Sağlık Bakanı Recep
Akdağ, Gençlik ve
Spor Bakanlığı tarafından 'Bölgesel Gençlik Çalıştayı' kapanış töreninde konuştu.
Türkiye'de son yıllarda daha az kitap okunduğunu belirten Akdağ, ''Çünkü dijital dünya hepimizi çok olumsuz etkiliyor" dedi.
Kendi çocuklarıyla da bunun tartışmasını yaptığını söyleyen Akdağ, "Karşınızda televizyon, dizinizin üzerinde bilgisayar, elinizde cep telefonu. Böyle bir üçlemi düşünebiliyor musunuz? Bu bizim entelektüel dünyamızı, gelişimimizi son derece olumsuz etkileyen bir şey" şeklinde konuştu.
"Türkiye'de bir kişi günlük ortalama 3,5 saat televizyon izliyor" diyen Akdağ, "Genç yaşlarda o kadar saat televizyon izlemek, bedensel, zihinsel, kalbi olarak bizi olumsuz etkiliyor'' diye konuştu.
Akdağ, dijital
bağımlılık konusunda çalışma yaptıklarını kaydetti.
Bakan Akdağ'dan diğer uyarılar:
— ''Aklınızı bir
genç olarak hiç kimsenin cebine koymamayı kendinize şiar edinmelisiniz. Sizin de önünüzde bir
hedef olarak olarak kişilikler olabilir, ayrı mesele. Belli bir siyasi düşünceye bağlı olabilir, belli gruplarla birlikte düşünebilirsiniz. Kendinizi geliştireceksiniz. Ama hiçbir zaman aklınızı başkalarının cebine koymayın. Fanatizm, aklınızı başkalarının cebine koymanın sonucunda gelen bir husustur. Fanatizmin doğrusu olmaz, fanatizm insanın aklını da gönlünü de
esir eden bir şey. Doğru düşünemeyiz. O zaman fanatik olmamak lazım ama idealist olmak da lazım bana göre.''
— "Bizde batılı ülkelerdeki kadar yüksek bir madde bağımlılığı oranı yok, tabii sigara hariç. Maalesef sigarada çok kötü bir yerden biz bayrağı devraldık. Ama çok başarılı işler yaptık, yapıyoruz. Bu konuda siz arkamızda durdukça biz geri adım atmayız.
Doğru beslenme çok önemli. Sağlık
promosyonu diye bir kavram var. Türkçe'ye biz bunu bir promosyon olarak çevirmiyoruz, çünkü promosyonun anlamı, Türkiye'de yaygın kullanılan anlamı, gazetelerin, televizyonların, çanak
çömlek dağıtmasına indirgenmiştir. Sağlığın teşviki, tam 20 yıldır en önemli hususlardan biri. Ancak bu konuda son 5 yılda ciddi adımlar attık. Yeni yaptığımız kanunla, Sağlık Bakanlığında, 'Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürlüğü' kurulacak.
Şişmanlık, obezite diyebilirsiniz. Bununla birlikte hareketsizlik sağlığımızı son derece bozan önemli bir husus. Biz
bakanlık olarak bunun üzerine çok çalışacağız, büyük medya kampanyalarına başlamak üzereyiz. Diğer kuruluşlarla ilgili çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız.
Tüketilen kaloriden daha fazla kalori alımı kilo almaya neden oluyor. Ne yiyeyim, ne içeyim diye düşünürken birincisi ağzımızın fermuarını çekmesini bilmeliyiz. Kültürümüzden
miras olarak getirdiğimiz önemli bir
uygulama var aslında. Bu uygulamaları biraz unuttuk ama 21. yüzyılda bunları yeniden gündeme getirmenin tam da zamanıdır.
Acıkmadan sofraya oturmamalıyız, doymadan kalkmalıyız, midemizin tamamını gıdayla doldurmamalıyız. Üçte birini gıdalarla, üçte birini suyla doldurduysak kafidir. Bunları yaparsak büyük ölçüde yeterli olacaktır. Bunların yanında, bir de günlük 20-30 dakika fiziksel egzersiz yapmalıyız. Doğru beslenip, yeterince hareket ettiğimizde sağlığımızı aslında büyük ölçüde koruyacağız demektir.''
— Türkiye'de
alkol tüketimi çok yüksek değil, gençlere bir tavsiyem, 'asla alkol ile barışık olmayın'.
Avrupa ülkelerinde ortalama olarak Türkiye'dekinin 5 katı kadar alkol tüketimi var."
AA