16 milyar TL'yi aşan ilaç pazarının bilinmeyen yüzü

İlaç sektöründe yaşanan iskonto tartışmaları derinleşerek sürüyor. Bir tarafta son iskonto oranlarını kabul etmeyen ilaç firmaları, diğer tarafta ise aldığı kararlardan geri adım atmayan ilgili bakanlıklar var

16 milyar TL'yi aşan ilaç pazarının bilinmeyen yüzü

Belirsizliğin faturası şu aşamada vatandaşa kesilmiş durumda. Bazı kritik ilaçlara ulaşmak günden günde daha da zorlaşıyor. İşte bu yaşanan tablo gözleri bir kez daha Türk sağlık sistemine çeviriyor. Sabah Gazetesi'nin haberine göre 16 milyar TL'yi aşan ilaç pazarının bilinmeyen yüzünü ve rant kavgasının perde arkasını araştırdı. Bu araştırma, Türkiye'de adı konmamış büyük bir rüşvet çarkını ve milyar dolarlık ilaç vurgununu gözler önüne seriyor. İlerleyen günlerde doktorların, ilaç mümessillerinin (reprezant) ve hatta ilaç firması sahiplerinin çarpıcı itiraflarına yer vereceğiz. Ancak önce Türkiye'ye yıllık 7 milyar TL'ye mal olan rüşvet çarkını ve bu çarkın sahiplerini tanımakta fayda var. İlaç firmaları ile Sağlık Bakanlığı arasında yaşanan iskonto kavgası tam gaz devam ederken SABAH, ilaç pazarının bilinmeyen pazarlama ağını ve milyar dolarlık rant kavgasının perde arkasını mercek altına aldı. Haftalar süren araştırma adı konmamış büyük bir rüşvet çarkı ve 7 milyar liralık ilaç vurgununu ortaya çıkardı. ZEHİRLİ İLİŞKİ Rüşvet çarkının ayrıntılarına geçmeden önce genel sistemi tanıtmakta fayda var. Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye'de de doğrudan ilaç reklamı yasak. Reklam olmayınca da satışları artırmanın tek yolu olarak ilacın doktorlara etkili tanıtımı kalıyor. Milyar dolarlık vurgunun temelleri de tam bu noktada atılmaya başlanıyor. İlaç şirketleri, doktorlara ulaşmak için ilaç mümessilliği (reprezant) sistemini kullanıyor. Bugün Türkiye'de 356 sağlık firmasının 22 bini aşan ilaç mümessilli her gün doktorlara daha fazla ilaç yazdırmak için en üst düzey performans gösteriyor. Dışarıdan masum gibi gözüken sistemin röntgenini çektiğinizde, karşınıza adı konmamış büyük bir rüşvet çarkı çıkıyor. DOKTORLARI SINIFLIYORLAR Genel hatlarıyla özetlemek gerekirse sistem şu şekilde işliyor: İlaç firmaları Türkiye' deki tüm doktorları A-B-C ve D segmentlerine göre sınıflıyor. Bu sınıflama genellikle doktora en yakın yerlerdeki eczane satış dataları kullanılarak yapılıyor. Daha sonra devreye prim sistemi ile çalışan mümessiller giriyor. Mümessille firma tarafından 1 yıllık bir kota belirliyor. Örneğin x mümessili kendi bölgesindeki x doktorlara yıllık 10 bin kutu ilaç yazdırmak zorunda. İşte bu noktada adı konmamış rüşvet çarkı işlemeye başlıyor. Görevi ilaç tanıtmak olan mümessiller limtsiz kredi kartları ve altlarındaki lüks otomobillerle doktorları kuşatmaya başlıyor. En basiti doktorun arabasını tamirciye götürmekle başlayan sistem, doktorun önüne harita açıp 'nereye tatile gitmek istersin'e kadar uzanıyor. Kurulan sistemde doktor ne kadar çok ilaç yazarsa o kadar ihya ediyor. LÜKS