Prof. Dr. Abdulkadir Koçer, baş ağrılarının aşırı ilaç kullanımı nedeniyle
kontrol altına alınamaz hale geldiğini söylüyor. Koçer, hafif ve orta şiddetli migren ataklarında, her evde bulunabilecek parasetamol ve
aspirin gibi basit ağrı kesicilerin etkili dozlarda kullanılmasının yeterli olacağını belirtiyor.
Baş ağrısı, bulantı,
kusma, ışık ve ses hassasiyeti ile seyreden bir hastalık olan migren, daha çok kadınlarda görülüyor. Geçtiğimiz yıllarda Türk Nöroloji Derneği'nin yaptığı 'Türkiye'de
baş ağrısı ve migren epidemiyoloji' çalışmasında da ülkemizde her 4 kadından birinin migren hastası olduğu tespit edildi. Kişinin günlük yaşamını da aksatan bu hastalıkta fazla ilaç kullanımı ağrının kronikleşmesine yol açıyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi
Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Nöroloji ve Algoloji (
Ağrı Bilimi) Yan Dal Uzmanı Prof. Dr. Abdulkadir Koçer, ilacın aşırı kullanımı sonucunda baş ağrılarının artık kontrol altına alınamaz hale geleceğini ve ağrının başın her iki tarafına yayılacağını belirtiyor.
Migren atağının sebebi tam olarak bilinmemekle birlikte, ağrı oluşurken beyindeki kan akımında değişiklikler görülüyor.
Sinir sistemi, stres ve yeme alışkanlığı gibi tetikleyici faktöre tepki olarak beyni besleyen
damarlarda daralma oluşuyor. Daralma sonucunda beyne giden kan azalıyor ve bazı damarlar
oksijen gereksinimini gidermek için genişliyor.
Takip eden süreçte beynin arka kısmından öne doğru yayılan kan akımında bir azalma ortaya çıkıyor. Prof. Dr. Abdulkadir Koçer, migren baş ağrısının aniden oluşmadığını söylüyor. Baş ağrısı gelmeden önce yorgunluk, hafif
mide bulantısı, kendini kötü hissetme, enseden yukarı kasılma hissinin sıkça gözlenen şikâyetler olduğunu aktaran Koçer, hafiften başlayan zonklayıcı tarzda ağrının daha sonra şiddetlendiğini ifade ediyor. Ağrının birçok kişide tek taraflı olduğunu dile getiren Koçer, "Göz çevresi, şakak veya alın bölgesinde ağrı hissedilir.
Işık, ses veya kokudan rahatsızlık duyulur. Migren baş ağrısı genellikle bir gün içinde geçmekle birlikte üç güne kadar devam eder. Baş ağrısı sonrasında da yorgunluk hali oluşur. Bu da hastanın normal yaşantısına dönmesini geciktirir." diyor.
Koçer'e göre bazı migren hastaları yıllarca gereksiz yere antibiyotik alıyor. Kimi hastanın soğuğa maruz kalması halinde migren atağının tetiklendiğini ifade eden Koçer, bu kişilerin üst solunum yolu enfeksiyonu veya sinüzit tanılarıyla takip edildiklerini ve gereksiz antibiyotikler kullandıklarını söylüyor. Koçer, dikkatli bir
sorgulama ile migren tanısının rahatlıkla yapılabileceğini aktarıyor. Yanlış
tedavi protokolleri, ilaç alışkanlıkları, ilaç bağımlılığı, günlük yaşantıya ait düzenlemelerin yapılamaması nedeniyle bir süre sonra migren ağrıları şiddeti ve sıklığında artış olacağı ve gerilim türü baş ağrısının ortaya çıkacağını belirten Koçer şöyle konuşuyor: "Migren hastalarının bir kısmında toplumda sıkça kullanılan ağrı kesicilerin her ay en az 15 gün süreyle tüketilmesi veya
bağımlılık riski daha yüksek olan ergotamin, triptan ya da opioid grubu ilaçlardan herhangi birinin her ay en az 10 gün süreyle kullanılması kötü ilaç kullanımı olarak kabul edilir.
İlaç, aşırı kullanımı neticesinde baş ağrıları artık kontrol altına alınamaz bir hale gelir ve hastalar daha fazla ilaç tüketmeye başlar. Tek taraflı migrenden daha yaygın ağrılar ortaya çıkar. Bu iki taraflı ve enseden yukarı yayılan, başı sarar tarzda, künt ağrılardır.
Bazı ilaçlar migren ağrılarına yol açıyor
Sıkça kullanılan bazı ilaçlar veya maddeler, aniden ortaya çıkan 2-3 gün süren iki taraflı migren ağrılarına yol açabiliyor. Kalp ilaçları (nitratlar), dipridamol (drisentin) gibi damar genişletici ilaçlar, sildenafil (viagra) gibi cinsel problemlerin tedavisinde kullanılan ilaçlar, aspartam (tatlandırıcı olarak kullanılır),
alkol ve
kokain en yaygın kullanılan ajanlar. Aşırı ilaç kullanımı migreni kronikleştiriyor.
Günlük 1 fincan
kahve, baş ağrısından koruyor
Her evde bulunabilecek basit ağrı kesiciler (parasetamol ve aspirin türevleri) etkili dozlarda kullanıldığında hafif ve orta şiddetli migren ataklarında yeterlidir.
Isırgan otu,
ıhlamur, melisa ve
gümüş düğme çayı gibi bitki çayları rahatlama, gevşeme ve uykuya geçişi kolaylaştırarak baş ağrılarını gidermeye yardımcı olabilir. Ancak tek başına atağı önlemeye yetmez.
Kafein ise kan damarlarını daraltır, ağrıyı azaltır. Kafein içeren ilaçlar veya 1 fincan kahve atağa faydalıdır. Günlük 1 fincan kahve tüketimi koruyucudur. Ancak aşırı derecede kafein kullanımı baş ağrısını kötüleştirir.
ZAMAN