300 milyon yıldır keşfedilmeyi bekleyen Himalaya kristali günümüzde
şifa kaynağı oldu. Vücudun düzgün çalışabilmesi, adalelerimizin kasılabilmesi, beynimizdeki hücrelerin birbiriyle haberleşmesi, kalbimizin atması ve diğer fonksiyonlarımız için su ve tuz dengesinin önemli olduğunu belirten uzmanlar, Himalaya kristali olarak bilinen tuzun sağlık kaynağı olduğunu ifade ediyor.
30 - 31
Mart 2012 tarihleri arasında Bursa'da Merinos
Kongre ve
Kültür Merkezi'nde düzenlenen Naturel Beden, Zihin ve Ruh Sağlığı Festivali'nde stant açarak Himalaya tuzunu tanıtan
Ünal Güner, doğru tuzu kullanmanın önemine dikkat çekti. Güner, "Himalaya kristali 300 milyon yaşındadır. Himalaya tuzu, insan vücudunda bulunan bütün mineralleri ve elementler ihtiva ediyor. Himalayalarda 300 milyon yıl boyunca gün ışığını emen bu kristaller sağlığa çok faydalı. Bedenimizde su ve tuz eksikliği birçok hastalığın sebebi. Doğru suyu ve doğru tuzu doğru miktarda kullanmak lazım. Su ve tuzun dengelenmesi ile
vücut kendi kendini iyileştirir" dedi.
Himalaya tuzlarının aynı zamanda radyasyonu nem yolu ile emerek ortama faydalı iyonlar yaydığını anlatan Güner, "Bu da bizi cep telefonlarımızın ve çeşitli
elektronik cihazların zararlı etkilerinden korur. Bunun yanında
astım,
solunum yetmezliği olan kişiler tuz mağarası ve tuz odalarında
tedavi olabilir. Tuz odaları bildiğimiz gibi
Osmanlı döneminde özellikle İç
Anadolu bölgesinde kullanılırdı. Astım olan kişiler içine girip belli bir süre kaldığında büyük fayda görür. Ülkemizde tuz odaları ve tuz mağaraları yapılmasına başlandı. Bunun yanında sularınızı Himalaya kristali ile minerallendirdiğinizde sularınızı canlandırmış olursunuz. Yemeklerinizde ise rafine tuz yerine Himalaya tuzu kullandığınız zaman tuz ihtiyacınızı daha
doğal ve sağlıklı yoldan karşılamış olursunuz" şeklinde konuştu.İHA