HAYATIN KA PILARI AÇILIYOR İlaç firmalarının doktora daha çok ilaç yazdırmak için kullandığı bir diğer yöntem ise sağlık kongreleri. Dünyanın çeşitli ülkelerinde haftalar süren ve lüks otellerde yapılan kongrelerin yüzde 90'u ilaç firmalarının sponsorluğunda gerçekleşiyor. Bol ve pahalı ilaç yazan doktorlar alakalı alakasız yılda en az 20-25 kez yurtdışı kongresine katılıyor. Lüks hayatın kapıları doktorlara açılıyor. EVLER CEPHANELİK GİBİ Türkiye'de neredeyse her ev bir eczaneye dönüşmüş durumda. Her buzdolabında kullanılmayan hatta hiç açılmamış 30 farklı ilaç görmek mümkün. Son verilere göre Türkiye'de kişi başına düşen ilaç harcaması 300 TL'yi bulurken hane başına düşen kutu ilaç miktarı ise 90 adet. Sağlık Bakanlığı'nın "Atık İlaç Hareketi" araştırmasına göre de eve giren her 100 ilaçtan 45'i hiç açılmıyor, çöpe gidiyor. Detaylarını açıklayacağımız verilere göre ilaç şirketlerinin kurduğu rüşvet çarkının faturası da 7 milyar TL'yi buluyor. İLAÇ SANAYİSİNDE KDV YÜZDE 8'E İNİYOR Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, ilaç üreticilerine yüzde 18 olarak uygulanan KDV'nin yüzde 8'e indirileceğini ayrıca 350 ilaçta yüzde 7.5 olan iskonto oranlarının kaldırılması için çalıştıklarını açıkladı. 3 yılık global bütçe hazırladıklarını, bütçeyi 2 yıllık dönemde 1.1 milyar lira aştıklarını söyleyen Çelik, "Kanser, diyabet gibi kritik hastalarımıza dönük ilaçların bir krize dönüşmemesi, sorun oluşturmaması için son kez sektörle bir araya geldik. Yüzde 18 olarak uygulanan KDV'nin yüzde 8'e indirilmesiyle ilgili de bir mutabakat oluştuğunu ve belirtmek istiyorum" dedi. ARA LIK KOVULMA ZAMANI Yazi dizimizde işini doğru yapan mümessil, şirket ve doktorları ayrı tutuyoruz. Ama araştırma sırasında mümessiller üzerinde kurulan baskının hiçbir sektörde yaşanmadığına şahit olduk. Aralıkta satış kotasını dolduramayanlar sorgusuz sualsiz işten atılıyor. En fazla üç yıl bir şirkette çalışabiliyor. İlaç firmalarından emekli olan da yok gibi. BASİT TEDAVİYE 3 İLAÇ Yaşanan sistemin çarpıklığını test etmek kolay. Örneğin ünlü bir diş hastanesinde iki gün önce tedavi gören D.G.'ye doktoru basit bir diş tedavisi için 2'si ağrı kesici toplam 3 ilaç yazdı. Başka bir örnek D.S. ise kol ağrısı için gittiği doktordan 4 ayrı ilaç ile döndü. Konuyu test eden bir başka arkadaşımız F.C. de hasta dahi olmadığı halde grip olduğunu söylediği doktorundan 4 ayrı ilaç alarak ayrıldı. AVRUPA SIKI TEDBİRLER ALDI Türkiye'deki mümessil sayısı neredeyse Avrupa ülkerindeki toplam mümessil sayısına denk geliyor. Türkiye'de ilaç mümessillerinin hasta kabul saatlerinde sağlık merkezlerine girmeleri yasaklandı. Ancak bu durum soruna çare olmaya yetmedi. Avrupa ise ilaç tanıtımının sadece internet ve büroşür yolu ile yapılması konusunda önemli adımlar atmayı başardı ve bu sayede ilaç harcamalarını büyük oranda düşürdü.
<< Önceki Haber 16 milyar TL'yi aşan ilaç pazarının bilinmeyen yüzü Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER