İnsan nasıl böyle bir dostunu terk eder de kuşburnu dururken sentetik içeceklerle ferahlamaya çalışır. Soğuk algınlığı, grip, nezle, öksürük şikâyetlerinde mutlaka başvurulması gereken ev ilaçlarından biri de kuşburnu. Bunun için bir çay bardağı veya bir su bardağı kaynar suya kıyılmış kuşburnu (bir çay kaşığı veya bir tatlı kaşığı kadar) atmak yeterli. En fazla 4 dakikada demini alan kuşburnunu balla tatlandırıp afiyetle için. Ancak ateşli hastalıkların tamamında şekerli ve tatlı yiyeceklerden uzak durmak gerekir, unutmayın. Böyle zamanlarda kuşburnunu tatlandırmadan içebilirseniz içiniz. Artık salgın halde bütün sofraları işgal eden ve zararları sayılamayacak kadar çok olan asitli kolalı içecekler yerine size vereceğimiz basit bir tarifle alışkanlıklarınızı değiştirebilirsiniz. Hem çok sağlıklı hem de lezzetli bu içeceği denemenizi öneriyoruz. Kuşburnu armonisi: Çok az adaçayı, az ıhlamur, 2 kuru karanfil ve biraz toz tarçını (kabuk tarçın da olabilir) 15-20 dakika kısık ateşte kaynatın. Büyükçe bir sürahiye yaklaşık bir avuç kıyılmış kuşburnu koyun ve kaynattığınız malzemeyi süzerek kuşburnuna ekleyin. Üzerine yarım limon sıkıp biraz da -keyfinize kalmış- esmer şeker veya balla tatlandırın. Soğuduktan sonra içeceğiniz hazırdır. Bu armoni yaz, kış demeden keyifle kullanacağınız bir içecek olacak. Vücudunuzdaki ufak çaplı yaralar için de kuşburnu yaprağı ve çiçeğine ihtiyacınız olacak. Kuşburnu çiçeklerini ve yapraklarını haşlayıp bu kısımlara kompres yaparsanız faydasını göreceksiniz. Yine aynı formüle bal ilave edip hafif yanıklarda da deneyebilirsiniz. Kuşburnu, içerdiği bol C vitamini ve diğer vitaminlerle halsiz ve bitkin hissettiğinizde sizi canlandıracak hoş bir meyvedir. Daha önce tarifi verilen ve hemen hepiniz tarafından zaten bilinen şekliyle çayını içmeniz yeterlidir. Kış mevsimi için artık yaygınlaşmaya başlayan kuşburnu haplarından da yararlanabilirsiniz. Kuşburnunun iyi bir kan temizleyici olduğunu unutmayın. 1 kilo kuşburnunda 15 kilo portakala denk C vitamini olduğunu da ayrıca hatırlatırım. *** Yeşil ve dikenli güzel: Isırgan otu Adına bakıp da ısırganı horlamaya kalkmayın. Diğer yaban otlarıyla karşılaştırıldığında gösterişli değildir. Her yerde bulunur, nadirattan değildir. Bütün bunlardan sonra ısırgan otunun faydalarını görelim. Isırganın ince havla örtülü yapraklarına dokunduğunuzda yakma duygusu vermesinin sebebi, tüylerin kırılıp karınca asidi salgılamasındandır. Isırganın yapraklarını kaynatıp soğuttuktan sonra günde bir bardak içmek burun kanamalarına iyi gelir. Isırganın tohumları çok faydalı. Balla karıştırıp biraz su katarak kaynatıp sabah akşam bir fincan içerseniz balgam söktürücü etkisinden faydalanabilirsiniz. Kulak ağrısı çekiyorsanız yapraklarını lapa yapıp kulak arkalarına yerleştirin. Ayrıca kesik bir yeriniz varsa aynı lapayı kesik yerin üzerine de koyabilirsiniz. Bal veya sirke şerbetiyle içilirse böbrek ve dalağa iyi gelir. Isırganın en önemli özelliği de kökü ve yaprakları ile beraber kaynatılarak içildiğinde hem kan yapması hem de kanı temizlemesidir. Bırakın ısırgan sizi de ısırsın Romatizmal yakınmaları olanlar yılda bir kez ısırganla rahatsızlık çekilen bölgelere vururlarsa rahatlık hissedeceklerdir. İhtiyacınız olan demir ve magnezyum açısından zengin bir bitki olan ısırgan, çok asitli olmaması sebebiyle ıspanaktan daha tercihe şayandır. Damar sertliği olanlar ve gut hastalarına da bu yönüyle tavsiye edilmektedir. Mide, karaciğer, pankreas ve safra kesesinin salgılarını oldukça iyi bir şekilde uyaran sekterin adlı maddeyi de bünyesinde barındırmaktadır. İçindeki demir de alyuvarların sürekli yenilenmesine sebep olarak vücudumuza oksijen sağlanmasına sebep olur. Mesane rahatsızlıkları, kanın temizlenmesi, egzama, kansızlık ve üşütmelerde; bir çay bardağı kaynamış suya iki çay kaşığı ısırgan otu (toz halinde) ekleyerek kullanabilirsiniz. Isırganı kullandığınız her yerde içine yarım çay kaşığı da çörekotu eklerseniz şifalı tesirini artırmış olursunuz. Ancak alerjik deri rahatsızlıkları, kalp hastalığı, böbrek rahatsızlığı ve sindirim sistemi bozukluğu olanlar kullanmamalıdırlar. Zaman