday unundan yapılan her türlü ürün de enerji için olmazsa olmazımızdır” dedi.
Sağlıklı beslenmede günlük harcanması gereken kalorinin yüzde 60'ının karbonhidratlardan karşılanması gerektiğini belirten Elmacıoğlu, “Bunun da en temel, en
ucuz, en sağlıklı besin olarak tam buğday unundan yapılmış ekmek olmasını arzu ediyoruz. Türkiye'de belki tam buğday unu kullanılmasa da enerjinin büyük bir kısmı ekmekten karşılanıyor. Bu güzel bir sonuç” diye konuştu.
Elmacıoğlu, bugün Amerika'da birey başına 400 kilogram süt tüketildiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Bu günlük bir kilodan fazla süt ediyor. Süt çok güzel, çok yararlı bir besin. Ancak beslenmede bir prensip vardır ölçü, miktar ve ihtiyaç. İhtiyacın üstünde tüketilen her şey kilo yapar. İhtiyacın üstünde tüketilen en pahalı besin ögesi örneğin
kırmızı et, ihtiyacın üstünde tüketirseniz hem kilo yapar, hem de böbrek sistemine zarar verir. Eğer ekmeği günlük ihtiyacınızın üzerinde tüketirseniz kilo yapar. Buna ekmekten yapılan bütün tahıl ürünlerini ekleyebiliriz. Her şey ihtiyacın üzerinde tüketilirse kilo için sıkıntı yaratır.
“Elmacıoğlu, ekmeğin 2 bin yıldır kullanılan bir besin ögesi olduğunu kaydederek, “Ekmeğin miktarını abartmadan ihtiyaç kadar tükettiğimizde korkmamak lazım” şeklinde konuştu.
MANTI İLE YENEN EKMEK KİLO YAPMAZ
Mantıyla veya
makarna ile yenen ekmeğin de doğru tüketildiğinde kilo yapmadığını belirten Elmacıoğlu, şöyle devam etti: “Şunu irdelemek lazım. Belki bazı enerji gereksinimi olan insanlar makarna ile birlikte ekmeği tüketebilir ama onun yanına bir yoğurt ilave ettiğinizde, bir de
sebze salatası ilave ettiğinizde mükemmel bir besin ögesi olur. Burada beslenmeye toplumlar ön yargı ile bakıyor. Biraz daha temel beslenme bilgilerini koyarsak bence toplumlar bu konuda bilgilendikçe ne zaman, nerede, ne tüketeceklerini bilirler. Olaya 'ekmek kilo yapar', 'makarna kilo yapar' gibi bakmamak gerekir. Ne kadar tüketildiği önemli.”
OBEZİTEYLE MÜCADELEDEKİ EN BÜYÜK ÖNLEM
Elmacıoğlu, gıdaların glisemik yükü bulunduğunu, bu nedenle yemeklerin günde 5 öğün şeklinde tüketilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Günde 5 öğün tüketmemizin sebebi yükü 5'e bölersek bunu taşımak daha kolaydır. Harcamak daha kolaydır. Kilo almama ya da kilo vermede doğru bir yöntem olur ama siz bir anda organizmayı bol miktarda ekmek, mantı ile birden yüklerseniz, glisemik yükü çok yüklediğiniz için organizmaya kötülük etmiş olursunuz. Besinleri günlük 5-6 öğüne bölerek tüketmek, azar azar sık sık tüketmek obeziteyle mücadeledeki en büyük önlem ve tedbirdir” diye konuştu.
Kilo almamak, sindirim sistemini koruyabilmek ve sağlıklı tutabilmek adına en az 20 dakikada yemek yenmesi gerektiğini kaydeden
Funda Elmacıoğlu, “20 dakikadan sonraki zaman bizim için artıdır.
Hayat şartları içerisinde eğer 30 dakikayı muhafaza edersek hem sağlımızı koruruz hem de obezite ile mücadelede etkin oluruz” şeklinde konuştu.
AA