Yani yediğimizde, içtiğimizde, giydiğimizde eskiye dönüş. Türk Kanser
Araştırma ve
Savaş Kurumu Derneği Başkanı Prof. Dr. Tezer Kutluk, sofra kültürümüzü yaşatmaya, pişirme yöntemlerini korumaya davet ediyor. Prof. Dr.
Erkan Topuz da katkı maddelerinin bulunduğu besinlerden uzak durulmasını
tavsiye ediyor.
Organik beslenerek, katkı maddeli ürünlerden uzak durarak bireysel önlem alınabileceğini vurguluyor: “Herkesin bahçesi olmayabilir, balkonda bir saksıda domates, biber yetiştirebilirler. Dışarıdan aldıkları sütle yoğurt yapabilirler.
Şampuan yerine eskiden olduğu gibi zeytinyağlı
sabun ve durulama suyuna
elma sirkesi katabilirler. Yün yataklar, yün yastıklar yapıp sentetikten uzak durabilirler. Ketenli, pamuklu giyecekler giyebilir, iç çamaşırlarını kaynatabilirler.”
Bireysel olarak alınacak önlemler var elbette; ama
kanser gibi önemli bir sağlık sorunu için devletin daha fazla
tedbir alması gerekiyor. Dünya genelinde kanserle mücadele eden
ülkelerin başında
Kanada,
Almanya, ABD ve
Fransa geliyor. Örnek gösterilecek iki ülke
Norveç ve
İsveç. İsveç’te 2025 yılında bütün araçların elektrikli olması planlanıyor.
Mazot ve benzinli araçlar kaldırılıyor. Başka tedbir bütün gıdaların
organiğe çevrilmesi. Bunun dışında zirai ilaç denen (pestisit ve herbisit) böcek ilaçlarına yüksek oranda
vergi getirilmesi birçok ülkenin kanserle mücadele konusunda aldığı tedbirler arasında.
Büsbütün umutsuz ve çaresiz de değiliz. İstatistiklere göre, kanserden ölümlerin 2,8 milyonu, yani üçte birinden fazlası önlenebilir. Ancak devletin atacağı adımlar ve bireyin alacağı önlemlerle. Son olarak dua ve inancın kanser tedavisinde süreci olumlu etkilediğini söylemekte yarar var. Mesela San Francisco’da yapılan bir çalışmaya göre, dua edenlerin daha az kemoterapiye ihtiyaç duyduğu, daha az komplikasyon yaşadığı tespit edilmiş.
Kanser nedir?
Kanser, hücrelerde DNA’nın hasarı sonucu hücrelerin kontrolsüz veya anormal bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıdır. Günde vücudumuzda (DNA’da) yaklaşık 10 bin mutasyon olmasına rağmen bağışıklık sistemimiz her milisaniye vücudumuzu tarar ve kanserli hücreleri yok eder. Buna rağmen kanser hücreleri, bu bilinci kaybeder, kontrolsüz bölünmeye başlar ve çoğalırlar. Kanser hücreleri toplanarak urları (
tümörleri) oluşturur, tümörler normal dokuları sıkıştırabilir, içine sızabilir veya tahrip edebilir. Eğer kanser hücreleri oluştukları tümörden ayrılırsa, kan veya lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer bölgelerine gidebilir. Gittikleri yerlerde tümör kolonileri oluşturur ve büyümeye devam ederler. Kanserin bu şekilde vücudun diğer bölgelerine yayılması olayına metastaz adı verilir.
Kanserler oluşmaya başladıkları organ ve mikroskop altındaki görünüşlerine göre sınıflandırılır. Farklı tipteki kanserler, farklı hızlarda büyür, farklı yayılma biçimleri gösterir ve farklı tedavilere
cevap verir.AKSİYON